İşte YSK'nın İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin gerekçeli kararı
Yüskek Seçim Kurulu'nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin 4'e karşı 7 üyenin oy çokluğuyla aldığı kararın gerekçesi açıklandı.
YSK'nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptaline ilişkin 4'e karşı 7 üyenin oy çokluğuyla aldığı kararın gerekçesi açıklandı. YSK'nın seçim iptaline ilişkin gerekçeli kararı 250 sayfadan oluşur. Gerekçede sayım döküm cetvellerindeki iddialara da yer verildi.
YSK, İstanbul seçimlerinin iptali için 2 gerekçe öne sürdü. Bunlardan birincisi 754 sandıkta yasaya rağmen sandık başkanlarının görevlendirilmesi ve 108 sandıkta sayım döküm cetvelinde imza bulunmaması gösterildi.
Karar metninin hiçbir yerinde 'oy çalınması'yla ilgili bir ifade bulunmuyor. Ancak sonuç bölümünde sandık başkanları ile ilgi suç duyurusunda bulunulacağı belirtiliyor.
İŞTE YSK'NIN GEREKÇELİ KARARINDAN SATIR BAŞLARI:
Sandık kurulu yanlış oluşturulduysa sonuç şeklen hatalıdır.
Oy farkının 13 bin 729 olması nedeniyle, 754 sandıkta sandık kurulu başkanlarının kanun hükmüne aykırı olarak belirlenmesi ve bu şekilde oluşan sandık kurullarının yaptıkları seçim iş ve işlemlerine itibar edilemeyecek olması, seçimin neticesine müessir görülmüştür.
KHK'LI 6 KİŞİ SANDIK KURULU BAŞKANI OLARAK ATANDI
KHK ile kamu görevinden çıkarılan kişilerden 6'sı sandık kurulu başkanı, 3'ü sandık kurulu kamu görevlisi üyesi olarak görevlendirilmiştir.
Sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı belirlenmesiyle ilgili YSK'nin daha önceden vermiş olduğu emsal oluşturacak içtihadı bulunmamaktadır.
YSK’NIN GEREKÇELİ KARARIN TAM METNİ İÇİN TIKLAYIN…
ŞÜPHELİ OY SAYISI 300 BİN, OY FARKI 20 KATINDAN DAHA FAZLA
Seçmen listesinde yapılan bütün maddi hatalar ve/veya kasti yanlışlıklar ve kanuna
aykırılıklar sebebiyle gerçek durumu tespit edilemeyen şüpheli oy sayısını 300.000’den fazla olduğu, bu sayının Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi adayları arasındaki fark olan 13.742 (Oy farkının yaklaşık 20 katı)'den fazla olduğu tespit edilmiştir.
Sayım döküm cetveli boş olan sandıklara ilişkin olarak yapılan incelemede:Ataşehir 1. İlçe 1340 numaralı sandığa ait, Beykoz İlçesinde 1312 numaralı sandığa ait, Beylikdüzü İlçesinde 1300 numaralı sandığa ait, Esenyurt 1. İlçe 1289 numaralı sandığa ait, Esenyurt 2. İlçe 2086 ve 2129 numaralı sandıklara ait, Gaziosmanpaşa 3. İlçe 3302 numaralı sandığa ait, Kadıköy 1. İlçe 1195 numaralı sandığa ait, Kartal 1. İlçe 1006 numaralı sandıklara ait, Sancaktepe 1. İlçe 1266 numaralı sandığa ait, Sarıyer 1. İlçe 1122 numaralı sandıklara ait, Şile İlçesinde 1001 numaralı sandığa ait, Zeytinburnu 1. İlçe 1040, 1043, 1044, 1057, 1114 ve 1212 numaralı sandıklarda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ait sayım döküm cetvellerinin boş olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul'da sandık kurulu başkanlığı için ihtiyaç duyulanIn 7 katı kadar kamu görevlisi var. Hal böyleyken ilçe secim kurullarının mülki amirden gelen liste dışından sandık kurulu başkanı seçmesi seçimin güvenilirliğini ortadan kaldırmıştır.
YOK HÜKMÜNDEKİ 108 SANDIKTA 30.281 OY KULLANILDI
İlçe seçim kurullarınca yapılan incelemeler sonucunda 377 kısıtlının oy kullandığı, 6 sandıkta ölülerin yerine oy kullanıldığı, 41 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 58 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine oy kullanıldığı, 224 zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olan kişinin oy kullandığı tespit edilmiştir. Bu şekilde oy kullanma hakkı olmamasına karşın oy kullandığı tespit edilen kişi sayısının 706 olduğu görülmüştür.
İstanbul genelinde, sayım döküm cetveli olmayan veya imzasız olmakla esasen yok hükmünde 108 sandıktaki oy kullanan seçmen sayısı 30 bin 281'dir.
Seçim sonucunun belirlenmesinde en önemli unsurlardan biri sayım döküm cetvellerinin 108 sandıkta düzenlenmemiş olması, bu sandıklardaki seçim sonucunun güvenilirliğini ciddi biçimde zedelemektedir.
Sandık kurulu başkanlarının kanun hükümlerine aykırı görevlendirilmesi ve bu kurulların yaptığı seçim iş ve işlemlerine itibar edilmesinin mümkün bulunmaması ile diğer kanuna aykırılık ve usulsüzlükler, seçimin güvenilirliğini ortadan kaldıran ve seçim sonucuna müessir olay ve haller kapsamında görülmüş, bu nedenle seçimin iptali ve yenilenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARŞI OYLARIN GEREKÇELERİ
YSK Başkanı Sadi Güven ve 3 YSK üyesi muhalefet şerhi bildirdi. Muhalefet şerhinden öne çıkan ifadeler ise şu şekilde;
Tahmini ve farazî gerekçelerle, seçmen iradesi yok sayılarak salt sandık kurulu başkanın kamu görevlisi olmaması nedeniyle seçimin iptaline karar verilmesinde hukukî uyarlık bulunmamaktadır.
Sandık başında seçimi siyasi partilerin yaptığı kabul edilir. Oy verme işlemleri, oyların sayımı ve dökümü, buna ilişkin tutanakların tanzimi, beşi siyasi parti temsilcisi olan yedi kişilik sandık kurulu tarafından birlikte gerçekleştirilmektedir.
Sandık kurulu başkanının kamu görevlisi olmaması, seçmene yüklenecek bir kusur değildir. Bu nedenle, bu sandıklarda oy kullanan seçmenin oyunu geçersiz kabul ederek iradesinin yok sayılması, Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler ve seçim mevzuatı ile güvence altına alınan en temel yurttaşlık haklarından olan seçme hakkının özüne müdahale anlamı taşır.
Seçim hukukuna egemen olan serbest, genel oy, eşit, tek dereceli, gizli oy, açık sayım ve döküm ilkelerinin hangisinin kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkanı tarafından ihlal edildiği, hiçbir şekilde ortaya konulmamıştır.
Sandık kurullarının usulsüz oluşması tam kanunsuzluk halini oluşturmaz. Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez.
İki aday arasındaki oy farkı 13.729 olup 2.732 oy kullanan kısıtlı seçmen, 1.229 adet ölü yerine oy kullanan seçmen, 10.290 hem cezaevi listesi hemde ikametgahı seçmen listesinde kayıtlı olup oy kullanan seçmen, 5.287 adet İstanbul seçmen listesinde kayıtlı hükümlü seçmen, 236 yerleşim yeri cezaevi olan seçmen, 21.358 zihinsel engelli seçmen, ek 5.315 kısıtlı seçmenin oy kullandığı ileri sürülmüş ise de bu nedenlere dayalı usulsüz oy kullanıldığı tespit edilen kişi sayısı 706 olup sonuca etkili görülmemiştir, iptal nedeni sayılmamıştır.
212 adet sandık kurulu başkanının yasaya aykırı şekilde görevlendirildiğinde şüphe yoktur. Sandık kurullarının yasada öngörülen şekilde atanmaması halinde yapılacak işlem Yüksek Seçim Kurulunun 13/12/2018 tarihli 2018/1105 sayılı kararıyla kabul edilen seçim takvimine göre 02 Mart 2019 tarihinde sandık kurullarının teşkiline dair ilçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazın il seçim kurulunca kesin olarak karara bağlamasının son günü şeklinde düzenleme ile belirlenmiştir.
Kamu görevlisi olmayan kişilerin sandık kurulu başkanı olarak görevlendirilmesinin seçimin sonucuna müessir olduğu iddiasına gelince; Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez.
Bu nedenle, 29 Mart 2009 Pazar günü Yozgat İli Akdağmadeni İlçesi Oluközü Beldesinde yapılan Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclisi Üyeliği seçimlerinin iptaline ilişkin olarak Yozgat İl Seçim Kurulunca verilen 02/04/2009 tarih ve 2009/37 sayılı kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.”
Ayrıca imzasız sayım döküm cetvelleri ile sandık sonuç tutanakları uyumlu olup seçim iptal nedeni olabilecek bir uyumsuzluk görülmemiştir.
Görüldüğü üzere oy pusulalarının dışarıdan temin edildiği yolunda bir iddia yoktur. Olay tamamen, bu konuda eğitilmediği anlaşılan sandık kurulunun hatasından kaynaklanmaktadır. Seçmen, kendisine sandık kurulunca verilen oy pusulalarını alarak oyunu kullanmıştır. 298 sayılı Kanunun 103/4. maddesi gayesine uygun olarak yorumlandığında, bu sandıkta kullanılan bahse konu seçimlere ait oy pusulalarının geçersiz sayılması, olayımız bakımından, seçmenin iradesini ve hakkı şekle mahkûm edecek sonuçlara götürür.
Münferit de olsa bazı sandık kurullarının 298 sayılı kanunun 77. maddesinin dördüncü fıkrasındaki görevini yapmaması, netice itibariyle yukarıda özetlenen usule uygun olarak sandık kurullarına ulaştırılan oy pusulası ve zarf kullanılmak suretiyle gerçekleşen oylamada, seçmene yüklenebilecek bir kusur olmamasına rağmen Anayasal hakkını kendisinden beklenen yükümlülüklere uygun olarak kullanan seçmenin oyunun geçerli sayılmamasının, yönetime katılma hakkının özünü ortadan kaldıracak bir sonuç yaratacağı açıktır.