İşte dünyanın beklediği o zirve
Türkiye, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan'ın Esad'in geleceği hakkındaki toplantısında olumsuz karar çıktı.
Türkiye, ABD, Rusya ve Suudi Arabistan dışişleri bakanları, Suriye’nin geleceğini konuşmak için Viyana’da toplandı. Esed'li geçiş sürecinin tartışıldığı döneme denk gelen toplantıda Rusya, ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye, Esad'in akıbeti konusunda ortak bir tavırda anlaşamadı
Viyana’da Rusya, ABD, Türkiye ve Suudi arabistan dışişleri bakanları, Suriye'de Esad'li geçiş sürecinin tartışıldığı bir dönemde toplandı. İç savaşa çözümün tartışıldığı toplantı sonrası ilk 'somut' sonucu Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cübeyr açıkladı. Cübeyr; Rusya, ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin Suriye'de geçiş sürecinde Esad'in akıbeti konusunda ortak bir tavırda buluşamadığını açıkladı. Cübeyr ülkelerin istişarelere devam kararı aldığını belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise "Esad'in âkıbetine Suriye halkı karar vermeli" diyerek toplantıda ülkesinin Esad ile ilgili pozisyonundan geri adım atmadığının işaretini verdi. Rus bakan ayrıca Mısır ve İran'ın da Suriye'de çözümde 'rol oynayabileceğini' söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry de dört ülkenin en erken 30 Ekim Cuma günü 'daha geniş katılımlı bir toplantıda' bir araya gelebileceğini açıkladı. Kerry toplantıyla ilgili ise "İkna oldum... Bugünlü toplantı yapıcı ve verimli bir toplantı oldu" yorumunu yaptı.
Sinirlioğlu, Lavrov ile görüştü
Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Viyana'daki "Suriye" Toplantısı sonrasında Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile görüştü Sinirlioğlu ile Lavrov, toplantının gerçekleştirdiği Hotel Imperial'da bir araya geldi. Basına kapalı yaklaşık yarım saat süren görüşme sonrası açıklama yapılmadı. Görüşmenin ardından Bakan Sinirlioğlu, Türkiye'ye dönmek üzere otelden ayrıldı.
Türkiye- ABD- Suudi Arabistan 'koordinasyon toplantısı'
Öncesinde ise ABD, Suudi Arabistan ve Türkiye arasında üçlü koordinasyon toplantısı yapıldı. Suriye’nin geleceği konusunda bu üç ülkeden farklı görüşlere sahip olan Rusya dahil edilmedi.
Üç ülkenin Suriye’nin geleceği konusunda temel görüşleri aynı, ancak bazı detaylar konusunda farklılıkları var. Koordinasyon toplantısı, bu ülkelerin Rusya ile görüşmeden önce farklılıklarını ve ortaklaşabilecekleri noktaları görüşmek için yapılıyor.
Rusya Suriye’de savaşın başından beri Beşar Esed rejiminin en güçlü destekçisi. Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan ise kendi halkına kitle imha silahlarıyla saldıran ve yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarcasının da yerinden edilmesine yol açan Esed’in Suriye’nin geleceğinde yer alamayacağını savunuyor.
Esed’li geçiş dönemi planı gündemde
Esed’in Suriye’nin geleceğinde olamayacağı görüşüne rağmen Eylül ayı itibariyle ABD, sadece altı aylık bir geçiş dönemi için Esed’in sembolik bir cumhurbaşkanı olarak kalabileceği yönündeki planı müttefikleriyle ve Rusya ile görüşmeye başladı.
Viyana toplantısı öncesinde bazı köşe yazarlarına bilgi veren üst düzey bir Türk Dışişleri yetkilisi, planlanan altı aylık geçiş dönemi ile ilgili ayrıntıları paylaştı. Buna göre geçiş sürecinde Esed’in yetkileri geçici yönetim organına devredilecek.
Diplomata göre, plan, Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında, ABD’nin de içinde olduğu dokuz ülke tarafından kararlaştırıldı. Rusya’ya da ABD tarafından aktarıldı ancak Rusya’dan net bir cevap gelmedi. Türk Dışişleri yetkilisi, köşe yazarlarına Türkiye’nin Esed’siz Suriye görüşünden vazgeçmediğini, bu planın siyasi geçişi hızlandırmak için desteklendiğini belirtti. Köşe yazarları, Türk Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun Rus mevkidaşı Lavrov’la, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Rus Devlet Başkanı Putin’le planı görüştüğünü yazdı.
Hem Erdoğan ve Sinirlioğlu’nun Rusya ziyaretleri, hem BM sırasında yapılan görüşmelerin ardından Rusya’dan henüz cevap gelmeden, Rusya Suriye’de hava saldırılarına başladı. Türkiye ve ABD Rusya’yı sadece IŞİD’i değil, Esed’le savaşan Suriye muhalefetini de vurmakla suçluyor.
Esed Moskova’daydı
Planın gündeme gelmesinin ve Rus savaş uçaklarının Suriye’deki faaliyetlerinin artmasının ardından Esed, savaşın başından beri ilk kez ülke dışında çıktı; Moskova’ya giderek Putin’le görüştü. Kremlin’de yapılan gizli görüşmenin ardından Kremlin Sarayı Sözcüsü Dmitry Peskov bir açıklama yaptı. Buna göre Putin Rusya'nın Suriye'de siyasi çözüme hazır olduğunu ve barışçıl bir çözüm için diğer ülkelerle bu konuda 'yakından çalışabileceklerini' vurguladı.
Beşar Esed de Rusya'ya teşekkür ederken, "Suriye ve Suriye'nin bağımsızlığını savunduğunuz için teşekkürler. Rusya'nın attığı siyasi adımlar Suriye'deki krizin daha da büyüyüp trajik bir senaryoya dönüşmesini engelledi" dedi.
Esed’in Viyana toplantısı öncesi yaptığı bu ziyarete Beyaz Saray tepki gösterdi. Beyaz Saray Sözcüsü Eric Schultz, "Kendi halkına karşı kimyasal silah kullanan Esed'i kırmızı halıyla ağırlamak Rusya'nın ileri sürdüğü Suriye'de siyasi geçiş amacıyla çelişiyor" açıklamasını yaptı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da ziyaret için "Keşke Esed Rusya'da daha fazla kalsa da, Suriye halkı rahat etse; keşke daimi olarak kalsa da, geçiş dönemi böyle başlasa" dedi.
Davutoğlu Esed’li geçiş dönemi tartışmaları için de “Suriye halkının kabul etmeyeceği bir süreci biz de kabul etmeyiz. Suriye'de Esad'lı bir geçiş değil, Esad'ın gidişini sağlayacak bir geçiş olması lazım. Esad'ın gidiş formülleri üzerinde durmak lazım" ifadelerini kullandı.
Altı aylık geçiş sürecinin ardından Esed ve ailesine ne olacağı sorusu da tartışmaların gündeminde. Türk yetkilinin köşe yazarlarına verdiği bilgiye göre, Rusya’nın bu konuda soru işaretleri var. Aynı zamanda Kremlin, Esed’in kendi ülkesine sığınmasını da, Batı’yla ilişkilerinde yeni bir sorun olarak ortaya çıkacağı gerekçesiyle istemiyor. Planla ilgili henüz net bir yanıt vermeyen Putin, Suriye rejimine siyasal ve askeri destek vermeye devam ediyor.
‘Esed’in rolü Suriye'yi terk etmek olabilir’
Viyana'da ABD, Rusya ve Türkiye'nin de katılacağı Suriye toplantısı öncesi konuşan Suudi Dışişleri Bakanı Adil El Cübeyr de, Esed'in Suriye'de olası geçiş sürecindeki rolü konusunda "Onun tek rolü Suriye'yi terk etmek olabilir" dedi. ‘Rusya’nın Suriye müdahalesinin çok tehlikeli olduğunu’ düşündüğünü söyledi.