İmamoğlu'ndan CHP liderliği ve Cumhurbaşkanlığı yanıtı
Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu, gazetecilerin kendisine yönelttiği "2023'de gerçekten cumhurbaşkanlığına aday olursanız CHP'nin Genel Başkanı olarak mı aday olmak istersiniz?" sorusuna bu yanıtı verdi.
Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayıEkrem İmamoğlu, Taksim’de bir otelde düzenlenen “Kentsel Gelişim Çözümleri Toplantısı” ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“BİZİM KÜLTÜR MERKEZİMİZDE KEYİFLE YER BULACAKLAR”
İmamoğlu’na yöneltilen ilk soru, ”Geniş bir yelpazede size destek görünüyor. İstanbul’da, ‘Şehir Kültür Merkezi’ kuracağınızı söylediniz. Buralarda Kürtçe sanat etkinliklerine ayıracağınız bütçe ve planlarınız var mı?” oldu. İmamoğlu, bu soruya, ”Aynı sorunun benzeri 2 gün önce de soruldu. Bu şehirde yaşayan her etnik kökenin, her inancın ürettiği hangi değer varsa, elbette ki bizim kültür merkezlerimizde keyifle yer bulacaklardır” yanıtını verdi.
“KÖTÜ NİYETLİ İNSANLARIN ELİNE FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
İmamoğlu, ”23 Haziran seçimlerinin de iptal edilmesi ihtimali olup olmadığı, iptal durumunda acil eylem planı olup olmadığı ve tüm bunlarda AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorumluluğu olup olmadığı” sorusuna, ”Tabii ki 31 Mart seçimleri sonrası üretilen gerekçesiz gerekçelerle seçimin iptali ortada. Zaten fikrimizi net olarak ifade ediyoruz. Bu anlamda tüm risklere karşı acil eylem planlarımız var. Bu, milletçe aldığımız bir tedbirdir. Sandıkta başlayıp YSK’da bitecek olan sıkı denetim ve eylem planımız var. Bunun içerisinde sadece CHP yok. İttifakımız olan İYİ Parti dışında diğer siyasi bileşenlerin de çok ciddi destek verdiğini görüyorum. Sadece siyasi değil, demokrasiye inanmış insanların, gönüllü kavramıyla bu sürece ne kadar yoğun katıldığı da ortada. Biz, her şeyimizle hazırız. İptal edilebilir mi? Olabilir. Olmayabilir de. Olmamasını temenni ediyoruz. Riski sıfıra getirecek şekilde, bu sürece karşı hukuksuz tavır alacak kişilerin eline en ufak bir gerekçe üretemeyecekleri şekilde, her alanı denetim sürecine katacak şekilde tedbir alarak bu süreci sıkıntıya sokacak halleri onlara fırsat olarak tanımayacağız. Biz, belki devletin yapması gereken tedbirler konusunda, 31 Mart öncesinde de sıkı uyarılarımızı yapmıştık. Ama bu uyarılarımızın karşılık bulmadığını gördük. Her noktasında her aşamasında kötü niyetli insanların eline fırsat vermeyeceğiz. Bu süreçte elbette ki siyasi iradenin etkisiyle siyasi bir karar vardır. Sorumluları ya da kişileri belirleyecek durumda değilim. Onu tarih gösterecektir. Vatandaşın seçimlerdeki kararı bunu notunu verecektir” şeklinde yanıtladı.
“MEDYA KURULUŞLARININ BİZİM PROJELERİMİZİ KAMUOYUNA AKTARMA SORUMLULUĞU VAR”
Bir gazeteci İmamoğlu’na, FOX TV Ana Haber spikeri Fatih Portakal’ın Ordu’da yaşanan VIP krizine yönelik bültende kullandığı sözlerini sordu. İmamoğlu, bu soruya, ”Ben, ne söylediğimi biliyorum. Bu konuyu daha da fazla konuşmak istemiyorum. O, duyduğunu söylemiş. Duyumlarından öte, ben ne söylediğimi biliyorum. Düşüncelerimi net olarak ifade ettim zaten. Benim size tavsiyem, özellikle kurumlarınıza. Arkadaşlarımın takip ettiğine göre, ‘yok hükmünde’ bir süreç tanımlıyorsunuz. Medya kuruluşlarının, bizim projelerimizi, sözlerimizi kamuoyuna aktarmak gibi bir sorumluluğunuz da var. Bu görev, bahsettiğiniz basit meselelerin ötesindedir” yanıtını verdi.
“MAKUL VE ANLAMLI BİR TALEP DEĞİL”
İmamoğlu, ”Bazı gazetelerde, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun İBB’ye ait 12 mülkiyeti ilçe belediyesi üzerine geçirilmesine yönelik talebiyle ilgili haberler var. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz” sorusunu da ”Ben de sabah haberlerden okudum sadece. Arkadaşlarımız inceliyor. Bu inceleme, 23 Haziran’dan sonra da devam edecek. Ne amaçla, hangi hakla ve hangi taleple istemiş. Makul ve anlamlı bir talep değil. Zaten İBB, böyle bir talebe güler. Sadece güler ve yok hükmündedir. Danışıklı bir talep midir? İnşallah 24 Haziran’da bunları inceleyeceğiz” şeklinde yanıtladı.
“KENDİ SİSTEMİMİZ MUTLAKA GEÇERLİ SONUCU AÇIKLAYACAK”
31 Mart seçimlerinde Anadolu Ajansı’nın verileri kesmesi ve bir kaos ortamının oluştuğu hatırlatılan İmamoğlu’na “23 Haziran seçimlerine bu duruma yönelik bir çalışma var mı? Nasıl tedbirler alındı?” diye soruldu. İmamoğlu, “Bir bilgi sistemimiz var. Zaten o bilgi sistemiyle 13 tane dünya tarihine geçecek naklen yayın yapmak zorunda kaldık. Vatandaşı bilgilendirmek zorunda kaldık. Yine o sistem devrede olacak. Bunun yanı sıra güvenli olacağına inandığımız ajansın çalışma yaptığını bilgi olarak alıyoruz. Birçok radyo-televizyon-internet kurumlarıyla çalışma yapıldığını biliyoruz. Bu yönüyle sanırım, 31 Mart’ta görevini yapamayan o gün bir rezilliğe imza atan Anadolu Ajansı’ndan ziyade bu ajans yakın zamanda kendini tanıtacaktır. Daha güvenilir bilgileri aktaracağını umuyoruz. Bizler, o gece anlık bilgileri alan topluma bilgi aktaran bir pozisyonda olacağımızı ifade edeyim. En kısa zamanda sağlıklı sonuç bildirecek düzeye ama sağlıklı sonuç, gecenin on bir buçuğunda ‘Ben kazandım’ diye açıklayıp sonra mahçup olacak bir sonuçtan bahsetmiyorum. Kendi sistemimiz mutlaka geçerli sonucu açıklayacak.” diye konuştu.
“DEMOKRASİ HER ŞEYİN İLACIDIR”
Bir gazeteci de “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki akşam yaptığı grup toplantısında ‘İki yerde biz kazandık. Vizyon ve vitrin kaybetti.’ dedi ve hareket kabiliyeti ve meclis komisyonlarının onlarda olduğunu ifade etti.” diye sordu.
İmamoğlu bu soruya da “Benim her zaman tavsiyem başta sayın Cumhurbaşkanına ve millet iradesini temsil eden anlayışın daha yoğunlukla kendi işlerine konsantre olmaları. Mitinglerde de söyledim. Ülkemizin konuları zor ve önemli. Uluslararası ilişkilerden tutun, teröre varıncaya kadar. Bu konulara yoğunlaşmaları bence daha faydalı olacaktır. Biz, çok kabiliyetli bir şekilde İBB’nin seçilmiş pozisyonlarında, meclisinde yönetecek iradeye sahibiz. Nasıl ki seçimden önce ‘Yapamazsın, kimin parasını kime dağıtıyorsun’ demelerine rağmen gündeme getirip talimatı verdiğim ulaşım ve su indirimine oy birliğiyle karar vermek durumunda kalıyorlarsa, bizim hesap birliğimize inanıyor ve milletin parasını, millete dağıttığımıza kanaat getirip oy birliğine dönüşüyorsa bu bir demokrasi gücüdür. 39 belediye başkanı da bizim başkanımızdır. Orada seçilmiş olan tüm belediye meclis üyeleri de bizim belediye meclis üyelerimizdir. Ha birisi diyorsa ki ‘Ben meclis üyesi değilim’ , ‘Ben 16 milyonun belediye başkanı değilim, bir kişiye bağlıyım. O ne derse onu yaparım’ Onu da yaşa görürüz. İşler tıkır tıkır işleyecek kimsenin endişesi olmasın. Demokrasi her şeyin ilacıdır.” diye yanıt verdi.
“ALLAH BİLİR”
31 Mart yerel seçimlerinden sonra BBC Türkçe’ye verdiği röportajda 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ‘God Knows!’ demesini hatırlatan bir gazeteci, “Sokakta da buna benzer şeylere rastlıyoruz. Kimisi sizi şimdiden cumhurbaşkanı olarak telaffuz ediyor. Bu konuda hiç Kemal Kılıçdaroğlu’yla diyaloğunuz oldu mu? Ya da 2023’de gerçekten cumhurbaşkanlığına aday olursanız CHP’nin Genel Başkanı olarak mı aday olmak istersiniz?” diye sordu. İmamoğlu, “Ben, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin adayıyım. Keyifle de İBB başkanlığı yapmak istiyorum. Bir gazeteci ısrarla soru sorsa ne dersiniz? Her zaman milletçe güzel bir ifade ‘Allah Bilir’ ona ‘God knows’ demiştim. Size de Allah bilir diye yanıt vereyim.” diye yanıtladı.
Bir gazeteci de bunun bir tekrar seçimi olduğunu ve şimdi ki seçimde oy hedefinin ne olduğu sorusunu İmamoğlu’na yöneltti. İmamoğlu, siyasi çalışmaların farklı metotları olduğunu hatırlatarak, “Ben aslında en birebir çalışan kişiyim. O kadar ortak duygulara hitap ediyorum. Bir gazeteci soruyor. ‘MHP’li seçmenin oyunu alacak mısınız? ya da Kürt seçmenin oyunu alacak mısınız?’ 16 milyonun insanın çocuklarının ihtiyaçlarını anlatıyorum. Bu şehir de herkese eşitliğini anlatıyorum. Partizanlık yok diyorum bunu anlatıyorum. Demokrasiyi anlatıyorum. Ben CHP’nin değil İstanbul’un başkanıyım. Bütün kavramlarla seçmene hitap eden dil şahsıma aittir. Çünkü kendi söylemlerinde bile ’25 belediye başkanımızla’ diyen bir anlayış daha bugünden seçilmişleri yok sayıyor. Dolayısıyla bu anlayış bir kenti yönetemez. Ona oy verenleri de yok sayıyor. Seçmen çalışmasında devletin imkanlarını vatandaşa dağıtarak bir şeyler elde ederim gibi düşünen varsa vatandaş bilsin ki ne veriliyorsa ona devlet eliyle kimsenin bir lütfu değil. Çok geniş bir ittifak partisinin ve gönüllü ağımız var. Oy hedefim, bana kalsa İstanbul’da bana oy vermeyecek kimse yok. Bu bir kibir değil, bu kalp herkese eşit. Bizi lekeleyen iftiralar suyu bulandıran şeyler ama bizim suyumuzun kaynağı o kadar gür ki… O bulanıklığı saniyesinde söker atar.” şeklinde cevapladı.