HDP yine yeniden ''açılım'' istedi
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin TBMM’den tamamen çekilmediğini, siyasetten çekilmenin HDP’nin varoluş felsefesine aykırı olduğunu belirtti. Temelli, AK Parti'nin Suriye politikasının çöktüğünü, bu başarısızlığın, ‘Türkiye’de demokratik çözüm ve demokratik anayasa konusunda önemli açılımlar getirebileceğini" ifade etti.
12 belediyesine kayyım atanması ve dört belediye başkanının tutuklanması üzerine TBMM’yi boykot eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ile birlikte çalışmalarına Diyarbakır’da devam eden eş genel başkan, HDP’nin gündeminde tamamen çekilme olmadığını belirtti.
Amerika’nın Sesi’ne (VOA Türkçe) konuşan Sezai Temelli, şöyle dedi: “HDP’nin sine-i millet diye bir gündemi hiçbir zaman olmadı. Bu üç günlük boykot, bir sine-i millet değil. Zaten biz sokaklardayız, halkımızla beraber siyaset yapıyoruz. Tam tersine biz halkımızın sesini, özellikle toplumun geniş bir kesiminin sesini meclise taşıyoruz. Kürt halkının en temel meselelerini meclise taşıyoruz. Sine-i millet meselesi aslında bir çekilme meselesi, siyasetten çekilme anlamına gelir, aslında bu HDP’nin kendi varoluş nedeniyle çakışır. Bu Meclis senin meclisin. Senin sorunlarınla ilgilenmeli, sarayın sorunlarıyla değil. Bir iktidarın beka meselesiyle değil ya da herhangi bir kesimin iktisadi sorunlarını çözmekle ilgili değil, bizzat toplumun, halkın sorunlarıyla ilgilenmelidir. Bugün Kürt meselesi küresel bir meseledir. Bu meselenin çözümünde, çözümsüzlükte ısrar eden, direnen kim? Bu iktidar. O zaman bu iktidara karşı bu meclis var olan gücünü kullanarak harekete geçmelidir. Boykotumuz, bu yöndeki bir çağrıdır. İktidara karşı Meclisi göreve davet etmektir.”
Çocuklarının dağa kaçırıldığını söyleyen ailelerin partinin Diyarbakır il binası önünde başlattığı eylemle gündeme gelen kapatma iddialarına karşı çıkan Temelli, HDP’nin kapatılması halinde bile mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. Temelli, şöyle konuştu: “HDP bir bina değildir, HDP’yi kapatamazsınız. HDP bir ruhtur, bir sevdadır, bir aşktır, bir mücadeledir, bir gelenektir. Binalarımızı kapatmak, parti kapatma meselesiyle bu iş sonuçlanmaz. Biz yolumuza devam ederiz. Geçmişte bunları denemediler mi? Geçmişte parti kapatmadılar mı? Ne oldu mücadele söndü mü? Hayır, aksine onlar her parti kapattığında daha da güçlendik, daha da büyüdük. Yoksa bizim böyle bir kaygımız, korkumuz yok. Onlar tartışa dursunlar, korkusu kaygısı olan, çaresiz olan acze düşmüş siyaset bunları konuşur.”
‘Kürtlerin olmadığı bir çözüm yok’
Suriye’de artık Kürtlerin olmadığı bir çözümün mümkün olmadığını ifade eden Temelli, Türkiye’nin Suriye politikasını, şöyle eleştirdi: “İktidarın stratejisi çökmüştür. Bu iktidarın çok uzun yıllardır dile getirdiği Suriye tezleri çökmüştür ve teşhir olmuşlardır. Kürt düşmanlığı teşhir olmuştur. Dış politikası iflas etmiştir. Bu başarısızlık beraberinde Türkiye’de özellikle demokratik çözüm ve demokratik anayasa konusunda önemli açılımlar getirebilir. Bu yüzden tüm Türkiye toplumuna, Türkiye’deki tüm yapılara, toplumsal muhalefete çağrı yapıyoruz. Şimdi inisiyatif alma zamanı, bütün dünya kamuoyu bunu teyit ediyor. Türkiye’deki iktidar bu eleştirilere kulaklarını kapatıyor, ısrarla kendi politikalarını dayatmaya çalışıyor ama bunun böyle gitmeyeceği çok çıplak bir şekilde ortadadır. 120 kilometrelik alanda cep yaratılması, yapılan anlaşmalar sonucu bölgede birçok uluslararası gücün daha fazla inisiyatif alması, kısa vadede olumsuz bir hava yaratsa da, uzun vadede artık şunu söyleyebiliriz; Suriye’de çözümün gerçekleşebilmesi için bir masaya ihtiyaç vardır. Demokratik bir Suriye için siyasi çözüme ihtiyaç var, o siyasi çözümün en önemli parçası da artık Kürtlerdir. Artık Suriye’de çok farklı bir gelişme yaşanacaktır. Bunu iktidar kendi başarı hanesine yazsa da orta ve uzun vadede iktidarın bu girişimi nedeniyle Suriye’deki siyaset başka bir yere kaymıştır. Bu meseleyi, artık buradan okuyup önümüzdeki dönem Suriye’de siyasi çözüm, Kürtlerin bu siyasi çözümde bileşen olması, hukukun içinde kendini en geniş anlamda temsiliyetini sağlayabilmesi için çaba gösterilmelidir.”
Suriye’deki çözümün Türkiye’yi de etkileyeceğini savunan Temelli, şöyle dedi: “Siyasi açıdan baktığımızda artık Suriye de geçmişte olduğu gibi, eski rejimle yoluna devam edemeyecektir. Bunu sadece Kuzeydoğu Suriye kesimi için söylemiyorum, bütün Suriye için geçerlidir. Suriye’deki Sünni Araplar, Alevi Araplar diğer halklar Ermenisi, Süryanisi, Türkmeni özellikle Rojava deneyiminden sonra Suriye’nin demokratikleşmesi konusunda daha fazla inisiyatif alacaklardır. Suriye’deki gelişmeleri esas belirleyen Suriye’nin iç dinamikleri olacak. Bu türden bir gelişme doğal olarak Türkiye’nin iç politikasına da sirayet edecektir. İktidarın tükenmişliği dediğimiz mesele budur. Türkiye yeni bir siyasete ihtiyaç duyacaktır.”
CHP’yi de eleştiren Temelli, İstanbul seçiminde Millet İttifakı içinde yer almadıklarını, desteklerinin stratejik olduğunu ifade ederek, “CHP, bundan kendine düşen hesabı, dersi yeterince çıkarmamış olabilir. Umarım gelecekte çıkarır” dedi. Temelli, ‘Türkiye siyasetini HDP’nin belirlediğini’ de öne sürdü.