HDP seçmeni İstanbul'da kararını verdi
HDP, 31 Mart’taki seçimde tabanından Millet İttifakı’nın CHP'li adayı Ekrem İmamoğlu'na destek vermesini istemiş, çağırmış, bu çağrı karşılık bulmuştu. Ancak yaklaşık 170 bin HDP'li seçmenin sandığa gitmediği tahmin ediliyor. Peki 23 Haziran'da bu tablo nasıl olacak?
BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici, İstanbul Küçükçekmece'de Kürt seçmenler ve HDP yetkilileriyle görüştü.
Kürtçe konuşmalar, Kürtçe dükkan isimleri, Kürtçe duvar yazıları, HDP'nin afişleri… Bu mahallede dolaşırken Mardin, Bitlis ya da Diyarbakır'ın sokaklarında dolaştığınızı hissedebilirsiniz.
Burası, İstanbul'da Kürt seçmenlerin en yoğun olarak yaşadığı mahallelerden Kanarya.
Şehir merkezinden biraz uzakta, Küçükçekmece Gölü kıyısında yer alan bu mahalle, 1990'lı yıllardaki yoğun çatışma sürecinde Doğu ve Güneydoğu illerinden büyük göç almış.
Bölgeden buraya göçenler bugün kalabalık aileler şeklinde yaşıyor ve ağırlıklı olarak konfeksiyon, inşaat, deri gibi yoğun emek gerektiren sektörlerde çalışıyor.
Burası aynı zamanda İstanbul'un en politik mahallelerinden biri. Yıllardır siyasi etkinlikler, gösteriler ve yer yer de çatışmalarla gündeme gelen mahalle, HDP'nin (Halkların Demokratik Partisi) bir nevi kalesi konumunda.
"Buradaki eğilimler bizim tabanımızın tüm İstanbul'daki eğilimlerini de yansıtır" diyor konuştuğumuz bir mahalleli.
Dolayısıyla mahallelinin yenilenen İstanbul seçimlerine bakışı, HDP tabanının 23 Haziran'da ne yapacağına dair de önemli bir fikir veriyor.
"Hiç kimsenin şüphesi olmasın, İmamoğlu'na vereceğiz"
HDP Kanarya Mahalle Temsilciliği, öğle namazından sonra birçok yaşlı parti üyesi ve destekçisiyle doluyor.
Buradaki seçmenlerin tamamı, "31 Mart'taki CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nu destekleme tavırlarının değişmediğini, hatta bu kez tabanlarından gelecek oyun artacağını" söylüyor.
Özellikle de "İmamoğlu'nun hakkının gasp edildiğini, kayyum yönetimleri nedeniyle bu durumu en iyi HDP tabanının anlayacağını" belirtiyorlar.
Bu kişilerden Emin Arı kendisi ve ailesinin oy tercihini şu sözlerle açıklıyor:
"Bizim evimizde dört oy var; benim, eşimin ve iki çocuğumun. Partimiz 31 Mart'ta karar verdi. Eşim ve çocuklarım, 'İmkansızdır, biz oraya da oraya da vermiyoruz' dediler. 31 Mart'ta sandığa gitmediler, yalnız ben gittim. Şimdi dizlerine vuruyorlar, 'Keşke biz de gitseydik' diyorlar.
"Böyle çok kişi var. Şimdi benim gibi düşünüyorlar, İmamoğlu'na verecekler. Birileri bizim için 'Bize mi verecekler, başkasına mı verecekler' diyor. Biz aynı yere vereceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, biz İmamoğlu'na vereceğiz."
Sabri isimli parti üyesi oy için İstanbul'a geldiğini söylüyor: "DEP'ten (Demokrasi Partisi) bu yana partiliyim. Geçen seçimde oy kullanmadım çünkü Mardin'deydim ama şimdi geldim. İmamoğlu için geldim."
Salih Tunç ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Kürtlerle ilgili son dönemdeki söylemlerinin kendilerini etkilemediğini belirtiyor:
"Bir taraftan bir damla bal veriyorlar, diğer taraftan bir kaşık da zehir veriyorlar. Binali Yıldırım Diyarbakır'da Kürtçe konuştu ama Bitlis'te Kürtçe 'Hoş geldiniz' tabelasını indirdiler. Kayyum bile onu sökmedi.
"Biz artık alıştık. 'Çözüm sürecidir, şunu yapacağız, bunu yapacağız…' Hep boşa gitti. Başbakan Erdoğan bir zamanlar arabada bayılmıştı, bir adam balyozla camı kırdı, dışarı çıktı. Ben o zaman üzüldüm, 'Keşke o adam ölmesin, çünkü bir çözüm olacak, kan duracak' dedim ama olmadı. İmamoğlu haketmiş, adama hakaret yapmışlar günahtır bu. İmamoğlu iyi bir insan. 31 Mart'ta verdim, gene vereceğim."
BBCSalih Tunç: İmamoğlu haketmiş, adama hakaret yapmışlar günahtır bu.
"HDP tabanının yüzde 99'u sandığa gidecek"
Demokratik Bölgeler Partisi Küçükçekmece İlçe Eş Başkanı Servet Ataklı ise "HDP tabanının desteğiyle Küçükçekmece ve Esenyurt'ta belediyenin CHP'ye geçtiğini, Bağcılar'da adayın İYİ Partili olması nedeniyle destek vermediklerini, AKP'nin bu yüzden kazandığını" öne sürüyor.
"İmamoğlu'nun hakarete uğraması nedeniyle HDP tabanındaki seçmenlerin bu kez yüzde 99'unun sandığa gideceğini" ileri süren Ataklı, "yalnızca Küçükçekmece İlçesi'nde CHP'nin oyunun en az 20 bin artacağını" söylüyor.
CHP'ye eleştirilerinin sürdüğünü belirten Ataklı, İmamoğlu'nun performansını ise olumlu bulduğunu söylüyor ve şu örneği veriyor: "İmamoğlu Trabzon'daki konuşmasında birçok illerin ismini sayarken buna Diyarbakır'dan başladı, ondan sonra Trabzon'dan bahsetti. Bu çok değerli."
Zahrettin Dinç: CHP'yi sevdiğimizden oy vermiyoruz, biz bu ülkeye barış, demokrasi, huzur gelsin diye oy veriyoruz.
HDP temsilciliği ardından ziyaret ettiğimiz bir kahvede de İmamoğlu'na desteğin yüksek olduğunu görüyoruz.
Görüştüklerimizden Zahrettin Dinç, tüm aile olarak İmamoğlu'na oy vereceklerini anlatıyor:
"Bizim evde altı seçmen var; eşim ve dört çocuğum. 31 Mart'ta CHP'ye verdik. Beş oy kullandık, birini kullanmadık. Oğlum Kütahya'da öğrenciydi, sınavından dolayı gelemedi ama bu seçimde okulu bitiyor, gelecek, o da kullanacak.
"Dokunulmazlıkları kaldıran, vekilleri cezaevine koyan CHP'dir. CHP'yi sevdiğimizden oy vermiyoruz, biz bu ülkeye barış, demokrasi, huzur gelsin diye oy veriyoruz. Kanarya'daki eğilimler de İstanbul'daki Kürtlerin eğilimlerini yüzde 90 yansıtır."
31 Mart'ta oy vermemeyi tercih edenler 23 Haziran'da ne yapacak?
Kanaryalılar özellikle sıcak havalarda, dinlenmek ve eğlenmek için Küçükçekmece Gölü kıyısındaki park alanlarına gidiyor.
Bu park alanlarında gençlerle konuşuyoruz. Burada Ufak ailesinden üç gençle görüşüyoruz. İkisi, 31 Mart'ta oy kullanmamış ama bu seçimde kullanacaklarını belirtiyor.
Ahmet Ufak (sağda): Çevremde sandığa gitmeyen insanlar var. Bunun azalacağını düşünüyorum.
Antalya'da tersane işçisi olarak çalışan Ahmet Ufak, seçimler için bu kez Antalya'dan geleceğini söylüyor:
"Önceleri CHP'ye oy verme konusunda mesafeliydim. 31 Mart'ta oy vermedim. İçime sinemedi. Herkes kendini düşünerek can kurtaran gibi bize yanaşıyor diye düşünüyorum. Ama 31 Mart'tan sonra yapılan haksızlıklar, seçmenin iradesinin yok saymaları beni de etkiledi.
"İstanbul'da bunu yaparlarsa 81 ilin tamamında yapabilirler. Bugün bunu durduramazsak hiç durduramayız. Çevremde sandığa gitmeyen insanlar var. Bunun azalacağını düşünüyorum. Bu seçimler için kalkıp geleceğim ve İmamoğlu'na vereceğim. Ya bir olacağız devireceğiz ya da tek tek avlanacağız. Bu barbarlığın önüne geçmemiz lazım."
Tesisat işinde çalıştığını söyleyen Kadri Ufak da bu kez oy vereceğini anlatıyor:
"31 Mart'ta oy kullanmadım. CHP'ye karşı bir mesafem vardı. Bu seçimde baktım adam hakkıyla kazanmış. Adamın hakkını savunacağız. Bu sefer gideceğim, oyumu kullanacağım. Adam kazanmış seçimi, neden tekrarlıyorsun ki? En az yüzde üç beş fazla oy çıksın ki bir daha cesaret edip de tekrarlamasınlar."
Çetin Ufak ise "31 Mart'ta gittim, gene gideceğim" diyor ve sözünü açıyor:
"Benim oy vermeye niyetim yoktu ama HDP 'Sandığa gidin' deyince oy verdim. Artık her gün aynı konuşmaları dinlemekten bıktık. Eskiden bir CNN Türk vardı en azından bir iki ılımlı görüş çıkartıyordu, onu da artık çıkaramıyorlar.
"İstanbul'da yüzde 12 oyumuz var, biz aday çıkarsak AKP'nin ekmeğine yağ süreriz. Biz aday çıkarmıyoruz ki kaybettirelim diye. Ama biz CHP'yle çıkara da bakmıyoruz, ilkelere bakıyoruz.
"Tabii CHP tabanında da bir değişim var. Kabul etmek lazım, önceki seçimlerde 'Oy verelim de HDP meclise girsin' diyen CHP'li arkadaşlar vardı. Tabanda bir yakınlaşma oluyor. Zaten bu sağcılar hep menfaat peşindedir. Solcularda böyle bir şey yok."
Parkta konuştuğumuz kadın seçmenlerse fotoğraf çekilmesini ya da isminin kullanılmasını istemiyor. Konuştuğumuz kadınlar da ağırlıklı olarak İmamoğlu'na oy vereceklerini söylüyor.
"Çift mühür tabandaki ortaklaşmayı gösteriyor"
Ertesi gün Küçükçekmekce'ye bağlı olup yoğun olarak atölye ve fabrikaların bulunduğu İkitelli'de HDP'nin mahalle temsilciliğinde HDP Küçükçekmece İlçe Eş Başkanı Nergiz Oymak'la görüşüyoruz.
Oymak, 31 Mart'ta Küçükçekmece ilçesinde HDP tabanının seçimlere yoğun bir katılım gösterdiğini, katılımın sadece birkaç mahallede az olduğunu belirtip, bazı sandıklardan hem CHP hem HDP'ye çıkan oyların tabandaki ortaklaşmayı gösterdiğini söylüyor:
"Yer yer çift mühür oluştu. Tabanda iknanın çok ötesine gitmiş bir ortaklaşma söz konusu."
"Kendi adayımız var gibi çalışıyoruz, ev ziyaretleri öncelikli"
Oymak 23 Haziran'daki amaçlarını "Bütün bir kayyum zihniyetini ve AKP-MHP faşizmini geriletmek" sözleriyle açıklıyor ve 23 Haziran'ın sadece bir belediye başkanlığı seçimi olmadığını düşündüklerini söylüyor:
"Bu seçimi sadece bir büyükşehir belediye seçimi değil aynı zamanda bir referandum olarak değerlendiriyoruz. Doğal olarak da burada daha güçlü, sahiplenen bir yerden bakacağız."
HDP'nin ilçede dağıttığı broşürün üzerinde, "23 Haziran bir demokrasi ve adalet referandumu. 23 Haziran'da herkes sandığa" ifadeleri yer alıyor.
Oymak, "kendi adayları var gibi çalıştıklarını, sandığa gitmeyen yerlere ağırlık verdiklerini, yöntem olarak ağırlıklı olarak ev ve kurum ziyaretlerini benimsediklerini" anlatıyor:
"Kendi adayımız var gibi çalışıyoruz. Tespit edilebilen sandığa gitmeyen yerler noktasında daha ağırlıklı bir çalışma yürütüyoruz. 21 mahallenin tamamında sandığa gitmeyen, ikna edilmesi gereken kesimlere yoğunlaşıyoruz. Ağırlıklı olarak evleri, inanç kurumları, sivil toplum kuruluşları ve yöre dernekleri ziyaretlerimiz olacak.
"Bizdeki en etkili yöntem, en esas aldığımız çalışma ev ziyaretleri. Biliyorsunuz Kürt ailelerinin çekirdek aileden oluşan bir yapısı yok. Ev ziyaretlerimiz bazen küçük birer halk toplantısına da dönüşebiliyor."
İstanbul'un 39 ilçesinde 'hareketli çalışma'
Oymak'tan sonra konuştuğumuz HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cengiz Çiçek 'kendi seçmenleri açısından 31 Mart'taki seçim sonuçlarını önceki sonuçlarla karşılaştırıp, sandıkta sapmaların olduğu ve katılımın az olduğu yerleri tespit ettiklerini ve son iki haftada buralara özel olarak yükleneceklerini' söylüyor.
"İstanbul'da AKP'nin seçimi kazanmak için Kürt seçmene yönelik bir kuşatma harekâtı içine girdiğini görüyoruz. Aşağıdan manipülatif çalışmaları görüyoruz. Makro siyasette dillendirilmeyen söylemler geliştiriliyor" diyen Çiçek, tüm ilçelerde çalışma yürüttüklerini, birçok milletvekilinin ve partinin eş başkanlarının bu çalışmalara katıldığını söylüyor.
"Sabit değil hareketli bir çalışma yöntemi benimsedik" diyen Çiçek, bununla ev, işyeri ve kurumdaki seçmenleriyle birebir temas yakaladıklarını söylüyor.
"En az 170 bin HDP seçmeni sandığa gitmedi"
31 Mart'ta sandığa gitmeyen seçmenlerin hangi partinin seçmeni olduğuna dair verileri net olarak ortaya koymak mümkün olmamakla birlikte, farklı araştırma yöntemleri kullanılarak bu konuda tahminler yapılıyor.
Koç Üniversitesi'nden doktora araştırmalarına devam eden siyaset bilimci Nezih Onur Kuru da Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) yayımladığı resmi sandık verileri kullanılarak yapılan mahalle bazlı oy geçişleri analiziyle belli tahminlerde bulunulabileceğini söylüyor.
Kuru, bu yöntemle ulaştığı tahminlere göre 170 bin - 220 bin arasında HDP seçmeninin sandığa gitmediğini belirtiyor:
"Mahalle bazlı oy geçiş analizine göre 24 Haziran'da HDP'ye oy vermiş seçmenler arasında 2019 yerel seçimlerinde; Ekrem İmamoğlu'na % 78 - 83, Binali Yıldırım'a %1-3 aralığında destek olduğu tahmin ediliyor. % 14 - 17 aralığında kalabalık bir seçmen kitlesi de sandığa gitmemiş. % 1 - 3 aralığındaki HDP seçmeninin ise diğer adaylara yöneldiği düşünülüyor.
"Buna göre 1 milyon 142 bin HDP seçmeni arasında Yıldırım'ın oyu 5 - 30 bin, İmamoğlu'nun oyu 890-940 bin aralığında tahmin ediliyor. 5 - 30 bin aralığındaki seçmenin diğer adaylara yöneldiği, 170 - 220 bin aralığında önemli bir seçmen kitlesinin sandığa gitmediği anlaşılıyor."
"HDP'nin güçlü olduğu, gelir düzeyi yüksek ilçe ve mahallelerde katılımın düşük olduğu görülüyor. Adalar Maden, Şişli Feriköy ve Teşvikiye, Beyoğlu Çukur ve Cihangir ile Kadıköy Caferağa bunlara örnek. Bu mahallelerde katılımın düşmesiyle birlikte İmamoğlu'nun oy sayısı bir önceki seçimde CHP, HDP ve İYİ Parti'nin toplam oy sayısının % 90'ının altında kalmış.
"HDP'nin güçlü olduğu, gelir düzeyi düşük ilçelerde ise İmamoğlu'nun başarısı % 90 ve üzerine çıkmış. Esenyurt Örnek, İncirtepe, Küçükçekmece Kanarya, Maltepe Gülensu, Sancaktepe Sarıgazi, Sultangazi Gazi ve Yunusemre'de İmamoğlu oy sayısı CHP, İYİ Parti ve HDP oy toplamının % 95'ine yaklaşıyor."
Siyaset bilimci Kuru, mevcut şartlarda İmamoğlu'nun, 31 Mart'ta sandığa gitmeyen en az 125 bin HDP seçmeninin desteğini almasının olası olduğunu belirtiyor:
"İmamoğlu kendisine oy vermeyen fakat Binali Yıldırım'ı da tercih etmeyen Hayırcı en az 125 bin HDP'linin desteğini büyük oranda alabilir. Demirtaş'a yönelik olumlu mesajların devam etmesi, HDP'nin İmamoğlu'na destek kararında ısrarı ve iktidarın milliyetçi söylemi İmamoğlu'na gelecek ek desteği 180 bin seviyesine yaklaştırabilir.
"Ama HDP'nin kendi adayını çıkarmamasının da bir maliyeti var. HDP ve öncülü partilere oy vermiş seçmenlerde geçmişte yaşadığı travmaların etkisiyle başka partiye oy vermekten kaçınanlar olduğu biliniyor. Ayrıca parti teşkilatının CHP ve İYİ Parti ortak adayı için yeteri kadar motive olmayabilir.
"Bu nedenle 24 Haziran'da HDP'ye oy vermiş 1 milyon 142 bin seçmenin yüzde 100'ünün İmamoğlu'na oy vermesi pek olası değil diye düşünüyorum. Ancak bu sayının referandumdaki yüzde 90'lık desteği yakalaması muhtemel. Ekonominin etkisi ve YSK kararından kaynaklanan siyasi mağduriyet algısı bu desteği artırabilecek faktörler."