HDP mitinginde katliam olacaktı

HDP listesinden Diyarbakır Milletvekili seçilen eski müftü Nimetullah Erdoğmuş, Diyarbakır'da HDP mitinginde patlatılan bombalarla ilgili konuşurken, "Sahnedeki insanlar mikrofonu ellerine geçirip, anonslarını yapabilse; 'bomba var dağılın' deseydiler, binlerce insanımız kırımdan geçecekti" dedi.

HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş, Hüda-Par üyesi Yeni İhya-Der Başkanı'nın öldürülmesi ardından çıkan olaylarda yaralanan DHA muhabirleri Canan Altıntaş ve Serdar Sunar için DHA Diyarbakır Bürosu'nu ziyaret etti. Diyarbakır'da HDP mitinginde bomba patlatılması ve sonrasında yaşananlarla ilgili Nimetullah Erdoğmuş şunları söyledi:

"Olaylar müstakil ve tesadüfü olaylar değildir. Bu olaylar birbirine bağlı ve belli bir plan dahilinde devreye konulan, planlanan olaylardır. Miting gününde planlanan, tertiplenen o büyük hadise kanımca söylemek istiyorum, seçimlerin iptaline yönelik bir plan vardı. Çünkü, bugün gördüğümüz seçim sonuçları bizce de az veya çok tahmin ediliyordu ama belli mahfiller seçim sonuçlarını çok net biliyorlardı. Kendi üslup ve yöntemleriyle o sonuca gidebileceklerini artık tahminden öte bir kanaat taşıyorlardı. Amed mitingindeki o büyük planlamayla seçimleri iptale yönelik bir tezgahtı."

HDP'nin Diyarbakır mitinginde patlatılan ve 4 kişinin ölümü 100'den fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan olayı da anlatan HDP Diyarbakır Milletvekili eski Müftü Nimetullah Erdoğmuş, şöyle dedi:

"Biz platformdaydık, kendi konuşmam bittikten sonra İdris Baluken konuştu. Konuşmasının tam biteceği esnada birinci patlama oldu. Biz çöp kutusundaki patlamayı gördük. Ardından trafonun yanında bir patlama oldu. Oradaki sunucu arkadaşın gerçektende basireti bir çok olayı engelledi. Sunucu arkadaşımız hemen orada 'bu bir kazadır, trafo patlamasıdır lütfen kimse panik olmasın' şeklinde açıklamalarda bulundu. Oradaki insanlar çok acil bir şekilde müdahale yapılması gerektiğini anlatırken, bizimle işaret diliyle temastaydı. Orada iki büyük başarı ve gayreti fark ettim. Birincisi, bizim organizasyon disipliniydi. Bir koridor açtılar ve hemen müdahale ettiler. İkincisi de hastanelerde yapılan acil müdahaleler oldu. Biz sahnedeyken, bu olaylar geliştikten sonra, bizim fazla kimseyle paylaşmadığımız, gözümüzle gördüğümüz ve bizzat yaşadığımız provokasyonlar oldu. Sahnenin önüne kadar çıkanlar oldu. Orada bir genç yanıma geldi, 'Hocam, ben biliyorum şu an 150 bomba yerleştirilmiş durumda' dedi. Amaç bir panik oluşturup, kitleyi izdihamla katliamla karşı karşıya bırakmaktı. Daha sonra mikrofona bir müdahale oldu. Biz sahneyi bırakmadık. Bütün ısrarlara rağmen, hem bizim yanımızdaki sorumlu arkadaşlar, hem de platform görevlileri tarafından bizim oradan ayrılmamız gerektiği ısrar etmelerine 'Biz ayrılamayız' dedik. Çünkü, gözümüzün önünde insanlar yaralanmış, kolu bacağı kopanlar var. Bizim o anda orayı terk edip, gitmemiz içimize sinmezdi hem de kendimizi halktan ayıracak durumda değildik. Bizleri oradan uzaklaştırmak için sahnenin altında da bir bombanın olduğunu, varil bombasının olduğunu, her gelen bir şeyler söylüyordu. Kulağıma seslenip 'Burada bomba var' diyen genç, bunun duyurusunun yapılmasını istedi."

"SUNUCU DARP EDİLDİ, İL BAŞKANI HAKARETE UĞRADI"

HDP'li Erdoğmuş, patlamadan sonra sahneye çıkan birkaç gencin sunucuya müdahale ederek onları tartakladıklarını ve il başkanlarına hakaret ettiklerini anlatırken, "Orada mikrofonu kapıp, 'Burada bomba var, herkes burayı terk etsin' diye bir anons yapılması planlanmıştı. Organizasyondaki arkadaşlarımızın gösterdikleri o basiretle o da bertaraf edildi. Sahneye çıkan takriben 10 kişilik bir gruptu. Provokasyona kalkışanlar tarafından sahneye bir süre el konuldu. Sonra onlar sahne dışına çıkarıldı. O yaralıların tahliyeleri yapıldıktan sonra, biz de alandan ayrıldık. O mitingde trafo da patlamış olsa, sahnedeki insanlar mikrofonu ellerine geçirip, anonslarını yapabilse; 'Bomba var dağılın' deseydiler, binlerce insanımız kırımdan geçecekti."

Nimetullah Erdoğmuş, koalisyon tartışmaları ile ilgili de Ak Parti'yi iktidardan HDP'nin indirdiğini, MHP ve CHP'nin siyasi açıdan kendilerine borçlu olduğunu ileri sürdü.