HDP Birleşmiş Milletler'e başvurdu !
HDP, ülkede olan saldırı ve olayları Birleşmiş Milletler'e taşıdı. Suçlu olarak da devletin yürütme makamlarındaki en üst yetkililer olarak gösterildi.
HDP'den 'Hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlar' iddiasıyla Birleşmiş Milletlere başvurdu. HDP basın bürosundan yapılan açıklamada Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Christof Heyns'a inceleme başvurusunda bulunarak, BM mekanizmaları içerisinde inceleme başlatılması talebinde bulundukları bildirildi.
20 Temmuz 2015'TEN İTİBAREN...
Halkların Demokratik Partisi adına HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, "Hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlar" iddiasıyla Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Christof Heyns'a yaptıkları inceleme başvurularında, 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren başlayan olaylar sonucunda hayatını kaybedenlerin kronolojik olarak sıralayarak, "Yargısız infazlar ve sivil kayıplarının incelenmesini talep ediyoruz" dedi.
ÇATIŞMA SÜRECİNDE SİVİLLERİN...
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti yürütme makamlarındaki en üst yetkili konumda yer alan yetkililer" in suçlu olarak gösterildiği başvuruda, şu ifadelere yer verildi: "Başvuru konusu olayların tamamı tarafımızca hukuk dışı, keyfi ve yargısız infaz olarak değerlendirilmektedir. Olaylar sonrası hükümet ve güvenlik bürokrasisindeki temsilcilerin beyanları olaylarla ilgili adil ve gerçek bir yargılama yapılacağı konusunda ciddi soru işaretleri ve şüphe barındırmaktadır. Çatışma sürecinde sivillerin hedef alınarak kurban edildiği bu tür olaylar bakımından yargının yetkisi ağırlıklı olarak hükümetin tasarrufu altındadır.
BİLGİ VE BELGELERİ GİZLEYEREK...
Zira hükümet bizzat sorumlu olduğu olaylar bakımından, kendisini zor durumda bırakacak soruşturma ve kovuşturmaların yapılması konusundaki isteksizliğinin yanı sıra adli işlemleri sürüncemede bırakarak, yargı makamlarından bilgi ve belgeleri gizleyerek olayın aydınlatılmasını engelleyici rol oynamaktadır. Yukarıda açıklanan olaylarda da yer verdiğimiz hükümet temsilcileri beyanlarında polis- asker ve diğer kamu görevlileri ve hükümet kurumlarının rollerini inkar ederek gerçek failler hakkında işlem yapılamayacağını açıkça işaret etmektedir. Daha önce gerçekleşen benzer olaylar bakımından Türkiye cumhuriyeti hükümetleri bugüne kadar adli bir işlem ve soruşturma yürütmemiştir. Benzer olaylarda hükümetin yaklaşımı ve başvuru konusu olaylar sonrası yapılan açıklama ve olası failleri aklamaya dönük girişimler ile soruşturma dosyasındaki işlemlerle ilgili gizlilik kararı verilmesi dolayısıyla kurbanların yakınları ve vekillerinin dosyaya ulaşmada soruşturmaya katılmalarının engellenmesi bakımından da başvuru zorunluluğu doğmuştur.
BM İNCELEME BAŞLATMALI DENİLDİ
Bahsedilen olaylar bakımından BM sözleşmelerindeki yaşam hakkı yargısız infazlar ile ilgili kararları ihlal edilmiştir. Yukarıda belirtilen bulguların ışığında, bildirilen olaylar ile ilgili BM mekanizmaları içerisinde inceleme başlatılması gerekmektedir. Olaylar ile ilgili ulusal mekanizmalar düzeyinde sorumluların ve faillerin açığa çıkarılarak yargılanması temel amacımız ve kaygımız olmakla birlikte yaşadığımız ülkede sivil kayıpları ve yargısız infazlar bakımından yargı ve hükümet uygulamaları "cezasızlık" politikasının halen çok güçlü bir şekilde uygulandığını göstermektedir. Yine en temel korkularımızdan biri de çatışmalı süreçte bu tür yargısız infaz ve toplu sivil katliamlarının bundan sonra da artarak yaşanabileceği ihtimalinin güçlü olmasıdır. Bu noktada uluslararası kurumaların ve işletilecek mekanizmaların yaptırım gücü ve önleyiciliğini önemsemekteyiz. Belirtilen bu sebepler itibariyle, başvurucu ve bildirimde bulunanlar olarak, Raportörlüğünüzün belirtilenler başta olmak üzere bundan sonra gelişecek hukuk dışı, keyfi ve yargısız infazlar ile ilgili inceleme başlatması için tarafınıza çağrıda bulunmaktayız."