Genç Parti'nin kapatılması talebine ret

Genç Parti'nin kapatılması istemi partinin büyük kongresini yapması nedeniyle reddedildi.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının,  süresi içinde büyük kongresini üst üste iki kez gerçekleştirmeyen Genç Parti'nin hukuki varlığının sona erdiğinin tespit edilmesi yönündeki talebini, bu partinin  sonradan da olsa büyük kongresini yapması nedeniyle reddetti. 
 
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcılığı, Genç Parti'nin son büyük kongresini gerçekleştirdiği 12 Mayıs  2007'den sonra 3 yıl içinde yapması gereken büyük kongresini üst üste iki kez  yapmadığı gerekçesiyle kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak  Genç Parti'nin savunmasında, partinin genel başkanının hala Cem Uzan  olduğu belirtildi.
 
 Uzan'ın geçici olarak Fransa'da ikamet ettiği kaydedilen savunmada,  konuyla ilgili kendilerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından hiçbir ihtar  ulaşmadığı anlatıldı.
 
 Savunmada, "Genç Parti adı kullanılarak bir genel merkez kiralandığı,  birilerinin kendilerini Genç Parti Genel Başkanı olarak tanıttığı yolunda  duyumlar almıştık. Ancak, Genç Parti'yi temsile yetkili kişilere ya da parti  çalışanlarına bugüne değin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihtar ya da  yazılarından, Anayasa Mahkemesinin ilamından haberdar değiliz." ifadelerine yer  verildi.
 
 Parti tarafından gönderilen ek savunmada, 14 Şubat 2016'da büyük genel  kurulun toplanmasının kararlaştırıldığı bildirildi. Genç Parti'nin, daha sonra  Anayasa Mahkemesine 25 Şubat 2016'da gönderdiği yazıda kongrenin yapıldığı  bilgisini ilettiği belirtildi.
 
 Yüksek Mahkeme, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Genç Parti'nin  hukuki varlığının sona erdiğinin tespit edilmesi yönündeki talebini reddetti.
 
 Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesine göre, olağan genel  kurulun iki defa üst üste yapılmamasının derneğin kendiliğinden sona ermesi  nedenlerinden olduğu anlatıldı.
 
 Buna karşın, Yüksek Mahkemenin, büyük kongrelerini süresinde  yapmadıkları için haklarında dağılma halinin ve hukuki varlıklarının sona  erdiğinin tespitine karar verilmesi talebinde bulunulan partilerin, savunmaları  istendikten sonra da olsa büyük kongrelerini yapmalarını, siyasi ve hukuki  varlıklarını devam ettirme yönünde bir iradenin varlığı olarak kabul ettiği  belirtildi. Kararda, şöyle denildi:
 
 "Davalı partinin verdiği dilekçe ve eki belgelerden, partinin büyük  kongresini 14 Şubat 2016'da yapmış olduğu, organlarını oluşturduğu, buna göre  hukuki ve fiili varlığını sürdürdüğü anlaşılmıştır. Yargıtay Cumhuriyet  Başsavcılığınca parti hakkında, büyük kongresini üst üste iki kez süresinde  yapmaması nedeniyle kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki  varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istenilmiş ise de bu istemden  sonra siyasi ve hukuki varlığını devam ettirme yönündeki iradesini büyük  kongresini yapmak suretiyle ortaya koyan Genç Parti hakkındaki istemin reddine  karar verilmesi gerekir."
 
 İki partinin hukuki varlığı sona erdi
 
 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ayrıca, süresi içinde ilk büyük  kongresini yapmadıkları ve zorunlu organlarını oluşturmadıkları gerekçesiyle  Güçlenen Türkiye Partisi ile Vatan ve İstiklal Partisi'nin kendiliğinden dağılma  hali ve buna bağlı olarak hukuki varlıklarının sona erdiğinin tespiti talebinde  bulundu.
 
 Yüksek Mahkeme, her iki partinin hukuki varlığının sona erdiğine,  parti mal varlıklarının hazineye geçmesine karar verdi.
 
 Kararda, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu uyarınca ilk büyük  kongrenin, partinin tüzel kişilik kazanmasından başlayarak 2 yıl içinde  toplanması gerektiği belirtildi.
 
  
Güçlenen Türkiye Partisi'nin 12 Ekim 2009'da, Vatan ve İstiklal  Partisi'nin 23 Ocak 2013'te tüzel kişilik kazandığı aktarılan kararda, her iki  partinin ilk büyük kongresini süresi içinde gerçekleştirmediği, zorunlu  organlarını oluşturmadığı, bu nedenlerle hukuki varlıklarının sona erdiğinin  tespitine karar verilmesi gerektiği kaydedildi.
 

Sonraki Haber