Fetih gazisinin kabri mutfak tezgahı oldu
İstanbul Fethi'nin kahramanlarının kabirleri mutfak tezgahı oldu.
İstanbul’un Fethi’nin 562. yıldönümünde, CHP’nin fetih gazilerinin türbelerine yaptığı incelemelerde ibretlik görüntüler ortaya çıktı. Hali içler acısı türbelerin kimisi mutfak tezgahı, kimi kebapçı hatta soyunma odası olarak kullanılan da var
Taraf gazetesinden Sümeyra Tansel'in haberine göre miting meydanlarında ilami ve tarihe sahip çıkan milliyetçi söylemler tam gaz devam etse de gerçekte durum öyle değil. Tarihi yapılar ziyan olmaya devam ediyor. İstanbul’un fethinin mayıs ayındaki 562. yılı kutlamaları sürerken CHP, fetih gazilerinin türbelerinde incelemelerde bulundu. CHP Fatih Belediye meclis üyesi Soner Özimer’le Fatih semtinde bulunan gazi türbelerini ziyaret ettik. Sonuç içler acısıydı. Fetih askerlerinden kabri artık mutfak tezgahı olan da var, kebapçı ve akaryakıt istasyonu yapılan da. Fatih Sultan Mehmet’in süt annesi Daye Hatun’un türbesi ise bakımsızlıktan virane olmuş. Daye Hatun’un türbesi bulunduğu camiinin restorasyonunu yapan işçilerin soyunma kabini ve inşaat malzemelerinin depo alanı olarak kullanılıyor. CHP’li Özimer fetih askerlerinin ve Daye Hatun Türbesi’nin korunması için defalarca girişimde bulunduklarını ancak Fatih Belediyesi’nden sonuç alamadıklarını söyledi.
CHP’li Özimer’le Fatih’teki fetih askerlerinin türbelerinin halihazırdaki durumunu incelemek için buluştuk. İlk durağımız Fatih semti’nin Tatlıpınar Caddesi’nde bugün avukatlık bürosu olarak kullanılan tarihi binanın bahçesi oldu. Bahçenin etrafı tellerle ve yüksek duvarlarla çevrili olduğundan içeri giremedik. Duvardan yükselip baktığımızda ise bahçenin tarihi binaya katıldığını gördük. Özimer, ise burada duvarların yerinde İstanbul’un fethinde bulunmuş Baltalı Baba’nın kabrinin bulunduğunu söyledi. Kabrin akıbetini avukatlık bürosuna sormaya karar verdik. Büronun sahibi avukat Şevket Küçük bizi dostça karşıladı. Kabri sormamızla beraber bizi binanın arka tarafındaki avukatlık bürosunun mutfağına götürdü. Mutfağa girdiğimizde masanın yanındaki büyük mermer tezgah çıkıntı dikkatimizi çekti. Avukat Bey kabrin bu mermer tezgahın altında bulunduğunu söyledi. Baltalı Baba türbesinin artık avukatlık yazıhanesinin mutfağında tezgah olduğunu böylece öğrendik.
Mutfağın girişinde üzerine mermer yerleştirilmiş kabir, mutfak dolapları, bulaşık makinesi ve ocağın hemen yayında yer alıyor. Kabrin diğer yanında ise ahşap masa ve sandalyeler bulunuyor. Binaya girdiklerinde kabrin yangın geçirmiş ve harap halde olduğunu anlatan avukat bey naaşın ise bu yangında bozulmadan durduğunu söylüyor. Avukat beye göre burada Fetih askeri değil 2. Mahmut döneminden biri yatıyor. Ancak kim olduğu bilinmiyor. Tarihi kaynaklar ise böyle söylemiyor. Bugün avukatlık bürosunun mutfağı olan Baltalı Baba, Ulubatlı Hasan’ın silah arkadaşı olarak biliniyor. Tarihi kaynaklar onu şöyle anlatıyor “Fetih günü yenibahçe surları cihetinden şehre giren askerlerin arasında bulunuyordu. Savaşarak yaralı vaziyette Tatlıpınar su kaynağına kadar ulaşmıştır. Kabri, Tatlıpınar’da eski bir binanın bahçesindedir” Avukat Bey, Özimer’e kabrin tarihçesinin bulunması halinde mutfağa asabileceklerini söylüyor. Kabrin ziyarete açık olup olmadığını sorduğumuzda ise isteyenlerin yazıhanenin mutfağına girip ziyaret edebileceğini anlatıyor.
İkinci durağımız Fatih Sultan Mehmet’in süt annesi Daye Hatun’un türbesi. Fatih’teki Daye Hatun Camii’nin avlusunda bulunan türbe bakımsızlıktan harabeye dönmüş. Camiideki tadilat nedeniyle türbenin etrafı ve içi inşaat malzemelerinin deposu olarak kullanılıyor. CHP’li Özimer AKP’nin sık sık “CHP ecdada sahip çıkmadı. Camileri ahıra, depoya çevirdi” söylemine atıfta bulunarak “Kutsal mekanların kimin döneminde depo olduğu ortada” diyor. Türbenin içine girdiğimizde bizi pislik içinde kalmış hasırlarla işçilerin kişisel eşyaları ve inşaat malzemeleri karşılıyor. Türbenin sıvaları düşmüş duvarları dikkatimizi çekiyor.
Türbede içinde çoraplar kalmış işçi ayakkabısı, mutfak tüpü, semaver, kutu içinde çiviler ve türbenin yerlerine gelişigüzel atılmış toz toprak içinde matkap benzeri inşaat aletleri gözümüze çarpıyor. Çevredeki bir esnaf türbenin uzun zamandır bu halde olduğunu belirtiyor. CHP’li Özimer ise türbenin harabe olduğunu belediyedeki yetkililere söylediğini ancak bir şey yapılmadığını anlatıyor.
Üçüncü durağımız ise sirkeci de bir kebap dükkanı. Burası aslında yine Fetih Gazilerinden Yıldız Dede’nin ebedi istirahatgahı. CHP’li Özimer, kabrin kebapçının içinde kaldığını anlatıyor. Kebapçıya girip türbeyi soruyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait olduğunu öğrendiğimiz eski binanın kebap yenen masaların hemen kenarında bir paravanla ayrılmış küçük alana götürüyor bizi garson. Fetih gazisinin kabri burada. Garson binayı aldıklarında kabrin pislik içinde olduğunu ancak kendilerinin temizleyip şimdiki haline getirdiklerini anlatıyor.
Kabrin son restorasyon tarihi ise 1953 yılı. Kebapçı çalışanları bizim kabri ziyaret etmemizden memnun, kabre gelip dua edersek, sevap kazanacaklarını söylüyorlar. Garson, hemen kenardaki halıyı göstererek yakın zamanda kabrin etrafına koyacaklarını ve burasının türbeye daha yaraşır hale geleceğini anlatıyor. Taraf, daha önce de Fetih Gazilerinden Hacı Muhyiddin Efendi’nin Fatih’teki kabrinin üzerine akaryakıt istasyonu yapılmasını gündeme getirmişti. Ancak haberden sonra kabirde herhangi bir düzeltme yapılmadı.