''Erken seçimi ben değil, esnaf, çiftçi, emekçi istiyor''

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda konuştu.

Kılıçdaroğlu, CHP'li Enis Berberoğlu hakkında Anayasa Mahkemesi'ni hiçe sayarak verilen kararı sert sözlerle eleştirdi. Kılıçdaroğlu, verilen kararla İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin topluma verdiği 5 mesajı sıraladı.

Kılıçdaroğlu, erken seçim tartışmalarına ilişkin de şunları söyledi:

"Niye seçimden korkuyorlar? Gideceklerini biliyorlar. Bu seçim Kılıçdaroğlu'nun talebi mi? diyorlar. Hayır kardeşim, bu talep Kılıçdaroğlu'nun değil, esnafın, çiftçinin, emekçinin talebidir... Evet kardeşim cesursan, ülkenin sorunlarını çözemedin"

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Genelde CHP'ye şu eleştiri yapılır: 'CHP hiç öneri getirmiyor hep eleştiriyor'. Onlara şu soruyu sorun, hangi soruna çözüm getirmedi? Bizim siyaset tarihimizde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden biri CHP'dir. Her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek parti CHP'dir. Biz Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla, varolan sorunları çözme konusunda azimli kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.

İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ

İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin önce felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye'de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç, etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye'dir.

Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır.

Havuz medyası da buna itiraz edemedi? 'Şurası yanlıştır' diyemediler. Diyemezler zaten. Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP'ye yakışırdı, biz bunu yaptık. Bu beyannameyi kurultayımıza katılan tüm delegelerin oy birliği ile tarihe miras olarak bıraktık.

CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP bugün siyasal partiler içerisinde en nitelikli ve en yetkin kadrolarını bünyesinde barındıran partidir.

KILIÇDAROĞLU: GENÇLER TÜRKİYE'DEN GİTMEK İSTİYORSA, BEKA SORUNU İŞTE BUDUR!

Eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağımız var. Mayıs ayında 'İmkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?' diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5'i 'evet' diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3'ü 'evet' diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum diyor. Gercekgundem.com'da yer alan habere göre Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: Eylül'de 'kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14'ü 'hayır kalırım' diyor. Türkiye'nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye'nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir ayrıca.

KILIÇDAROĞLU: ANAYASANIN ASKIYA ALINDIĞI BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ

Parlamentonun, anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var. İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Yargı sisteminin bu kadar köreleceği hiç aklıma gelmezdi. Yargıçlar en azından Hukuk Fakültesi mezunudur, bu kadar çürümez diyordum yargı.

 KILIÇDAROĞLU 5 MADDE SIRALADI

Alt mahkeme, en üst mahkemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa işte çürüme oradan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım. O hakimlerde bir kabahat görmüyorum ben. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi topluma şu mesajı veriyor:

1-Biz hukukun üstünlüğüne göre karar veren bir mahkeme değiliz.

2- Böyle olmadığımız için de anayasa ve yasalar bizi bağlamaz, biz gücümüzü anayasadan değil saraydan alıyoruz.

3- Milletvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz. Biz yasama organının üyesini AYM'nin kararına rağmen yargılayıp mahkum ederiz. Bizi TBMM Başkanı dahil eleştiremez. Yasama dokunulmazlığı olan bir vekilin yasalara aykırı olarak yargılanmasına itiraz etmesi gereken ilk kişi Meclis Başkanı'dır. Meclis Başkanı'nın sesi çıkıyor mu? Çıkmaz, çıkamaz. Talimatı saraydan alır.

4- Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır.

5- Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.

Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir. Adaleti yok ederseniz devleti, insanlığı, ekosistemi yok edersiniz.

SİYASİ AHLAK YASASI

Hırsızlık yapanın büyükelçi olduğu bir ülkeye hangi devlet saygı duyar? Hırsızlık yapan bir isim bindiği arabaya Türk bayrağı asılıyor. O bayrağa yapılan en büyük saygısızlık çikolota kutusunda rüşvet alanların büyükelçi olarak atanmalıdır.

 AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI

Bir yüzyılın sonunda geldiğimiz tablo insani açıdan büyük bir dramdır. Bir yüzyılı devirdik, yüzbinlerce kişi pazar artıklarından besleniyorsa oturup düşünmemiz lazım. Aile Destekleri Sigortası'nın amacı hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi. Herkesin güvencesi sosyal devlet olur.

DIŞ POLİTİKA

Yüzyılı devirdik, tüm komşularımızla düşmanız. Niçin? Ya dedelerimiz yanlış yaptı ya bunlar yanlış yapıyorlar. Suriye, Mısır, İran, Irak... Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. En büyük tehlike dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılmasıdır. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kuracağız. Ortadoğu'yu bir kavga alanı olmaktan çıkarıp bir barış havzasına döndürebiliriz. Dünyanın bütün demokratlarının diktatörlere karşı birleşmesi lazım.

KILIÇDAROĞLU: ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLER BİR SİYASİ PARTİ SEÇİMİ DEĞİLDİR

Önümüzdeki seçimler bir siyasi parti seçimi değildir. Hala bunu anlamak istemeyen belli çevreler var. Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir. Bir sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz.

ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

Niye seçimden korkuyorlar? Gideceklerini biliyorlar. Bu seçim Kılıçdaroğlu'nun talebi mi? diyorlar. Hayır kardeşim, bu talep Kılıçdaroğlu'nun değil, esnafın, çiftçinin, emekçinin talebidir... Evet kardeşim cesursan, ülkenin sorunlarını çözemedin.
 

Sonraki Haber