''Erdoğan'ın gidici olduğunu biliyorum''
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu TBMM'de barolara ilişkin yapılması tartışılan düzenlemeden; Sakarya'da çok sayıda insanın ölümüne neden olan havai fişek patlamasına değin gündemi değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gazeteci Duygu Demirdağ moderatörlüğünde Deniz Zeyrek, İsmail Saymaz ve Ali Haydar Fırat'ın sorularını yanıtlıyor.
Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar kısaca şöyle;
Yeniden demokrasinin gelmesini sağlayacak mısınız?
-Bizi bir araya getiren Erdoğan'ın yaptığı yanlışlar... Ekonomide yaşadığımız dram. Kaynakların nerelere gittiğinin bilinmemesi.
-Ortada AK Parti kalmadı. Sadece Erdoğan konuşuyor. Bir kişi devletin bütün kurumlarına egemen. Hakim dinlemiyorsa görevinden alınıyor. Kendi beğendiği bir yargıçın atandığını görüyoruz. Bu tablo bizi rahatsız ediyor. Onlardan kopan iki partiyi de rahatsız ediyor bizleri de...
-Ortak söylem demokrasi. Önümüzdeki seçimlerde ben Erdoğan'ın gidici olduğunu biliyorum.
-'Beni seçin ülke uçacak' diyordu ülke uçuyor ama yokuş aşağı uçuyor...
Fatih tablosunun Türkiye'ye getirilmesi
-Tablonun Türkiye'ye getirilmesinden mutluyum. Londradaki İBB tarafından satın alındığını duyuduğumda hepimiz mutlu olduk. Önemli bir tablo. Değeri parayla ölçülebilecek gibi değil.
İBB'ye yeni Genel Sekreter atanması
-İBB'ye Can Akın Çağlar'ın yeni Genel Sekreter olarak atanmasıyla ilgili de kim yönetecek. İmamoğlu. Yönetici kadrosuna müdahaleyi doğru bulmuyorum. Belediye Başkanı arkadaşları şunu söyledim 'Elimi kolumu bağladılar' mazereti ile gelmeyecek. Formül bulacak. Bulamıyorsa bana soracak.
-Ekrem beyi eleştirenler şuna baksın. Onların 20 yıldır yapamadığını Ekrem bey 1 yılda yaptı..
-Ana kararlar Ekrem bey ve kadrosunda. Bir bürokrat üzerinden eleştirilmesini doğru bulmuyorum..
-Aykut bey bir müfettiş geldiğini ifade etti. 'Yargıya gideceğim ve aklacağım diyor' ve aklanıyor.
-Belediye Başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim. Siyaset yapacak isim Belediye Başkanıdır. Bürokraside bir yere gelmeyi parti siyasetiyle olmasını kabul eden biri değilim. Bürokrasinin düzgün çalıştığı yerde sorun yoktur.
-Biz 89'a benzer bir tabloyu tekrar yaşamak istemiyoruz. Her şeyin şeffaf olmasını istiyoruz. Harcanan her kuruşun vatandaşın parası olduğunu ve hakkının verilmesini istiyoruz.
Kuğulu Parkın önü çevrilmiş durumda... Bu tablo için ne diyorsunuz? Bu nasıl bir devlet yönetimidir?
-20 Temmuz sivil darbe döneminde yaşıyoruz. Polisten bir etten duvar ve Baro Başkanlarının duvarda oturması... Bu tablo yargının vesayet altında olduğunu gösteriyor. Devlet etki ve tepkiyle yönetilmez. Devlet akılla bilgi birikimle yönetilir.
-Avukatlar düşüncelerini bildirmiştir. Baro Başkanlarının içinde değişik siyasi görüşlerde başkanlar da var. Bu devleti tahrip yasasıdır. Ben Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Proejesi Eşbaşkanı olmaya devam ettiğini düşünüyorum. Milleti kurumları bölüyorlar. Erdoğan'ın görevi bu zaten. Egemen güçlerin taleplerini yerine getiriyorlar.
-Erdoğan bugüne kadar bu ülkeye en büyük zararı veren kişidir.
-Rejim değişti zaten. Saray rejimi var. Bakanlar da memur gibi çalışıyorlar. Müsteşarlıkları kaldırıp yerine bakan koydular. Parlamentoya sorumlular mı? Değil. Bir kişi sorumlu o da kim? Erdoğan.
İstanbul Sözleşmesi
-Değişeceğini sanmıyorum. Gündemi değiştirmek için söylendi bence. Kadın kuruluşlarıyla yaptığım görüşmelerde bunları ifade ettim. Uluslararası bir sözleşmeyi imzaladıktan sonra 'ben imzaladım ama siz beni kandırdınız' demek mümkün mü? Allah aşkına amaç gündemi kötü giden ekonomiden, işsizlikten çıkarabilmek.
-Kavgadan bıktık. Pandemi sürecinin başlangıcından itibaren iktidarı eleştirmeden sırf önerilerimi dile getirdim. Kavganın ülkeye getireceği hiçbir yarar yok. Akıldan, birikimden, ülkenin onuruna sahip çıkılmasından yanayız.
AK Parti'den çıkan iki parti var. Siz de o partilerle ilgili olumlu konuşuyorsunuz zaman zaman... Demokrasiden yana tavır alacaklar mı?
'FETÖ PKK Baro kurabiliyorsa kursun' cümlesi
-Barolarla ilgili Bülent Turan'ın yaptığı açıklamada 'FETÖ PKK Baro kurabiliyorsa kursun' diye bir cümle var. Bu açıklamaya Bahçeli ne diyecek merak ediyoruz. Biz bu cümleye bölücüktür diyoruz.
Havai Fişek fabrikasında patlama
-Türkiye'de insan hayatı çok ucuz. Ülke bir felaket ülkesi olmaya başladı. Önlem alın diyoruz. Alınmıyor. Patlayıcılar, yangın bitti diyoruz. Meğer başka şeyler de varmış. Ya taşıyorsunuz önlem aldınız mı? Askerler neden orada? Birileri talimat vermiş. Ölenlerin haklarını kim savunacak? Biz savunacağız. Bundan sonra olmaması için çaba harcamalıyız.
-Ve moral yemeği düzenlediler. İnsanlar hayatlarını kaybettiler; insanlar sorunları tartışsın, iş adamına moral olsun diye yemek vereceksiniz? Bu insanlar devletin ne demek olduğunu bilmiyorlar. Kendi kafalarına göre yaptıkları işin maliyeti var mı? İktidara yakınsa 0 maliyet. Ama yakın değilse burunlarından getirirler.
Aysofya kararı
İbadete açılsın açılmasın yıllardır tartışılıyor. Müze ibadethaneye dönüştürülecek. Bunu siyasi rant alanına dönüştürmek yanlış. Bizim reddeceğimizi düşündüler. Hayır yapırsan yap. Bu bir yönetim anlayışıdır. İsteyen gitsin namazını kılsın.
Cumurbaşkanlığına aday olacak mısınız?
-Paralel yapı var zaten orada. Bir kolda iki karpuz taşınmaz. Hem bu düzene karşı çıkacaksınız hem de ben de orada olacağım diyeceksiniz. Ben bunu kabul etimiyorum.
-Bi kararlılığım var. Yüzyıl sonra Cumhuriyet'i gerçek anlamda demokrasiyle taçlandıracağım.