Erdoğan'ın eski Başdanışmanı yazdı: İşte AK Parti'nin Millet İttifakı planı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı Karar yazarı Akif Beki, iktidar partisinin CHP ve İYİ Parti'nin oluşturduğu Millet İttifakı'nı bölme planını kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, iktidar partisinin Millet İttifakı'nı bölmek için her türlü manipülasyona giriştiğini ifade etti.
Diğer yandan Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun da önünün kesilmeye çalışıldığını savunan Beki, şöyle devam etti:
"MANSUR YAVAŞ VE EKREM İMAMOĞLU DA HEDEFTE"
İstanbul’la Ankara’yı kaybettiren yerel seçimlerden beri durum değişti. Hatta öncesinden... Yavaş’la İmamoğlu’nun önünü kesmek, adaylıktan düşürmek için neler zorlanmadı! Eskiden kendisine güvenirdi AK Parti. Kendi vaat ve icraatlarına, ikna gücüne güvenirdi. Rakibinin zayıflığına, güçsüzlüğüne değil. Şimdi dişine göre, cılız, çelimsiz, kolay rakip arıyor. Gözüne kestirdiklerini karşısına çıkmaya kışkırtıyor. Muhalefetin adaylarını belirlemeye çalışıyor. ‘Ne yaparlarsa yapsınlar, kaderin üstünde kader, göklerden gelen karar vardır, yazı da gelse tura da gelse vız gelir tırıs gider’ özgüveninden uzak iktidar.
"AK PARTİ ARTIK SEÇMENİ İKNA EDEMİYOR"
O rahatlık, tedirginlik ve telaşa bıraktı yerini. AK Parti, seçmeni ikna edemiyor. Çözümü de siyaseten tıkanmasında aramıyor. Rakibini tayin ederek aşmaya uğraşıyor. Nedeni ise soruyu yanlış sorması... Oyuncak hediye ediyorsun, büyüyünce oyunu sana vermiyor. 2 buçuk milyondan fazla hane, 10 milyondan fazla insana çalışmadan düzenli para ödüyorsun, yeri geliyor oyunu vermiyor. Millet bahçesi yapıyorsun, bedava çayla kek veriyorsun, bakıyorsun oyunu vermeyebiliyor."
"SORUN AK PARTİ'DE Mİ SEÇMENDE Mİ?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bu konudaki hayal kırıklığı malum. Parti içi değerlendirmede şöyle ifade ettiği sızmıştı:
“Karnını doyuruyor, her türlü ihtiyacını karşılıyorsun. Ama bakıyorsun, oyunu sana vermiyor.” Tespit buysa, doğru soru şudur: Memnuniyetsizlik, iktidarın yanlışlarından değil de seçmenin nankörlüğünden mi kaynaklanıyor? İktidarın değil de seçmenin mi kendini düzeltmesi gerek?