Erdoğan'dan Doğu Akdeniz resti: ''Ya diplomasi ya da...''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz'de devam eden gerilimle ilgili olarak "Ya diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle" dedi.
"Ülkemize karşı kurulan akıl almaz ittifakların ve sergilenen hak hukuk ve teamül tanımaz davranışların gerisinde bunun verdiği telaş ve korku bulunuyor. Halbuki biz her platformda, her mesajımızda Türkiye'nin adil olması şartıyla her türlü paylaşıma hazır oluğunu ifade ediyoruz" diyerek bir kez daha diplomasi çağrısına bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında da, "Sorun karşımızdakilerin bizim haklarımızı yok sayması, kendilerini bizim üstümüzde konumlandırmaya çalışmasıdır. Ama bunun böyle olmadığını, Türkiye'nin kedisine dayatılan ahlaksız haritaları ve belgeleri yırtıp atacak ekonomik, askeri ve siyasi güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin ve diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle anlayacaklar" diye konuştu.
Yeni tip Koronavirüs salgını dolayısıyla artan ölümlere de dikkati çeken Erdoğan vatandaşlara bir kez daha sosyal mesafe, temizlik ve maske uyarısında bulundu.
"Kurduğumuz güçlü sağlık altyapısı sayesinde gelişmiş ülkeler daha pek çok yerde adeta ayyuka çıkan tıkanıkların önüne geçilmiştir" iyen Erdoğan, "Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'in sağlıkta gerçekleştirdiği atılımların anlamı Koronavirüs salgını sürecinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Aynı şekilde ülkemizdeki kimi kesimlerin yere göğe sığdıramadıkları bazı devletlerin bu konuda ne kadar sıkıntılı oldukları salgın sebebiyle ortaya çıkmıştır. Maddi zenginliğin sosyal adalet ve eşitliği temin etmeye yetmediği bu süreçte çok acı bir şekilde görülmüştür. Türkiye salgını 40 bin yoğun bakım yatağı, 246 bin yatak kapasitesi, 1213 bilgisayarlı tomografi cihazı, hepsinden önemlisi 1 milyon 100 bin sağlık ordusu ile karşılamıştır. Salgın döneminde de çok sayıda sağlık kurulunu hayata geçirdik.
Kurduğumuz güçlü sağlık altyapısı sayesinde gelişmiş ülkeler daha pek çok yerde adeta ayyuka çıkan tıkanıkların önüne geçilmiştir. Son dönemde artan vaka ve yoğun bakım sayısına rağmen sağlık sistemimiz dimdik ayaktadır. Her yerde bu tarz şeylere uyulmuyor. Düğünlerde dikkat diyoruz maalesef uyulmuyor.
"Hastalığın çaresi bulunana kadar her vatandaş kendi tedbirini uygulayacaktır"
Sürekli söylememize rağmen bu tavsiyelere uyulmuyor. Mesafe diyoruz uyulmuyor, maske diyoruz uyulmuyor. Aksi takdirde hem kendimiz hem sevdiklerimiz için sonu ölüme kadar varan tehdidin kapısını açmış oluruz.
Bu hastalıktan korunmanın çaresi bulunana kadar her vatandaşımız kendi tedbirini kendisi uygulayacaktır. Milletimizin her bir ferdini tedbirlere uyarak, salgını ortadan kaldırma seferberliğine davet ediyorum. Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere fedakarca görev yapan insanlarımızın hakkını ancak sorumlu davranarak ödeyebiliriz.
"Ya diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye karşı husumetlerini ifade etmekten çekinmeyenlerin ifşa ettikleri darbe ve siyasi entrika senaryolarını çöpe atacaklarını belirterek, "Ülkemizi getirdiğimiz seviyenin de üstüne çıkartıp dünyanın en büyük 10 devletinden biri haline dönüştürmekte kararlıyız. Maruz kaldığımız her saldırı, karşılaştığımız her kriz, Türkiye'nin üretim, ticaret, ihracat, teknolojide, temel hizmet alanlarında geldiği yerin manasını daha iyi anlatıyor.
Hamdolsun karşısındakilerin gerçek gücünü ve hareket alanı gören, arkasındaki desteği fiili neticelere dönüştürebilen bir Türkiye var. Tabii bu hakikatleri karşımızdakiler de iyi görüyor. Ülkemize karşı kurulan akıl almaz ittifakların ve sergilenen hak hukuk ve teamül tanımaz davranışların gerisinde bunun verdiği telaş ve korku bulunuyor. Halbuki biz her platformda, her mesajımızda Türkiye'nin adil olması şartıyla her türlü paylaşıma hazır oluğunu ifade ediyoruz. Bu sözümüzde de samimiyiz. Sorun karşımızdakilerin bizim haklarımızı yok sayması, kendilerini bizim üstümüzde konumlandırmaya çalışmasıdır. Ama bunun böyle olmadığını, Türkiye'nin kedisine dayatılan ahlaksız haritaları ve belgeleri yırtıp atacak ekonomik, askeri ve siyasi güce sahip olduğunu anlayacaklar. Ya siyasetin ve diplomasinin diliyle anlayacaklar ya da sahada yaşayacakları acı tecrübelerle anlayacaklar. Mücadeleyi ve onun sonundaki muhtemel şehadeti en büyük paye olarak gören bir milletin karşısında durabilecek hiçbir gücün olmadığını fark ettiklerinde umarım iş işten geçmiş olmaz. İçinden geçtiğimiz sürecin sonunda olabilecekleri asıl bunca zamandır sahte bir refah ve demokrasi sırça köşkünde yaşayanlar düşünsün. Biz her ihtimale ve her sonuca hazırlıklıyız."
Türkiye ile Yunanistan arasında Ağustos başından bu yana Doğu Akdeniz'de petrol ve gaz arama konusunda yetki alanı üzerine gerginlik yaşanıyor. Oruç Reis gemisi, Türk donanmasına ait savaş gemileri eşliğinde Doğu Akdeniz'de sismik araştırma faaliyetleri yürütmek için seyrini gerçekleştiriyor. Yunanistan ise Oruç Reis'in kendi kıta sahanlığı ve deniz yetki alanı içerisinde "yasa dışı” olarak hareket ettiğini belirterek Yunan donanma gemileriyle Oruç Reis'i takip ediyor ve geminin işini yapmasına engel olmaya çalışıyor.
Türkiye, Yunanistan'ın iddiasını reddediyor ve Oruç Reis'in faaliyet gösterdiği alanların Türk yetki alanı içerisinde olduğunu belirtiyor.