Erdoğan'dan 24 yılın zirvesini gören enflasyon için ilk açıklama
TÜİK verilerine göre enflasyon eylül ayında yüzde 3,08 artarken, yıllık bazda yüzde 83,45 oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 24 yılın zirvesine çıkan enflasyon rakamlarıyla ilgili ilk değerlendirme geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe Ofisi'nde düzenlenecek Katılım Finans Strateji Belgesi Tanıtım Toplantısı'na katıldı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Tüketici Fiyat Endeksi eylülde yüzde 3,08 artarken, yıllık bazda yüzde 83,45 oldu. Yıllık yüzde 83,45’lik enflasyon, Temmuz 1998 sonrasındaki 24 yılın zirvesi oldu.
Katıldığı programda enflasyon verisine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Enflasyon meselesinin de üstesinden gelerek ‘Türkiye Yüzyılı’nı hep birlikte inşa edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Türkiye'nin her alanda olduğu gibi ekonomide de hedeflerini küresel ligin en üst sıralarına çıkarmak için böyle bir süreçte bu tür çalışmaların çok daha anlamlı olduğuna inanıyorum. Salgın ve savaşın tetiklediği enerji ve Emtia fiyatlarındaki artışın tetiklediği küresel ekonomik kriz tüm ekonomileri derinden etkilediği dönemden geçiyoruz.
Birileri 8-9 yıldır Türkiye'yi yönetilebilir olmaktan çıkarmak için kumpastan darbeye her yolu denediler. Son mermiyi de ekonomiye sıktılar. Hesap edilmeyen durum çıktı. Tuzaklara karşı verdiğimiz mücadele bizi güçlü kıldı.
Türkiye yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz. Ekonomik kriz yeni sorunlara da yol açarak dünyayı kasıp kavurmayı sürdürüyor. Esasen finans sisteminin çarpıklıkları, çıkmazları da vardır. Temel görevi tasarrufları doğru yatırımlara yönlendirerek ekonomik büyümenin lokomotifi olması gereken finansal sistem bu görevini yerine getiremiyor. Finans sisteminin üretimi ve ticareti beslediği ekonomik düzenin yerini, diğer sektörlerin finans sektörünü desteklediği sağlıksız sistem yer almıştır.
Küresel borçluluk oranı küresel milli gelirin 3,5 katına yükselmiştir. 2008 küresel finans krizinden gerekli ders alınmadığı ve yanlış yolda yürüdüklerini görüyoruz. Bu çarpık durum finansın üretim ve yatırımlardan ayrıştırılarak dünyadaki sosyal refaha katkısının giderek azalmasına yol açmaktadır. Salgın dönemi sonrasında Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarca da açıkça dile getirilmektedir. Üretim, adalet, paylaşım ve en önemlisi de insanın olmadığı ekonomik finansal yapı sürdürülebilir değildir. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.
Biz de artık sürdürülemez hale gelen mevcut finansal yapıya alternatif yeni finansal mimariye her türlü desteği veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Hem ülkemiz ve dünyaya hayırlı bir hizmette bulunmuş olacağımızı ümit ediyoruz.
Paylaşımı, üretimi ve ahlaki değerleri önceleyen alternatif finans araçlarının başında katılım finans sistemi geliyor. Türkiye ve dünyada katılım finansın yıldızı, risk paylaşımı, varlığa dayalı olması ve ahlaki vurgularıyla giderek daha çok parlamaktadır. Finansal sistemin gelişmesi, istikrarın sağlanması hususunda da ülkemiz önemli yol kat etmiştir. Finans sistemimize yönelik saldırılardan alnının akıyla çıkan kamu bankalarımız yeni sistemin itici gücü olmuştur.
Ekonomi modelimizin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlaya dayalı büyüme stratejisinin sac ayaklarını oluştururken bu imkanlardan en geniş şekilde istifade ettik. Hayati ihtiyaçlarımızın karşılanmasında bu araçların çok faydasını gördük.
Üzüntüyle belirtmek isterim ki, katılım finans finansal sistemin içinde hak ettiği potansiyelin çok gerisindedir. Hükümet olarak katılım finans sisteminin gelişmesi amacıyla çok önemli politikaları devreye aldık. Kalkınma planlarımız ve orta vadeli planlarımız başta olmak üzere tüm kamu strateji belgelerimizde katılım finansı öncelikli alanlardan belirledik. Katılım finansın finansal sistemin içinde hak ettiği yere gelmesi için üzerimize düşen sorumlulukları bundan sonra da ifa etmeyi sürdüreceğiz.
Türkiye gibi insanların dini hassasiyetlerinin yüksek olduğu ülkede katılım finans sisteminin potansiyelinin gerisinde kalmasının sebeplerini doğru tespit etmeli, çözüm yollarını ona göre belirlemeliyiz. Katılım finans kuruluşlarının bankalardan farkı olmadığına ilişkin algı topluma yer etmiş durumdadır. Katılım bankası isminin katılım finans kurumu şeklinde değiştirilmesi olabilir. Sadece isim değişikliyle katılım finansla bankaları toplum nezdinde ayrıştıracaktır.
Önümüzdeki dönemde inşallah bu meselenin çözülmesiyle katılım banklarının hızlı büyüme sürecine gireceğine inanıyorum. Bilindiği gibi katılım finans dediğimiz yapı sosyal finansı içeriyor. Her biri ayrı değere sahip araçların finansal sistem içinde süratle gelişme, büyüme, zenginleşme potansiyeli olduğunu biliyoruz. Bu amacımızı gerçekleştirmek için strateji belgesinin hazırlıklarını başlatmıştık. 2022-2025 döneminde katılım finansa yönelik hukuki, idari, kurumsal altyapıyı oluştururken mevcut altyapıda da önemli dönüşümü gerçekleştirmektir.
Belgede katılım finansın gelişmesine yönelik amaç, hedef ve eylem maddeleri bulunuyor. 27 sorumlu kurum ve kuruluş ile diğer tüm paydaşlara önemli görevler düşüyor.
Katılım finansın gelişmesi için üzerimize düşen görevleri yapıyoruz. Katılım finans sisteminin tüm taraflarından bu mücadelede bize gerekli desteği vermesini bekliyoruz.