Erdoğan'a çok sert soru: ''Vatandaş çarpıldıkça, senin de gözlerin, ışıl ışıl oluyor mu?''
İYİ Parti lideri Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin "ekonomi gözlerdeki ışıltıdır" sözüne işaret edip, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Vatandaş çarpıldıkça, senin de gözlerin, ışıl ışıl oluyor mu?" diye sordu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Akşener, yeni yıllarla birlikte gelen zamlara ilişkin "Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının dolandırıcıları bile kıskandıran yönetim anlayışı sağ olsun yeni yıla rekor seviyede zamlarla girdik. Artık takke düştü kel göründü. Vicdansızca yapılan bu rekor zamlar iktidarın beceriksizliğinin bir vesikasıdır" dedi.
Akşener'in satırbaşları şöyle:
Maalesef yeni yıla zam kabusuyla girdik. AK Parti iktidarı 20 Aralık akşamı faiz indiriyorum deyip aslında artırarak küçük yatırımcıyı çarpmıştı. 31 Aralık gecesi de elektrikten doğalgaza, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe yaptığı zamlarla asgari ücretlinin aldığı yüzde 50 zammı da çarptı. Zammı gece yarısından sonra geçerli ilan ederek zamları enflasyondan kaçırıp, milyonlarca memur ve emeklimizin yeni yılı zammını da çarpmış oldu. Sayın Erdoğan ve arkadaşlarının dolandırıcıları bile kıskandıran yönetim anlayışı sağ olsun yeni yıla rekor seviyede zamlarla girdik. Artık takke düştü kel göründü. Vicdansızca yapılan bu rekor zamlar iktidarın beceriksizliğinin bir vesikasıdır. Bu iktidarın bu saatten sonra Türkiye'ye vereceği tek şey daha çok yoksulluk ve daha çok acıdır. Sayın Erdoğan, biz üzerimize düşeni yaptık. Seni defalarca uyardık. 'Damat kadar başınıza taş düşsün' derken Nureddin Nebati'yi ekonominin üzerine meteor gibi düşürdün. Sana kaç kere söyledim önce ekonomiye olan güveni tesis edeceksin, bunun başka yolu yok dedim. Hazinenin başına bakan diye getirdiğin Nebati kuyruklu yıldızı milletimiz çarpıldıkça gözlerindeki ışıltıdan bahsediyor. Ben de sana soruyorum. Vatandaş çarpıldıkça senin de gözlerin ışıl ışıl oluyor mu?
Bu millet sana faizi yükselt diye oy vermedi. Bu millet sana hayat şartları iyileşecek diye oy verdi. Bu millet sana daha kolay ev, araba sahibi olmak için oy verdi. Sen sözünü tutmadın milletimizle yaptığımız sözleşmeye ihanet ettin. Artık yeter, milletimize daha fazla çile çektirmeye hakkın yok. Sen istesen de istemesen de kızsan da bağırsan da millet iradesinden kaçış yok o sandık elbet bir gün gelecek. Sen milletimize tutmadığın sözlerin hesabını vereceksin.
"O SANDIK ÇOK YAKINDA GELECEK"
Türkiye'nin çözülemeyecek derdi yok. Biz buradayız, biz hazırız. Emin olun biz çözeriz. Az kaldı, o sandık çok yakında gelecek ve bu beceriksiz iktidar tıpış tıpış gidecek. O gün geldiğinde tek bir insanımız bile kaybetmeyecek. Bu iktidar gidince her bir vatandaşımız daha çok kazanacak.
"İKTİDAR YAN GELİP YATARKEN..."
İktidar yan gelip yatarken, ben ve arkadaşlarım 2021 yılını meydanlarda, sokaklarda, dükkanlarda geçirdik. 12 ayda 59 ilimizde 174 ilçemize gittik. Milletimizin derdine derman olmak için 115 bin km yol yaptık. Geçtiğimiz hafta Uşak'taydık. Dönerci bir kardeşim, 'Öğrencilerin karnını doyurabileceğin bir tek döner vardı. Artık o da ucuz değil. Bir porsiyonu 10 liraya satıyoruz. Önceden 30 kilo döner takıyordum şimdi 10 kilo. Ev geçindirmede zorlanıyoruz.' dedi.
Üretici bir kardeşim, 'Elimizdeki hayvanları kesmek zorunda kalıyoruz. Borç ödeyemiyoruz. Ne yapacağız? 7-8 aylık danalar kesime gider mi?' diyor.
Yarın öbür gün besleyecek hayvan kalmayınca ne yapacaksınız? Onu da ithal mı edeceksiniz? Bu sefer lobilerin değil üreticilerin yanında olun.
12 yaşındaki Gazi Efe isimli bir çocuğumuz, 'Ülkenin hali çok kötü. Ekonomi nasıl düzelebilir? Hiperenflasyona doğru gidiyor ülke' diyor. 12 yaşındaki bir çocuğumuz hiperenflasyonu biliyor. Çocuklarımızdan çocukluğunu çalmışız demektir. Yazıklar olsun.
"ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA MAAŞ ALAN SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ VAR"
Biliyorsunuz, Sayın Erdoğan, geçtiğimiz sene sağlıkçılarımıza, “hakkınız ödenmez” dedi. Nitekim, dediğini de gerçekten yaptı, haklarını ödemedi… “Birazcık” ek ödemeyi, Aralık ayında verecekti. Ama yine ödemedi, sonraki bahara bıraktı.
Buradan, Sayın Erdoğan’a sesleniyorum; Sağlık çalışanlarımız, senin danışmanların gibi, 5-10 maaş istemiyor. Istakozlu ziyafetlerde de gözleri yok. Sadece hak ettikleri maaşı almak istiyorlar.
Uzun nöbet sürelerine, pandemi dönemindeki, yoğun bakım çalışmalarına rağmen; bir sağlık çalışanımızın, bir saatlik nöbet ücreti, sadece 16 lira.
Asgari ücretin altında maaş alan, sağlık çalışanlarımız var. Hiç mi utanmıyorsunuz? Ayıptır, günahtır! Değerli sağlık çalışanı kardeşlerim; Hak ettiğiniz maaşı almanız için, bu konunun takipçisi olacağız.