Erdoğan'dan Rusya açıklaması !
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bursa'da katıldığı bir etkinlikte Suriye ve Rusya hakkında konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa'da düzenlenen 'Ekonomiye Değer Katanlar' ödül töreninde konuştu. Cumhurbaşkanı konuşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları;
SURİYE'DEKİ SAVAŞ
Geçtiğimiz 5 yıla yakın sürede, Suriye'de ölen bu 400 bin insan, acaba bunlardan kaç tanesi DEAŞ militanı? Soruyorum. Irak ve Suriye ordusundan ele geçirdiği silahlarla savaşan DEAŞ terör örgütünün yabancı savaşçı sayısı 10 bin. Hadi bunu biraz daha artıralım, 20 bin kişiden fazla değildir. Bu örgüte karşı operasyon yürüten dünyanın en modern silah sistemlerine sahip ülkelerin asker sayıları 4 milyonu buluyor. Ülkenin şu anda yüzde 85-90'ınında Esed'in hakimiyeti yok biliyor musunuz? Esed, şu anda Suriye'nin yüzde 14'üne hakim. Esed rejimine ilişmeyenler bu 10-20 bin kişi ile mücadele için 400 bin insanın ölümüne göz yumarak insanlık tarihinin en ağır suçlarından birini işliyorlar.
'ECADADIMIZA DA TORUNLARIMIZA DA MAHCUP OLMAK İSTEMİYORUZ'
Kara propaganda makinaları, kimlerin kandan ve acıdan beslendiğini, kimlerin kanı ve acıyı durdurmak için çalıştığını gizlemeye yetmeyecektir. Biz Türkiye olarak, işte bu karmaşık ortamda ahlaki ve tarihi sorumluluğumuza uygun şekilde kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz. Biz, ecdadımıza da torunlarımıza da mahcup olmak istemiyoruz. İnşallah, olmayacağız.
BÖLÜCÜ TERÖR EYLEMLERİ
Türkiye, sadece sınırları dışındaki güçlerle değil, aynı zamanda kendi içindeki ihanet odaklarıyla da büyük bir mücadelenin içerisindedir. Bölücü terör örgütü, milletimizin yıllardır arzuladığı huzur iklimini zehirleyen, bölgedeki insanlara hayatı zindan eden eylemleriyle kendisine verilen görevi yerine getiriyor.
Siyasetin dili ve imkanlarıyla hareket etmesi gerekenleri de safına alan terör örgütünün açtığı hendeklere gömüleceğinden hiç şüpheniz olmasın. Şu anda silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, gönüllü köy korucularımız el ele hep birlikte güneydoğuda, doğuda, o açılan hendeklerin olduğu bütün ilçelerde, mahallelere, köylere varıncaya kadar bu mücadele sürüyor.
'TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESME PROJESİ'
Suriye krizi, bir yönüyle bölgenin kendi dinamiklerinin ürünüyse, bir yönüyle de Türkiye'nin önünü kesme projesidir. Irak'ta yaşanan hadiselerin gerisindeki saiklerden biri de aynı şekilde Türkiye'nin güçlenmesinden duyulan rahatsızlıktır. Mısır'da ve Libya'da yaşanan olaylarda, hatta bir türlü ilerleme kaydedilemeyen Kıbrıs meselesinde, Türkiye konusundaki olumsuz düşüncelerin, niyetlerin, tutumların çok önemli payı vardır. Elbette birileri istemiyor diye biz çalışmalarımızdan, hedeflerimizden vazgeçecek değiliz. Nasıl birileri istemiyor diye güneş doğmaktan vazgeçmezse, ilahi nizama uygun şekilde geceleri gündüzler takip ederse, Türkiye de yolundan asla dönmez, dönmeyecektir. Biz, millet olarak mücadeleye, zor şartlarda çalışmaya, sıkıntılarla yüzleşmeye, gerektiğinde fedakarlık yapmaya, gerektiğinde gözü kara bir şekilde ileri atılmaya alışkınız, bizim fıtratımız böyle. Bu bakımdan, ne bölücü terör örgütünün ülkemizdeki faaliyetleri ne Suriye'de önümüze çıkartılan engeller ne Irak'ta muhatap olduğumuz riyakarlık bizim için sürpriz değildir, caydırıcı ise hiç değildir.
'ASYA'NIN EN UCUNDAN PASİFİK'E KADAR...'
Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız, Türkiye, hem bir Avrupa hem bir Asya hem bir Afrika ülkesi olma vasfına sahip tek ülkedir. Dolayısıyla, Avrupa'da olup biten her şey bizi çok yakından ilgilendirir. Asya'da yaşanan her gelişme, bizimle doğrudan ilişkilidir. Afrika'da, özellikle Kuzey Afrika'da, Orta Doğu'da yaşanan her olayın bizatihi muhatabıyızdır. Dünyanın herhangi bir köşesinde yaşayan ve ülkemizin bu konumunu bilmeyen birisi için şu manzara garip gelebilir. Balkanlar'da, Avrupa'nın herhangi bir köşesinde yaşanan her olaya, Türkiye bir şekilde müdahil oluyor. Kafkaslar'da bir hadise vuku buluyor, Türkiye yine orada söz söyleme, tavır koyma ihtiyacı duyuyor. Orta Doğu'da, Kuzey Afrika'da meydana gelen her hadisede, bir şekilde Türkiye'nin adı geçiyor. Hatta, insani yardım faaliyetlerimizin genişlemesiyle şimdi, Asya'nın en ucundan Pasifik'e kadar çok daha geniş bir alanda varlığımız hissediliyor, konuşuluyor. Fakat dikkat ediniz kardeşlerim bu bölgelerin hiçbirinde de Türkiye'nin adının zulümle, şiddetle, sömürgeyle, istismarla geçtiğini göremezsiniz. Türkiye bulunduğu yerlerde sadece ve sadece mağdurun, mazlumun, garibin, kimsesizin elinden tutmak için vardır, farkımız budur.
'DOĞRU KONUŞMUYORLAR... SAYIN PUTİN'E İFADE ETTİM'
Bugün Suriye'deki soruna müdahil olan kaç tane ülkenin, gerçekten Suriye halkının huzurunu sağlamak, geleceğini güvence altına almak gibi bir derdi var? 400 bin Suriyeli 5 yıl içinde öldürüldü. Bunlar bir devlet terörüyle bu insanları öldürdüler, öldürüyorlar. Aynı şey şu anda bakıyorsunuz yine Rusya tarafından yapılan bombardımanlarda... Son günlerde şu söyleniyor, 'Bize Türkmenlerden bahsedilmedi' deniliyor. Doğru konuşmuyorlar, şahitler hepsi aramızda. Heyetler arası toplantıda Sayın Putin'e 'Orada DEAŞ yok, Bayırbucak Türkmenleri var' diye bizzat ifade etmişimdir, bizzat ve heyetler arası toplantıda olmuştur. Şu anda orada Türkmenler öldürülüyor. Oradaki Türkmen kardeşlerimiz Suriye topraklarını terk etmiyorlar. Bizim sınırımıza kadar geldiler, 'Şehit olursak, kendi topraklarımızda şehit olacağız' dediler ve oralarda yaşıyorlar. Bunların hepsini anlattım ama tabii maalesef dürüst olmayan bu tür yalanları her zaman söyler, söylemeye devam eder. Bunları Sayın Obama'ya da anlattım, o da biliyor.