ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA AĞIR CEVAP

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi hakkındaki sözlerine tepki gösterdi. Erdoğan, “Şu anda bu zat bulunduğu makamın adamı değil” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma Namazının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi hakkında açıklama yapan CHP Kemal Kılıçdaroğlu’na tepki gösterdi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu anda bu zat bir defa bulunduğu makamın adamı değil. Bu zat siyaseti henüz öğrenemedi. Ben kendisi için çırak bile olamadı demiştim, gerçekten çırak bile olamadı. Yakışacak çok çok ifadeler var da, buna edebim müsade etmiyor. Geçen söyledim zaten. Siyasi sapık dedim. Niye dedim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız, partimiz kurulduğundan bu yana dava arkadaşımızdır. Bu zatın ne ilmi, ne yaşamı, ne de siyasetteki yeri el vermez. Bir kasetle geldiği makam var, o kaset olmasa o makama gelemezdi. Sayın Baykal'ın yanından çıktığı zaman 'Adaylık düşünmüyorum' diyen kişi ertesi gün aday oldu. Akşam başka sabah başka. Bunda her türlü yalan dolan var. Böyle bir tip, tipleme. Allah Türk siyasetini böyle tiplerden korusun. CHP'ye oy vermişkadın kardeşlerimin bu saygısızlığı aslında çok farklı değerlendirmeleri gerekirdi" 

KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ ?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin TBMM Grup Toplantısında Karaman'daki cinsel istismar olayıyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu için "Aileden Sorumlu Bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette" ifadesini kullanmış ve çok sert eleştirilerle karşı karşıya kaldı.

Dün Türk Tabipler Birliği Genel Merkezi'ni ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu son zamanların en büyük tartışmasında çok sert ifadeler kullandı.

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

Siyasetin doğasında eleştiri vardır. Biz bir şey konuşuruz bizi siyaset kanadı eleştirir. Bizim anlamaktan zorluk çektiğimiz konu şu. Neden Cumhurbaşkanı tartışmaların odağı haline geliyor. Her şeye maydanoz oluyor. Bir dakika sus ya. Bana cevap ver diyor. Sen kimsin ben sana cevap vereceğim.

Yaptığım eleştiriye karşı sapık sözcüğünü kullanıyor. Ben o zata soruyorum. Dolmabahçe'de oturup, kadınlara, kızlara bakıyorum demek nedir. Sapıklık değil midir? Söyleyen sayın Erdoğan. Seyrediyorum, bakıyorum diyor. Kadınlara kızlara bakıyorum diyor. Senin görevin bu mudur?

Bu zat çıkıp TBMM'de tarafsız olacağına dair yemin etti. Siyasi sapıklı parlamentonun önüne çıkıp yemin ettikten sonra yeminini tutmayıp, namusunu ve şerefini çöpe atandır. Bunu adı siyasi sapıklık değildir de nedir?

Al ananı da git diyen sen değil miydin? Sen değil miydin? Hem cinsel hem de siyasi sapıklığın adresi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Yüreğin varsa gel karşıma, senin istediğin televizyon programlarında oturalım konuşalım bakalım sapık kimmiş. 

Deyimler sözlüğüne bakın, önüne dikilmek, önüne düşmek, önüne geçmek, önüne yatmak deyimdir. Önüne yatmak iki anlama geliyor. Bir kimsenin önüne boylu boyunca uzanmak. Bir kişi veya kurumu korumak amacıyla elindeki imkanları kullanmak. Bunu alıp da cinsel bir alana çekmek onların kafalarının arkasında neleri düşündüklerini gösteriyor aslında. Sen bakansın, çocukları koruyacağın yerde kalkıp vakfı koruyorsun.

Önüne yatmak deyimini de kendileri kullandı. Milli Eğitim Bakanı da Ensar'ın önüne yatmış vaziyette. Çocuklar Karaman'da tecavüze uğrarken senin ağzından bir cümle çıktı mı? Sen nasıl bir insansın ya. Bir cümle dahi kurmuyorsun. Sende nasıl bir ahlak var. Sen hiçbir şey yapamazsın. Cürmün olsa oturduğun yer kadar senin cürmün. Biz haklıyız, namusluyuz. Biz çocuklarımızı koruruz. Çocuklarımızın yaban ellere teslim edilmesine karşıyız. İlköğretimde, ortaöğretimde yurt açma yetkisi Milli Eğitim Bakanlığı'nındır. Bu yetki olmadığı halde bu vakıflar bu yurtları nasıl açtılar?

Onların kadınlarına da sesleniyorum. Sizin bakanlarınız Ensar'ın önünde yatarken siz hiç o çocukları düşünüyor musunuz? O çocukların çektikleri acıları düşündünüz mü? Bir anne çocuğunu sinek ısırsa yüreği dağlanır. Bunlarda nasıl bir ahlak var. Emin olun anlamakta zorlanıyorum. Beni protesto ediyorlar. Başımın üstüne. O çocuklara niye sahip çıkmıyorusunuz. O anneler, o çocukları niye o yurtlara gönderiyor. Fakir oldukları için. Siz o çocukları iktidarın desteğiyle karanlık ellere teslim ediyorsunuz. Biz bunu eleştirince de kıyameti koparıyorsunuz.