Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: ''Sen benim rakibim olamazsın''

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Neymiş karın ağrısı, açıkla" dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sert yanıt..

Kayseri Ticaret Odası 120'nci Onur Yılı programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hedefinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu için, 'Benim karın ağrım neymiş açıkla' diye tutturmuş. Ben bu tür meseleleri konuşmaktan hicap duyuyorum. Bu senin kendi içinde bulunduğun partindeki karın ağrın" dedi. Erdoğan, "Bu zat için söylenecek çok şey var ama onun seviyesine inmeyi kendime yakıştıramıyorum. Bulunduğum makam da ona zaten pek de müsade etmiyor. Salı gününe kadar süre tanımış bana. Sen bir defa benim rakibim olamazsın. Sen öyle bir yerde değilsin." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri Ticaret Odası 120'nci Onur Yılı programında yaptığı konuşmada, "Biz yola çıkarken birşey söyledik. Dedik ki, tek millet. Bu ülkede bölücülük yok, ayrımcılık yok. Türk'müş, Kürt'müş, Laz'mış, Çerkez'miş, Arap'mış, Roman'mış asla ayrımcılık olmayacak. Ne kadar etnik unsur varsa ülkemizde biz tek milletiz" dedi.

"Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamaz" diyen Erdoğan, "Yaparsa bu milletin ta kendisi onların karşısındadır. Ordumuzla, polisimizle, köy korucularımızla hep birlikte karşısındayız" ifadelerini kullandı. 

"Tek devlet" dediklerini belirten Erdoğan şöyle devam etti:

"Devlet içinde devlet, yok paralel devletmiş, yok bölücü devletmiş asla böyle birşeyi kabul edemeyiz. Buna karşı da mücadeleyi gerektiği gibi sonuna kadar verdik, vermeye de devam edeceğiz. Kendilerine yer arayanlar, nerede bulacaklarsa, çıksınlar, gitsinler, oralarda bulsunlar. Bu toprakların içerisinde yer alanlar, bu ülke bir hukuk devletidir, bu hukuk devletinin içinde anayasa neye amirse, yasalar neye amirse buna uymak zorundadırlar. Uymadıkları takdirde bedelini ödemeye mahkumdurlar. Şu anda bütün bu olayların gerisinde Türkiye'yi, Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmelerden uzak tutmak, aleyhimize sonuçlar doğuracak bir takım projeleri hayata geçirme gayretleri var. Bu açık gerçeğe rağmen terör örgütüne alet olan kişiler elbette var. Ama hamdolsun vatandaşlarımızın çoğu artık bu oyunu görmüş, terör örgütüyle, onu destekleyen partiyle ve benzeri yapılarla arasına ciddi bir mesafe koymuştur. Ana muhalefet partisi bile bunlara destek olmaya başladı. Bunlar nasıl anayasaya uygun olarak hareket ediyorlar, anlamak mümkün değil. Terör örgütünün her geçen gün daha ahlaksız ve vicdansız eylemlere yönelmesinin sebebi işte budur."

"ASLINDA BUNLAR BİR AKADEMİK TERÖRÜN AKTÖRLERİDİR"

Diyarbakır'da bir ortaokulun bahçesine öğrencilerin karne aldıkları gün gerçekleştirilen terör eylemini anımsatan Erdoğan, "Diyarbakır'da bir ortaokulun bahçesine, öğrencilerin karne aldıkları günde el yapımı bomba atıyorlar. Ey akademisyenler, ya siz öğrenci yetiştirmiyor musunuz. Bu ufacık yavrularımızın karnelerini aldığı günde oraya el bombası atacak kadar ileri giden bu alçakların arkasında veya yanında siz nasıl duruyorsunuz. Siz nasıl akademisyensiniz. Aslında bunlar bir akademik terörün aktörleridir. Onun için duruşumuz burada hep birlikte milletçe el ele olacağız, omuz omuza olacağız, bunlara asla bu fırsatı vermeyeceğiz" şeklinde konuştu. 

"MADEM BÖYLEDİR O ZAMAN ÇIK AÇIKÇA TAVRINI KOY"

Aynı aymazlığa uluslararası toplumun da düştüğünü gördüklerini dile getiren Erdoğan, "Müttefikimiz, dostumuz, ortağımız dediğimiz devletlerin de aralarında bulunduğu kimi ülkeler, ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü görmüyor, görmek istemiyor. Hem de bizimle başabaş oturduğumuzda, konuştuğumuzda, ne demek tabii ki ismini vermeyeceğim, bölücü terör örgütü, 'Evet bu bir terör örgütüdür' diyor. Madem böyledir o zaman çık açıkça tavrını koy. Türkiye'nin hassasiyetle yürüttüğü mücadeleyi takdir etmeyenlerin, terör örgütünün hiçbir ahlaki ve insani ölçüye uymayan eylemleri karşısındaki sessizliği, hatta destek mahiyetindeki tavırları bizi gerçekten üzüyor. Bugüne kadar yaşananlar göstermiştir ki terör karşısında ilkeli bir tavır sergilemezseniz eninde sonunda gelip sizi de zehirler" değerlendirmesinde bulundu. 

Konuşmasında "Kurbağa ile Akrep"in hikayesini hatırlatan Erdoğan, "Terörün karakteri budur, cibilliyeti budur. Hiç şakası yok. Hemen fırsatını yakaladığı anda akrep gibi sokar. Ülkemizi terörle mücadelesinde yalnız bırakanlar, emin olunuz yarın kendileri aynı soruna duçar olacaktır."

KILIÇDAROĞLU'NA YANIT: SEN BİR DEFA BENİM RAKİBİM OLAMAZSIN

Geçtiğimiz günlerde 'ana muhalefet partisinin genel başkanının içindeki çirkinlikleri ortaya döktüğünü' ifade eden Erdoğan, kendisine hakettiği cevabı verdiğini anımsattı.

"Şimdi de 'benim karın ağrım neymiş açıkla' diye tutturmuş. Ben bu tür meseleleri konuşmaktan hicap duyuyorum. Bu senin kendi içinde bulunduğun partindeki karın ağrın" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Senin için sorun olmayabilir ama bizim de ahlakımız gereği dikkat etmemiz gereken sorumluluklarımız var. Bu zat için söylenecek çok şey var ama onun seviyesine inmeyi kendime yakıştıramıyorum. Bulunduğum makam da ona zaten pek de müsade etmiyor. Salı gününe kadar süre tanımış bana. Sen bir defa benim rakibim olamazsın. Sen öyle bir yerde değilsin. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 13-14 tane parti bir araya gelip bir cumhurbaşkanı adayı çıkardınız. Sen kendin niye çıkmadın ya. Diğeri niye çıkmadı. Onun için kendisiyle böyle bir şeye girmem mümkün değil. Ne yapacakmış. Elindeki belgeleri açıklayacakmış. Sen oraya çıktığından beri hala belge açıklıyorsun. Ateş olsan cürmün kadar yer yakarsın. Bugüne kadar söylediğin her şey yalan, yanlış çıktı. Özhaseki kardeşim, bundan baya para aldı. Ben de para aldım. Hala da alıyorum. Daha çok da alacağız galiba öyle gözüküyor. Herhalde onu da kendi cebinden ödemiyor. Galiba partinin kasasından ödüyor, öyle benziyor."

"TEK TİPÇİ YAPIYA EN BÜYÜK DARBEYİ 24 OCAK KARARLARIYLA VURDU"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Ocak kararlarının eleştirilecek pek çok yönünün mevcut olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

"Bununla birlikte ekonomide çeşitliliğin ve gerçek anlamda rekabetin önünün açılmasında 24 Ocak kararlarının ve rahmetli Özal'ın vizyonunun çok büyük bir rolü olduğunu biliyoruz. Rahmetli Özal, 1960 darbesiyle güçlendirilen, siyasette olduğu kadar ekonomide de sorunlu tek tipçi yapıya en büyük darbeyi 24 Ocak kararlarıyla vurmuştur. 12 Eylül darbesi öyle sanıldığı gibi 24 Ocak kararlarının asıl hedeflerini destekleyen değil, geciktiren ve zayıflatan bir fonksiyon ifa etmiştir. Türkiye ile yaklaşık aynı dönemlerde benzer ekonomi politikalarını uygulamaya başlayan ülkeler hızla ileriye atılırken, biz 12 Eylül darbesi ve onun kurduğu çarpık düzenin uzun süren etkileri yüzünden geride kaldık. Bugün hala siyasi istikrar ve güçlü yönetim arayışı içinde olmamız 12 Eylül darbesinin ülkemizde tesis ve tahkim ettiği vesayetçi yapı sebebiyledir. Biz işte bunun için her fırsatta yeni anayasa diyoruz, her fırsatta başkanlık sistemi diyoruz."

Sonraki Haber