Erdoğan'dan G-20'de çarpıcı mesajlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi'nde açıklamalarda bulundu.

G20 zirvesi için Çin'de bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan basın toplantısı düzenledi.

Çin'de gerçekleştirilen G20 zirvesinde basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle;

"Toplantı boyunca her fırsatta gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeleri de gözeten bir kalkınma anlayışı ile hareket etmeleri gerektiğinin altını çizdik. Zirvede G20 liderleri olarak sürdürülebilir kalkınma için 2030 gündemine ilişkin bireylem planını kabul ettik.

Bu çalışmaya G20’inn öncülük etmesini önemli buluyoruz. Üzerinde durduğumuz bir diğer husus küresel ticaretteki büyümenin güçlendirilmesidir. Bu anlayışla tüm ülkelerin birlikte hareket ederek küresel ticaretteki durgunluğu aşmanın çarelerini aramalarında büyük önem görüyoruz.

Mülteci sorunu konusunda maalesef iyi bir sınav verilemedi, hala da verilemiyor. Topraklarında 3 milyon Suriyeli ve Iraklı’yı barındıran bir ülke olarak Türkiye konunun muhataplarından biridir. Bizim şu ana kadar yaptığımız harcama 12 milyar doların üzerindedir. STK'ların yaptıkları harcamaları da göz önüne aldığımızda 25 milyar doları aşmaktadır. 

'GÜVENLİ BÖLGE KONUSUNDA SOMUT ADIM ATILMADI'

95 km uzunluğunda 40 km kuzeyden güneye olmak üzere bir güvenli bölge oluşturarak mültecileri burada iskan edebiliriz diye ısrarla söyledik. Şimdi bu zirvede de bu konuyu açtık. Sadece o güvenli bölgede değil Türkiye’de değişik vilayetlerde bulunan mültecilerin iskanıyla ilgili çalışmaları yapmak üzere de çalışmalarımız devam ediyor. Prensipte kimsenin karşı çıkmadığı bu konuyla ilgili hayata geçirilmesi hususunda kimse somut bir adım atmamıştır. 

Batı ülkelerinin bilhassa sığınmacı sorununda takındıkları güvenlikçi hatta ırkçı tavır insanlık adına utanç vericidir. Suriye’de öldürülenlerin sayısı 600 bini aşmıştır. Hala katil Esed’in görevinde kalmasını savunmak insanlık adına utanç vericidir. Önümüzdeki dönemde bu sorununu külfet paylaşımı ve insani duyarlılıklar çerçevesinde çözümü için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye olarak yardım gelmese de bu insanlara ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz. Bölgedeki krizler çözülmeden mülteci meselesinin de kalıcı şekilde geride kalması mümkün değildir. 

Terörizm her geçen gün yeni biçimlere bürünerek dünyayı tehdit etmeye devam ediyor. Türkiye’nin 15 Temmuz tarihinde yaşadığı  terörizmin ilk defa görünen bir şeklidir. Türkiye 15 Temmuz’da kendi ordusu içine gizlenmiş teröristlerin ne yazık ki milletimiz vergileri ile alınmış F16’larıyla, helikopterleriyle kendi halkını öldürmeye tevessül etmiştir. Böyle bir darbe karşısında her kesimden, her bölgeden 241 vatandaşımızşehit olmuş, 2494 vatandaşımız yaralanmıştır.

'DÜNYA DEMOKRASİ TARİHİNDE YENİ BİR SAYFA AÇILDI'

Ben milletimle gurur duyuyorum. 4-5 günlük bir tatil için ülkemin bir bölgesindeyken bu darbe girişiminden haberdar olduğumda cep telefonundan 4 ayrı kanal vasıtasıyla halkıma seslendim. Kendilerini meydanlara çağırdım. 81 ilden halkımız meydanlara, havalimanlarına yürüdü. Ben havalimanına indiğim anda sadece orada onbinlerce insan orada, apronda bekliyordu. Onlar tanklardan, F 16’lardan korkmuyordu. Tankların altına kendini atan gençler vardı. Bu bir demokrasi mücadelesiydi. Milletimiz bu darbe girişimini püskürtmek suretiyle ülkemiz dünya demokrasi tarihinde yeni sayfalar açacak şekilde bir süreç başlattı. 

Bu terör girişimi terör örgütlerinin cüretlerini ne kadar arttırabileceklerinin en açık örneğidir. FETÖ denen terör örgütünün küresel bir şebeke olduğu unutulmamalıdır. Dini ve ticari ilişkileri istismar ederek kendine alan açan bu örgüte karşı tüm dünyayı duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu örgütün hangi ülkenin başına bela olacağı belli değildir. Türkiye’nin başına gelen yarın başka bir ülkenin başına gelebilir.

Teröristin iyisi kötüsü olmaz. Teröristlerin hepsi lanetli, kötüdür. Bugün Türkiye’yi yakan ateşin yarın bize karşı mücadele eden terör örgütlerinin arkasında durma gayretinde olanlara bulaşması kaçınılmazdır. Ne pahasına olursa olsun terörizmle mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmeye kararlıyız. Türkiye’nin Cerablus operasyonu bu kararlılığının göstergesidir. 15 Temmuz sonrası ilan edilen OHAL sadece FETÖ yapılanması ile etkili bir şekilde mücadele etme ve yeniden yapılanma çalışmalarını sürdürmeye yöneliktir.

Dünyanın bir tarafında açlık, sefalet, terör, baskı, şiddet kol gezerken diğer tarafının huzur ve refah içinde hayat sürmesi düşünülemez. Nimetlerin büyük bölümünü kendi ülkelerinde toplayanların sıra külfet paylaşımına geldiğinde kaçması kabul edilemez. Çinli dostlarımızla terörle mücadele başta olmak üzere küresel sorunlara karşı ortak inisiyatif geliştirmek hususunda ortak anlayışta olduğumuzu teyit ettik. Enerji alanında yeni işbirliklerinin alt yapısını oluşturuyoruz. Üçü enerji biri tarım alanında olmak üzere sayın başkanla birlikte refakat ettik.

'AMACIMIZ KURBAN BAYRAMI ÖNCESİ ATEŞKESİ SAĞLAMAK'

Koalisyon güçleri ile işbirliği içindeyiz. Rusya ile özellikle Halep bölgesinde bir işbirliğini gerçekleştiriyoruz. Amacımız Kurban Bayramı öncesi bölgede bu ateşkesi sağlamak suretiyle bölgenin bombalardan arındırılması.

SORU: Türkiye ve Çin, Suriye konusunda işbirliği yapacak mı?
Suriye ile ilgili olarak Çin Halk Cumhuriyeti ile de görüşmelerimiz oluyor ancak şu anda fiili bir işbirliği söz konusu değil. Bölgede koalisyon güçleri ile işbirliğimiz var. Bu güçler de daha çok NATO üyelerinden oluşuyor. Rusya ile de Halep bölgesinde işbirliği çalışmasını gerçekleştiriyoruz. Bölgede bir an önce ateşkesin ilan edilmesi için çalışma içindeyiz. Dilerim Kurban bayramı öncesi bu ateşkesi sağlamak üzere Halep halkı bombalardan kurtulsun. 

SORU: Zirveyi nasıl buldunuz?
Zirveyi başarılı bir zirve olarak buldum. Antalya zirvesinden sonra bu zirve de gerek şehrin güzelliği, gerek halkın fedakarlıkları, hele hele dün akşam katılamadım ama dün akşamki etkinlik zirveye farklı bir hava kattı. Bundan sonraki süreç Almanya Hamburg zirvesi için önemli bir adım olacaktır.

CERABLUS OPERASYONU

Gerek Sayın Obama gerekse de Sayın Putin’in Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarımız, Suriye’nin toprak bütünlüğüne bir müdahale değil. Cerablus bizim sınırımızdır. Aylardır bizim topraklarımıza havan atılmaktadır. Son olarak 14 yaşında bir çocuğa bombalar bağlanarak bir düğünde 56 kişi ölmüştür, 100’e yakın da yaralı var. Ben o aileleri hastanede ziyaret ettim. Bu olay bizim için kesin bir başlangıç olmuştur. Cerablus’a Cerablus’un halkı olan ılımlı muhaliflerle birlikte girdik. Şu anda Cerablus’ta DAEŞ yok. Cerablus’un kendi sakinleri yerleşti. Tabi yeni bir hamlede Çobanbey, Rai denilen bir bölge var. Orada da yine ılımlı muhaliflerle birlikte bizim 90 km dediğimiz bölgeye yönelik, orası da temizlendi. Bunlar Fırat’a kadar temizlenmiş durumda. Gerek bizdeki bulunan Suriyeli vatandaşlar, gerekse de iltica etmek isteyenler daha rahat bir şekilde orada yaşama imkanı bulacaklar. Orada uçuşa yasak bölge ilan edilmesiyle, Obama ve Putin’e de teklifim budur, orada huzur sağlanabilir. Mutabakat halindeyiz, süreci çalıştırıyoruz.

Sonraki Haber