Erdoğan: ''Salgından hasarsız çıkmak mümkün değil!''
Beştepe'de gerçekleşen Türkiye Sigorta Tanıtım töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının ekonomi üzerindeki etkilerine değindi. "Bu salgından hasarsız çıkmak mümkün değil" diyen Erdoğan, "Bu süreçten bizim de menfi etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak biz diğer ülkelere göre bu etkiyi daha az hissettik" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Türkiye Sigorta Tanıtım Töreni'ne katıldı.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Kuruluşundan bu yana Varlık Fonu 8 farklı sektörden 20 şirketle güçlü bir yapıya ulaştı. Sigorta sektörümüze yeni bir vizyon kazandıracağına inandığım stratejik hamleyi hayata geçiriyoruz. 15 milyon müşteriye hizmet verecek ülkemizin en büyük sigorta şirketini hayata geçiriyoruz.
Kamu sermayeli 6 köklü kurumumuz tek çatı altında toplanıyor. Maliyetler düşecek sektör dinamik bir yapıya kavuşacak. Yeni yapı kamu yararını önceleyen bir zihniyetle çalışması sistemin yenilikçilik açığını da giderecek.
Bu salgına bir çok devlet hazırlıksız yakalandı. Maddi olarak bizden üstün olan devletler kamu güvenliği ve sağlık ihtiyaçları konusunda birçok alanda sıkıntıyla karşılaştılar. Dünya hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yeni bir döneme girmiştir. Pek çok alanda salgının artçı çoklarını halen hissediyoruz.
2020 yılı ilk yarısında küresel ölçekte üretim kayıpları, tüketim alanında değişiklikler olmuştur. Küresel büyüme tahmininde aşağı yönlü revizyonlara gidildi. Veriler ABD, Almanya, Japonya ve İngiltere gibi büyük ekonomilerin salgının etkisiyle sarsıldıklarını gösteriyor.
İlk çeyrekte yüzde 4,4 büyüyen Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 9,9'luk küçülme oranıyla bu ülkelerden ayrışmıştır. Bunda destek programlarımızın büyük katkısı vardır. Salgında ne sağlık sistemimiz çöktü ne ekonomimiz tamamen durdu. Milletimize sürekli karamsarlık aşılayan muhalefetin tuzağına düşmedik. Türkiye gerçeklerinden kopuk fevri kararlar almak yerine soğuk kanlı bir şekilde süreci yönettik.
"DAHA AZ HİSSETTİK"
Eskiler sel gider izi kalır derler. Bu salgından hasarsız çıkmak mümkün değildir. Bu süreçten bizim de menfi etkilendiğimiz bir gerçektir. Ancak biz diğer ülkelere göre bu etkiyi daha az hissettik. Tüm dünyada yatırımların durma noktasına geldiği dönemde yatırımlara hız verdik. Ekonomimizi yeniden rayına oturttuk.
Ülkemiz gecelik faizlerin yüzde 7500'lere çıktığı günleri yaşamıştır. Memur maaşlarını ödeyememe tehlikesiyle karşılaştığımız zamanlar oldu. IMF kapılarında avuç açtığımız günleri hatırlıyoruz. Kur, faiz, enflasyon sarmalına alınan ekonomimiz her 10 yılda bir tekrarlanan krizlerle patinaj yaptı. 2002'den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla ekonomide kaynak ve zaman israfının önüne geçtik. IMF'ye olan 23.5 milyar dolar borcu ödeyerek ülkemize ekonomik bağımsızlığı biz kazandırdık.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ekonomide yeni bir döneme girdik. Ülkemizin hak ve hukukunu savunabiliyorsak bunun arkasında son 18 yılda kazandığımız özgüven var. Biz asla IMF kapısını çalan iktidar olmayacağız dedik. Ama IMF bizim kapımızı çaldı. Ülkemizin kaynaklarını kriz ve kaostan beslenen çevrelere yedirmemekte kararlıyız. IMF ile kapalı kapılar ardında pazarlık yapanların Türkiye'yi eski günlerine geri döndürmesine izin vermeyeceğiz."