Erdoğan, Putin ve Reisi zirvesi... Erdoğan'dan ilk sözler: Buradan alacağımız netice...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Tahran'daki zirve kapsamında görüştü. İki lider görüşme sonrası basın açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran'da bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. İki liderin Rusya-Ukrayna savaşının başladığı günden bu yana ilk yüz yüze görüşmesi, Tahran Uluslararası Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Görüşme yaklaşık bir saat sürdü. Baş başa görüşme öncesi salona girişte el sıkışarak basın mensuplarına görüntü veren iki lider, kısa birer konuşma yaptı. Konuşmasına teşekkürlerini ileterek başlayan Erdoğan, yüz yüze görüşmedikleri süreç içinde Rusya ile diplomasiyi telefonla sürdürdüklerini hatırlattı. İki lider daha sonra üçlü zirve için- İran Cumhurbaşkanı Reisi bir araya geldi ve Suriye konusu ele alındı. İşte üç liderin açıklamaları...
ÜÇLÜ ZİRVE GERÇEKLEŞTİ
Tahran'da bir araya gelen Erdoğan, Putin ve Reisi kritik açıklamalarda bulundu.
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve toplantılarının 7'ncisine ev sahipliği yaparak kendilerini buluşturan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin şahsında İran Hükümetine ve halkına misafirperverlikleri için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu formatta en son 2019'da Ankara'da bir araya geldiklerini hatırlatırken, koronavirüs salgını nedeniyle 2020'deki toplantıyı çevrim içi olarak gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, "İnşallah önümüzdeki dönem daha sık görüşme imkanı bulacağız." diye konuştu. Suriye krizi kaynaklı meydan okumaların bunu gerekli kıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Astana Platformu, etkin çözümler üretebilen ve bunların hayata geçirilmesi amacıyla somut adımlar atabilen yegane girişimdir. Biri ile mücadele için diğerinin taşeron olarak kullanılması gibi mülahazaları kabul etmiyoruz. Terör örgütleri ile mücadelemiz, nerede ve kimler tarafından desteklendiğine bakılmaksızın her daim sürecektir. Milli güvenliğimize kasteden şer odaklarını Suriye'den söküp atmakta kararlıyız. Astana garantörleri olarak, Rusya Federasyonu ve İran'dan beklentimiz bu mücadelede Türkiye'ye destek olmalarıdır. Görüşmelerimizde evvelce varılan mutabakatların uygulama durumunu da gözden geçirdik. PKK, YPG, PYD terörü hepimizin ortak meselesidir. Astana garantörleri olarak, bugüne kadar sergilediğimiz iş birliğini sürdürerek bu hedeflere el birliği ile ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. Ancak Suriye'nin huzuru ile birlikte toprak bütünlüğü karşısında en önemli tehdit terör belasıdır. DEAŞ, PKK, PYD, YPG ve diğer tüm terör örgütleriyle mücadele kesintisiz bir şekilde sürdürülmelidir."
'BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ İŞGAL ETTİĞİ TOPRAKLARDAN SÖKÜLÜP ATILMALI'
PKK, PYD ve YPG'nin Fırat'ın batısında ve doğusunda terör eylemlerine devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye halkına yapılacak en büyük iyiliğin bölücü terör örgütünün işgal ettiği topraklardan tamamen sökülüp atılması olduğunu vurguladı. "Bölgemizin geleceğinde, bölücü teröre ve uzantılara yer olmadığının kesin olarak anlaşılması gerekiyor." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, güney sınırı boyunca terörden arındırdığı bölgelerle hem sivillerin hayatını korumuş hem düzensiz göçü engellemiş hem de Suriye'nin toprak bütünlüğüne önemli katkı vermiştir. Önümüzdeki dönemde de eli kanlı terör örgütlerine yönelik tavizsiz mücadelemizi sürdüreceğiz. İhtilafın, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı temelinde yürütülecek bir siyasi süreçte son bulması ortak temennimizdir. Bu sürecin nasıl hızlandırılabileceğini ve bu amaçla müşterek ne tür adımlar atabileceğimizi istişare edeceğiz. Suriye halkının acil insani ihtiyaçlarının kesintisiz ve ayrım gözetmeksizin idame ettirilmesi hepimiz için öncelik taşıyor. Suriyeli sığınmacıların ülkelerine gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşleri de Astana sürecinin önemli gündem maddelerinden biridir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan istişarelerin, alınacak kararların, Suriye'deki siyasi geçiş sürecinin ilerletilmesine yardımcı olmasını da özellikle temenni ettiğini söyledi. PKK, PYD ve YPG örgütünün aldığı dış destekle Suriye'nin bölünmesini pekiştirecek adımlar attığını gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu terör örgütü, bölücü gündemini ilerletirken, saldırılarını sürdürürken, Türkiye'nin kayıtsız ve hareketsiz kalmasını beklemek mümkün değildir. Siz değerli dostlarımızdan Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladığınıza dair ifadeler duyuyorum. Buna müteşekkirim, ancak sadece sözler yaralara derman olmuyor. PKK, YPG, PYD unsurlarının sınırımızdan en az 30 kilometre öteye tamamen çekilmesi, zamanında yapılan mutabakatların bir gereğidir. Ancak, bu hala gerçekleşmemiştir. Tel Rıfat ve Münbiç, terör yatağı haline dönüşmüştür. Terör örgütünün sığındığı bu limanları temizlemenin vakti esasen çoktan gelmiştir. Astana ortaklarımızdan beklentimiz, Suriye'de istikrarın sağlanmasına yönelik çabalarımıza samimi destek vermeleridir. Saygıdeğer Devlet Başkanları, mesafe katetmemiz gereken bir diğer alan, siyasi süreçtir. Anayasa komitesi gayretlerimiz sonucu faaliyete geçmiş, bugüne kadar sekiz defa toplanmıştır. Önümüzdeki hafta yapılması planlanan dokuzuncu toplantının ertelenmesi üzücüdür. Rus dostlarımızın toplantı mekanı konusunda bazı endişeleri olduğunu biliyorum."
Bu endişeleri gidermek için BM ve İsviçre makamları nezdinde girişimlerde bulunduklarını ve olumlu cevaplar aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Unutmayalım ki Anayasa Komitesinin başarısızlığı, Astana sürecinin başarısızlığı olarak görülmektedir. Komitenin hızlı şekilde somut sonuçlar elde etmesi temin edilmelidir. Bunun için de toplantıların düzenli şekilde BM'nin kolaylaştırıcılığında ve BM merkezlerinden herhangi birinde düzenlenmesi sağlanmalıdır." diye konuştu.
Bugüne kadar düzenlenen sekiz toplantıdan istenilen sonuçların elde edilmediğinin bilindiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet kanadının tüm olumsuzluklara rağmen, Türkiye'nin telkinleriyle yapıcı bir anlayışla masada bulunduğunu aktardı.
Rejimin tavrının ise birlikte başlattıkları bu süreci baltaladığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Beraberce tesis ettiğimiz bu sürecin geriye gitmesi, Astana mekanizmasının işlevinin sorgulanmasına yol açmaktadır. Bu tablo karşısında süreci canlandırmamız şarttır. Astana süreci, öncü rolünü ve inisiyatif üstünlüğünü kaybetmemelidir. Anayasa Komitesinin müteakip turlarında uluslararası kamuoyuna sürecin ilerlediği gösterilmelidir. Bu maksatla rejim nezdinde gereken telkinlerde bulunacağınıza inanıyorum."
Erdoğan, İdlib'de bugün göreceli de olsa sükunet varsa bunun Astana Platformu'nun bir başarısı olduğunu vurguladı. Sahada sükuneti muhafaza etmenin ve bu bölgedeki 4 milyon Suriyelinin yaralarına merhem olmanın, onlara yardım eli uzatmanın görevleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, İdlib'deki ateşkesin ihlal edilmemesinin bu bakımdan önemli olduğunun altını çizdi.
Erdoğan, "Özellikle sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan saldırılar, siyasi çözüm çabalarımızı baltalıyor. Rejim, kendi halkını bu gibi saldırılarla öldürmek yerine samimiyetle siyasi sürece katılmalıdır. Diğer taraftan, sizlerin İdlib'deki terör odaklarından kaynaklanan endişelerinizi anlıyoruz. Mutabakatlarımız çerçevesinde her türlü tedbiri alıyoruz. Şehitler verme pahasına mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. Gelinen noktada çalışmalarımız neticesinde bu bölgelerde terörist yapılanmaların hakimiyeti bulunmadığının altını özellikle çizmek isterim." diye konuştu.
'1 MİLYON SURİYELİNİN GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN HAZIRLIKLARIMIZ SÜRÜYOR'
Türkiye'nin 3,7 milyon Suriyeliyi geçici olarak misafir ettiğine dikkati çeken Erdoğan, Suriye ihtilafının meydana getirdiği insani krizin yükünü maddi, manevi, sosyal, toplumsal en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Suriyelilerin, topraklarına huzuru kalple, güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşünün temin edilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Güvenlik ve istikrar sağlandığı takdirde Suriyelilerin kendi topraklarına geri döndüklerini memnuniyetle görüyoruz. Terörden temizlediğimiz bölgelere Türkiye'den 500 binden fazla Suriyeli geri döndü, 1 milyon Suriyelinin geri dönüşü için de hazırlıklarımız sürüyor. Siyasi çözümde ilerleme kaydedilmesi, insani altyapının hazır edilmesi, dönmek isteyenlerin kötü muameleye maruz kalmayacaklarından emin olmaları, geri dönüşler için temel teşvik unsurlarıdır. Platformumuz, bu noktada daha etkin rol oynamalıdır. Heyetlerimizin münhasıran bu konuda istişarelerini artırmaları gerektiği kanaatindeyim."
'ULUSLARARASI CAMİANIN YARDIM VE DESTEĞİ DE ZARURİ'
Suriye'deki insani krizin yoğunluğu artarken, uluslararası camianın yardım ve desteğinin de zaruri olduğunu bildiren Erdoğan, "Bu krizi biz çıkarmadık. Külfetinin de sadece bizler tarafından yüklenilmesini beklemek adil değildir. İşte bu nedenle uluslararası toplumun yardımlarının ayrım gözetmeksizin ve artarak sürmesini temin etmek, müşterek menfaatimizedir." dedi.
Suriye'nin kuzeybatısındaki durumun özellikle dikkati çektiğini vurgulayan Erdoğan, "4 milyonu aşkın Suriyeli, uluslararası yardımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyor. Türkiye, Birleşmiş Milletlerin (BM) bu yardımlarını kolaylaştırmak için sınır ötesi ve çizgi ötesi yardımlar dahil her türlü desteği vermiştir. Astana ortaklarımızdan da aynı anlayışı bekliyorum." ifadelerini kullandı.
BM sınır ötesi mekanizmasının bu defa 6 ay için uzatıldığını dile getiren Erdoğan, bu sürenin BM'nin erken toparlanma projeleri dahil Suriye'nin tamamına yönelik insani yardımlarının planlanması bakımından yeterli olmadığının açık olduğunu söyledi.
Erdoğan, BM yardımlarının sürdürülebilir bir şekilde devamının Suriye'deki insani krizin büyümesini engelleyecek yegane yöntem olduğuna işaret ederek, "Bu mekanizmanın ortadan kalktığı bir tablonun yükü, bir kez daha Türkiye'nin, İran'ın, Rusya'nın ve Suriye'nin omuzlarında olacaktır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunca bir aradan sonra icra edilen bu zirvenin Suriye ihtilafının çözümüne barış, huzur ve istikrara katkı sunmasını, hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ortak çabalarımızın icmalini yapmamıza ve yeni iş birliği geliştirmemize imkan sağlayan zirve toplantılarının bundan sonraki dönemde daha sık şekilde icra edilmesinin faydalı olacağı aşikardır. Değerli dostum Putin'in müteakip zirvemize ev sahipliği yapma teklifini memnuniyetle karşılıyorum. Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın Reisi'ye bana ve heyetime gösterdiği misafirperverlikten ötürü bir kez daha teşekkür ediyorum."
REİSİ: ABD MÜMKÜN OLDUĞUNCA ÇABUK SURİYE'DEN ÇEKİLMELİ
İran Cumhurbaşkanı Reisi, Türkiye-Rusya-İran arasında başkent Tahran'da düzenlenen "Astana Formatında 7. Üçlü Zirve Toplantısı"nın açılışında konuştu.
ABD'nin Suriye'deki "gayrimeşru" varlığının bu ülkede istikrarsızlığa neden olduğunu belirten Reisi, "İran, Suriye'yi daha güçlü şekilde desteklemeye devam edecektir. Zengin petrol bölgelerini yağmalayan ABD mümkün olduğunca çabuk Suriye'den çekilmelidir." dedi.
Reisi, Suriye'yi istikrara kavuşturmanın tek yolunun, bu ülkenin ordusunun sınırlarda güçlü mevcudiyeti ve Esed rejiminin komşu ülkelerle iş birliği olduğunu savunarak, "Suriye sınırlarının ihlali terörle mücadeleye yardımcı olmamıştır." ifadesini kullandı.
'SURİYELİ MÜLTECİLERLE İLGİLİ HER TÜRLÜ GİRİŞİMİ DESTEKLEYECEĞİZ'
"İran, Suriye krizine siyasi çözümü ve bu konuda her türlü inisiyatifi destekliyor." diyen Reisi, Suriye'nin kaderinin dış müdahale olmadan Suriye halkı tarafından belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Reisi, Suriyeli mülteciler konusuna da değinerek, "Bu mesele çok önemlidir. Uluslararası toplum, yerinden edilmiş Suriyeli mültecilerle ilgili krizi çözme sorumluluğunu taşıyor. Bu konuda yapılacak her türlü girişimi destekleyeceğiz." diye konuştu.
ABD'nin tek taraflı politikalarını, Suriye ve diğer ülkelere yönelik yaptırımlarını da kınayan Reisi, bu yaptırımların ülkelerin egemenliğiyle çeliştiğini vurguladı.
Suriye'de askeri çözüm yolunu desteklemediklerini belirten Reisi, "Suriye'deki krizin başlamasının üzerinden 11 yıl geçti ve İran, hala krizin tek çözümünün siyasi olduğuna ve askeri çözümün durumu daha da kötüleştireceğine inanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Reisi, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarının ve Golan'ın işgalinin bu ülkenin egemenlik haklarının ihlali olduğunu kaydetti.
PUTİN: ÜÇ ÜLKENİN SURİYE ÇALIŞMALARI ÖNEMLİ
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İran'ın başkenti Tahran'daki Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi'nin basına açık kısmında gerçekleştirdiği konuşmasında, “Öncelikle ben İran Cumhurbaşkanına teşekkür ederim. Çünkü Astana sürecindeki 7. Zirve ve yüz yüze görüşme bizim için önemliydi. Bu görüşmede Suriye’de yaşanan sorunları da gözden geçirdik. Genel olarak baktığımızda Türkiye, Rusya ve İran’ın, Suriye çalışmaları önemlidir. Bizim tarafımızdan bakıldığında ise sivillere karşı kullanılan güç azaldı. Astana Zirvesi, Suriye’de tamamen çözüm bulana kadar devam etmeli. Ayrıca bizim prensiplerimiz var. Bağımsızlık, Suriye için çok önemli ve çalışmalarımızı bu yönde sürdürmekte bizim için önemlidir. Üçlü görüşmelerin ilerlemesi de önem arz ediyor” dedi.
'ABD VE DİĞER ÜLKELER SURİYE'NİN DEĞERLERİNİ ÇALMAYA DEVAM EDİYOR'
Sözlerinin devamında Suriye’nin egemenliğine dikkat çeken ve bu konuda batılı ülkelerin Suriye’deki politikalarını eleştiren Putin, “Suriye konusundaki diyaloglarımızla, Suriye halkının kendi inisiyatifiyle karar almasını sağlamamız lazım. O yüzden anayasa komisyonu oluşturulmuştu. Suriyeliler kendi aralarında anlaşmalı. Bağımsız ülkelerin geleceğini kurmak için bazı adımlar atılmalı. Suriye’de uluslararası terör ocaklarını söndürmek için çabalarımız sürecek. Şunun altını çizmek isterim ki, Suriye’de terör örgütlerinin etkisini görebiliyoruz. ABD ve diğer ülkeler, Suriye’nin değerlerini çalmaya devam ediyor. Rusya, İran ve Türkiye, Suriye halkına yardım etmek için birçok konuya el atıyor. Mülteciler konusunda da elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca uluslararası toplumun diğer üyelerinin de bu yardımlara katılmalı. Bizim görüşmelerimizin olumlu ve faydalı olacağını düşünüyorum. Rusya’da da bazı görüşmeler olacak. Burada bulunan tarafları ülkemizde görmekten mutluluk duyacağız” ifadelerini kullandı.
ÜÇ LİDER ORTAK BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye-İran-Rusya üçlü zirvesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Üçlü zirvemizin yedincisini icra ettik. Suriye'deki durumu ele aldık. Suriye'deki barış ve istikrar çalışmalarını gözden geçirdik. Astana garantörleri olarak aynı kararlılıkla çalışma irademizi teyit ettik. Terörle mücadele gündemimizin öncelikli konuları arasında yer aldı. Terör örgütleriyle mücadelemiz her daim sürecektir. Milli güvenliğimize kast eden şer odaklarını Suriye'den söküp atmakta kararlıyız. YPG-PKK terörü Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşıdır. Suriye'deki insanların çadırlar içerisinde insanca yaşanmayacak ortamda olduklarını unutmamalıyız. Bizler Suriye'nin kuzeyinde briket evler yapmak suretiyle bir an önce Suriyeli kardeşlerimizin briket evlere taşınması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz Suriyeli kardeşlerimizin ülkelerine güvenli bir şekilde dönmelerini temin etmektir. Bugüne kadar terörden temizlediğimiz bölgelere 500 bin Suriyeli kardeşimiz geri dönmüştür. Sayın Reisi'ye gösterdiği misafirperverlik için teşekkür ediyorum."
'ABD'NİN FIRAT'IN DOĞUSUNDA OLMASI KABUL EDİLEMEZ'
Reisi, "Suriye'nin toprak bütünlüğünün önemine vurgu yaptık. Siyonizmin rejiminin saldırılarının bir an önce durdurulması vurgulandı. Her türlü Suriye halkına ve ordusuna saldırıların bir an önce durdurulması gerekiyor. ABD'nin Fırat'ın doğusunda olması kabul edilemez. Rusya, Türkiye ve İran'ın iş birlikleri çok önemli." diye konuştu.
Putin, "Toplantı çok verimli geçti. Suriye krizi sadece siyasi ve diplomatik yöntemlerle çözülebilir. Suriye'nin geleceğini Suriyelilerin kendileri belirlemelidir. Rusya, İran ve Türkiye olarak Suriye’de sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dönüşüm sağlanabilmesi için kararlı olduğumuzu teyit ettik. Biz Suriye'de terörizmin her çeşidiyle mücadelede kararlıyız. Fırat'ın doğusu Suriye hükümetinin kontrolünde olmalı" dedi.
ERDOĞAN: TÜM DÜNYAYI OLUMLU ETKİLEYECEK
Astana formatında bir araya gelinmesinin çok büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Erdoğan, Putin'le görüşmesinden önce şu ifadeleri kullandı;
"Dışarıda da dostları gördük. Gerçekten bugün yoğun bir gündemi sizlerle paylaşacağız. İnanıyorum ki bu süreç içerisinde hakikaten arabuluculuk formatında da Rusya'nın yaklaşım tarzı olumlu istikamette sürüyor. Son İstanbul görüşmelerinde de Rus heyetinin yaklaşım tarzı çok olumluydu. Buradan alacağımız netice, tüm dünyayı da olumlu etkileyecektir. Ben şahsım, heyetim adına teşekkür ediyorum. Görüşmelerimizin verimli geçeceğini umuyorum."
PUTİN: ÇABALARINIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİM
Rusya Devlet Başkanı Putin, Erdoğan'la görüşmesinde "İlişkilerimiz her durumda gelişiyor. Çok önemli bir hızda ticari ciromuz artıyor. Astana Zirvesi öncesinde ikili görüşme fırsatı bulduğumuz için mutluyum. Elbette birçok soru var. Karadeniz üzerinden tahıl ihracatı konusunda müzakere için bir platform oluşturduğunuz ve arabuluculuk çabalarınız için teşekkür ederim. Tüm sorunlar henüz çözülmedi. Ancak ileri yönde bir hareket olduğu gerçeği olumlu" ifadelerini kullandı.