ERDOĞAN: DÜN DİYANET BAŞKANIMIZA SORDUM...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van'da açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Ah benim Kürt kardeşlerim, canım kardeşlerim biz size sevdalıyız. Ama siz bizi anlamakta zorlanıyorsunuz.
7 Haziran bir kırılma noktasıdır. Terörü arkasın alanlar mı kazanacak yoksa bu millete sevdalı olanlar mı kazanacak, bu bakımdan çok önemli.
Birileri benim Kuran'ın Kürtçe mealini sizlerle paylaşmamdan rahatsız oldular. Hatta terör destekli olan partinin eş başkanı da dedi ki "bu bir özel vakfın hazırladığı Kuran Kürtçe mealidir" Bir başkasında da dedi ki "bu bir tane olarak basıldı"
Hemen ertesi gün diyanet işleri başkanlığı cevabını verdi. Dedi ki "biz ilk etapta 10 bin taneyi bölgeye gönderiyoruz" dedi. Onların rahatsızlığını aslında bizatihi Kuran'ın kendisinden kaynaklandığını biliyorum. Zaten kendileri de bunu açıkça söylüyor. ne diyorlar? Okullardan zorunlu din dersi kaldırılsın. Niye kaldırılsın?
Zerdüştlük dinini kendilerine din edinenlere sizlerin gerekli cevabı vereceğini biliyorum.
Dağlarda mağaraların içerisinde verdikleri ders bu. Nitekim işte Diyarbakır'da bir tane sözde müftü ne dedi? "Eğer benim partimin dini zerdüştlük olsa ben yine oradan aday olurdum" dedi. Bu sözde müftü. Şu hale bak ya.
Seçimde proje diye bula bula Diyanet’i kapatmayı bulmuşlar. İstiyorlar ki Diyanet kapansın, camiler cemaat sahipsiz kalsın. CHP camileri kapattı mı? Sattı mı? Buraları ahırlara çevirdi mi? Şimdi işte terör destekli olan partimin de derdi bu. Benim Vanlı kardeşime buna izin verir mi? Diyanetle birlikte şimdi imam hatiplere de göz dikmişler.
Çok enteresan ne diyorlar? O Mercedes bunların yapacağı işlerin kaynağıymış. Bir de bedel koyuyorlar. Neymiş, değeri 1 milyon. Eski rakamla 1 trilyon. Böyle bir şey yok. Dün Arnavutluk ziyaretimde, Diyanet işleri başkanımıza “nedir bunun fiyatı” dedim. Söyledi “330 bin lira.” Şimdi bu iftirayı atanların çoğunun altında Mercedes var. Bizim koskoca Diyanet İşleri Başkanlığı’mızda makama tahsisli bir araç olmasından daha doğal ne olabilir.
Dikkat ederseniz ben de Türkiye’yi dolaşıyor, toplu açılış vesilesiyle milletimle buluşuyorum. Yarın da Kırıkkale’de olacağım, cumartesi günü İstanbul’da, Pazar günü kayseri’de olacağım. Dolaşıyoruz. Yeni Türkiye vizyonunu, başkanlık sistemi teklifimi anlatıyor ve bunun için destek istiyorum. Herhangi bir parti ismi zikretmeden, seçimden sonra bu vizyonu hayata geçirmek üzere diyorum ki 400 milletvekili istiyorum. Kime istiyorum? Bu vizyonu kim hayata geçirecekse onu istiyorum.
"CUMHURBAŞKANININ ÖNÜNÜ KESEMEZSİNİZ"
Durmadan muhalefetteki partiler YSK’ya müracaat ediyorlar. Ne diyorlar? Bu cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın diyorlar. Hele hele terör örgütü desteği olan parti var ya iki defa başvurdu, iki defa ret cevabı aldı. Yahu okuyun anayasayı. Cumhurbaşkanının önünü kesemezsiniz. Çıkar meydanlarda konuşsun. Yeter ki meydanlarda konuşulacak insan bulsun. Ben şu anda milletimle beraberim. Arnavutlukta dostlarla soydaşlarla beraberim.
YASSIADA PROJESİ
Bugün 14 Mayıs, anlamlı bir gün. Ve Yaslıada’yı bundan önceki seçimlerde ben şöyle müjdelemiştim. Bu adayı özgürlük ve demokrasi adası yapacağız demiştim. Bu iki adanın projesini yaptırmıştım. O zaman MKYK üyesi hanım kardeşimiz Çiğdem Hanım bu projeyi ekibiyle yapmıştı. Bugün de sayın başbakanımız ve tüm aile kalanlarıyla, bunun yanında bakan milletvekili arkadaşlarımızla bugün temeli attılar. Böylece kendilerine teşekkür ediyorum. Çünkü bu proje ulusal bir proje olmayacak, uluslararası bir proje olacak. Bu proje demokrasi nedir, özgürlük nedir, bunun haykırıldığı bir zeminin oluştuğu projedir.
"ONLAR 12 EYLÜL MİRASINA SAHİP ÇIKTI"
Yeni anayasayı da bizzat milletimin yapmasını istiyorum. 2010 referandumunda, geçtiğimiz yıl cumhurbaşkanlığı seçiminde bize karşı bir araya gelen 14 siyasi parti vardı. Bugün bizi eleştirenlerin tümü bir araya gelmişlerdir. Biz 12 Eylül'ün kalıntılarını silmek için uğraşırken, onlar ısrarla 12 Eylül mirasına sahip çıktı.
“12 EYLÜL'Ü YAPANIN CENAZESİNE GELMEMİŞLERDİ”
12 Eylül darbesini yapan şahıs geçtiğimiz günlerde öldü. Cenazesinde gözlerimiz 2010 yılında darbecilerin mirasına sahip çıkanları aradı. Ama göremedik. Mesele 12 Eylül'ün izini silmeye gelince karşımızda saf tutanlar, 12 Eylül'ü yapanın cenazesine gelmemişlerdi. 12 Eylül zindanlarına en ağır işkenceleri görenleri temsil ettikleri iddiasında olanlar 2010’da demokrasinin değil darbecilerin yolundan gitmeyi tercih etmişlerdir.
“PARALEL YAPININ PENSİLVANYA’DA BİR ELE BAŞI VAR”
Çünkü bunların kendileri 12 Eylül darbesinin mamulü. Paralel yapının Pensilvanya’da bir ele başı var. Bu ele başı ne diyor? Saidi Nursi Kürt olduğu için gidip ziyaret etmedim diyor. Kürt kardeşlerime olan kinini bu derece açıkça ifade ediyor. Bunlar ne yaptılar? Biz paralel yapıyla tüm gücümüyle mücadele ederken, Diyarbakır büyükşehir belediyesinin arka kapılarıyla bu yapıyla işbirliği anlaşması yaptılar.