''Erdoğan beni hapse attırdığına pişman olacak''

HDP’nin bir önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a "kendi siyasi ikbali için bizi hapse attırdı ama biz içeriden onun siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz. Gün gelecek, bizi hapse attırdığı için pişman olacak” ifadelerini kullandı.

Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a Aliya İzzetbegoviç’in anılarını okumasını tavsiye ederek, “Bilge Kral olarak geçen Aliya İzzetbegoviç’in anıları. Onu da bölücülükle, teröristlikle suçlamışlardı. Korkutmak, yok etmek için hapse atmışlardı, tıpkı kendisinin bugün bize yaptığı gibi. Aliya da teslim olmamıştı. Tarih karşısında Aliyalar değil, Miloseviçler utanç abidesi konumundalar şimdi” dedi. Demirtaş, “AKP kendi siyasi ikbali için bizi hapse attırdı ama biz içeriden onun siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz. Gün gelecek, bizi hapse attırdığı için pişman olacak” ifadelerini kullandı.

Tarafsız Haber Ajansı’ndan Ferit Aslan’a konuşan Demirtaş, HDP ile kendisi arasında bir sorun olup olmadığı, HDP’nin erken seçim ile ilgili aldığı karar, yargılama süreci, erken seçim öngörüp görmediği ve cezaevinden ne zaman çıkacağı ile ilgili soruları yanıtlayarak,  şunları söyledi:

“HDP ÖNEMLİ KONULARDA BENİM GÖRÜŞÜMÜ DE ALIR”

“Defalarca tekrarladık, bir defa daha açık ve net olarak söyleyeyim; HDP ile aramda en küçük bir sorun yok. Zaman zaman gündeme getiriliyor ama bunun hiçbir geçerliliği yok. HDP adına belli periyotlarla ziyaret eden avukatlar var, milletvekillerimiz izin alabildikçe geliyorlar. Her konuda fikrimi, önerilerimi aktarıyorum. Genel merkezimiz, önemli konularda mutlaka benim de görüşümü alır. HDP erken seçim çağrısıyla yeni bir siyasi hamlenin startını verdi. Şimdi yoğun bir örgütlenmeye ve sahada aktif bir mücadeleye girişerek demokratik bir iktidar alternatifi olduğunu ortaya koyarsa bu çağrı çok daha etkili olur. Aksi takdirde erken seçim çağrısı havada kalır. Ben şu anda cezaevindeyim, eşbaşkanlarımız ve yöneticilerimiz görev başındadır, dolayısıyla ihtimaller üzerinden değerlendirme yapmam doğru olmaz.”

“ERDOĞAN’A, ALİYA İZETBEGOVİÇ’İN ANILARINI OKUMASINI TAVSİYE EDİYORUM”

“Türkiye toplumu benim ve arkadaşlarımın, siyasi nedenlerle hapiste olduğumuzu biliyor. Zaten Erdoğan bunu öyle gizlemiyor. Canlı yayınlarda yargıya açık açık talimatlar veriyor, yargı da buna tıpış tıpış uyuyor. Ama halk bunun farkında. O nedenle asla bize olan güveninden vazgeçmiyor, sevgisi azalmıyor. AKP kendi siyasi ikbali için bizi hapse attırdı ama biz içeriden onun siyasi ikbalini adım adım bitiriyoruz. Gün gelecek, bizi hapse attırdığı için pişman olacak. O çok sevdiği koltuktan, makamdan, şatafattan hiçbir şey kalmadığında bunu daha iyi anlayacak. Halkımız bizlere güvenmeye devam etsin. Biz de halkımıza her daim sadakatle bağlı kalacak ve demokrasi, barış özlemlerini mutlaka dindireceğiz. Kitap okumayı pek sevmez ama Erdoğan’a bir kitap tavsiyesinde bulunayım; tarihe “Bilge Kral olarak geçen Aliya İzzetbegoviç’in anıları. Onu da bölücülükle, teröristlikle suçlamışlardı. Korkutmak, yok etmek için hapse atmışlardı, tıpkı kendisinin bugün bize yaptığı gibi. Aliya da teslim olmamıştı, Bosnalılar da. Bedeli ağır olsa da insanlık onuru faşizm karşısında kendini korumayı bir kez daha başarmıştı. Tarih karşısında Aliyalar değil, Miloseviçler utanç abidesi konumundalar şimdi. Benim şahsen, ülkenin geleceğinde bizzat yer almalıyım diye ne bir telaşım ne hırsım ne de hevesim var. Ama temsil ettiğimiz gelenekten birileri kesinlikle olacaktır. Faşizmin temsilcileri ise lanetle anılacaklardır. Bosna’da, Almanya’da, İspanya’da, İtalya’da, Irak’ta olduğu gibi.”

“AVRUPA’DA ADALETİ ARAMIYORUM, ADALETİ HALK SAĞLAYACAK”

“Ben Avrupa’da adalet falan aramıyorum ki. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, iç hukuk mevzuatımızın bir parçasıdır ve hukuki imkanlarımızı sonuna kadar kullanmak için buralara da başvuruyoruz. Ancak, asıl adaleti halk sağlayacak, önümüzdeki seçimde yeni bir iktidar kesinlikle oluşacak. Hakimler Savcılar Kurulundan başlamak üzere, bağımsız yargı konusunda eminim ki önemli adımlar atılacak. Adaletin aldığı yaralar belki o zaman sarılabilecek, şimdi değil. Faşizm iktidardayken kimseye adalet yoktur, beklemek de saflıktır. O gün geldiğinde bugünün neredeyse Saray’ın hukuk komisyonu haline gelmiş olan savcı ve hakimleri, verdikleri yasa dışı kararlar nedeniyle kesinlikle yargı önünde hesap verecekler. Tamamını belgeliyoruz, dosyalıyoruz. Anayasa Mahkemesi üyelerinden savcılara; sulh ceza, ağır ceza ve asliye ceza hakimlerinden, istinaf mahkemelerinin üyelerine kadar hepsinin bizimle ilgili işledikleri suçların istisnasız tamamını belgeledik. Bugün iktidar tarafından korunuyor, hatta ödüllendiriliyorlar. Peki dayandıkları bu iktidar sonsuza kadar durmazsa ne yapacaklar? Adil bir yargı önünde her birinden tek tek hesap soracağımızdan emin olsunlar. Şimdilik devran onlardan yana ama dönüyor. Ne demiştim? “Krala yaslanmayın, düşersiniz.”

“DEMOKRASİ BLOĞU KURARAK YARINA HAZIRLANMAK GEREKİR”

“Seçimin 2023’te olmayacağı neredeyse kesin. 2020 sonu ya da 2021’in ilk yarısında olabilir. Mevcut sistemle seçime gidilir gibi görünüyor. Ancak siyaset, “sürprizlere açık bir alandır. Erdoğan parlamenter sisteme dönüşü de isteyebilir, buna hiç şaşırmam. Ancak seçime hangi sistemle gidilirse gidilsin, eskisinden farklı, demokratik yeni bir parlamenter sisteme geçilmelidir. Bunu yaparken de mutlaka ama mutlaka HDP de iktidarın bir parçası olmalıdır. Çünkü hem Kürt sorununu hem genel demokrasi sorununu çözüp derhal ekonomi sorununa yönelmenin ve tüm bunları yeni bir anayasa temelinde yapmanın biricik yolu kimsenin dışlanmadığı, ortak bir akılla kurulmuş demokratik bir ittifaktır. Faşizm sonrası iyileşme, ancak herkesin el ele vermesiyle mümkün olabilir. AKP’nin yarattığı ağır tahribatları bir kerede tamir etmek mümkün değil fakat demokrasiye geçiş süreci diye adlandırabileceğimiz bir dönemi kolektif bir geçiş hükümetiyle yapmak en akılcı olanıdır. Bunun için de bugünden tezi yok demokrasi blokunu kurarak yarına hazırlanmak gerekir. HDP de eminim ki, bu blokta güçlü bir şekilde yerini alacaktır. Kamplaşma nedeniyle paramparça olmuş bu toplumu bir arada tutabilmenin tek yolu budur. Bunu başaracağımıza olan inancım da tamdır.”

“CEZAEVİNDE OLMAM SİYASİ SÜREÇTİR, AMA BU DA UZUN SÜRMEYECEK”

“Cezaevinde olmam siyasi süreçtir ve belirsizdir. Ama uzun da sürmeyecek. Bizi buraya koyanlarla nihai siyasi hesaplaşmamız yaklaşıyor, halk kendini özgür hissettiği gün biz de özgür olacağız. Dışarıdaki çok şeyi özledim elbette ama hiçbiri burada direnmeme engel değil. Bedeli ne olursa olsun halkımıza ve bizlere bunca zulmü reva görenleri bin pişman edeceğiz. Biz belki birkaç yıl bireysel özgürlüğümüzden yitirmiş olacağız ama onlar büyük haksızlıklarla biriktirdikleri ne varsa her şeylerini kaybetmiş olacaklar. Bunu biz değil, kendileri istedi. Madem bunu seçtiler, o halde siyaseten tarihin çöplüğüne gitmeye katlanacaklar artık. Halkımız her daim umutlu, moralli ve cesur olsun. Bu pespaye takımına boyun eğip yenilecek değiliz. Zaten tarumar olmuş durumdalar. Perişanlıkları fark edilmesin diye de ha bire kabadayılık taslıyor, bağırıp çağırıyorlar. Halk olarak yeter ki gece gündüz demeden örgütlenin, toplumun tamamına ulaşıp onları bilgilendirin, AKP’den kurtuluşun mümkün ve yakın olduğunu herkese anlatın. Sonrası, bir oyluk canları var, korkunun da ecele faydası yok. Yepyeni, pırıl pırıl bir gelecek kuracağız. Bundan herkes emin olsun.”

 
 

Sonraki Haber