Erdoğan, Abdullah Gül Müzesi'ni açtı
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, Abdullah Gül Müzesi açılış törenine katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım, Kayseri'de Abdullah Gül Müzesi açılış törenine katıldı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Ülkemizde siyasi tarih müze geleneği yavaş yavaş oluşmaya başladı. Arzu edilirse tüm eski Cumhurbaşkanıları adına kurulacak müzeleri destekliyor ve gerekli her adımı sağlayacağımızı belirtmek istiyorum.
Abdullah Gül kardeşimle beraberliğimiz Ak Parti'nin kuruluşundan çok öncesine 1960'lara uzanır. Milli Türk Talebe Birliği döneminde başlayan çalışmalarımız ile yola çıktık. Siyasi yol arkadaşlığımız da 1991'de başlamış kesintisiz devam etmiştir.
Özellikle kendisinin aday olduğu 2007 yılındaki Cumhurbaşkanılığı seçimi döneminde Türk siyasi tarihinin en önemli süreçlerini yaşadık. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve millet iradesine adeta meydan okumaya dönüşen Cumhuriyet mitingleri, e muhtıralar ve 367 garabeti gibi durumları yaşadık. Biz de işte böyle saldırılara karşı Abdullah beyi aday gösterek karşılık verdik. Kendisinin adaylığı milletin nezdinde hüsnü kabul gördü ve göreve geldi. Görevi yürüttüğü 2007-2014 süreç Türkiye'nin en büyük dönüşüm, değişim sürecini yaşadığı bir dönem oldu.
'VESAYETİN DEĞİL MİLLETİN CUMHURBAŞKANLIĞI'
Türkiye, vesayetin değil milletin Cumhurbaşkanlığına giden yolun ilk adımlarını işte bu dönemde sayın Gül ile atmıştır. Cumhurbaşkanını doğrudan halkın oyuyla seçiminin milletimiz tarafından muhabbetle karşılanmasının da sayın Gül'ün çalışmalarının önemli rolü var. Abdullah Gül kardeşimin çalışmaları ile milletimizin gönlünde saygıdeğer bir yeri olduğunu düşünüyorum.
Siyasetin dikensiz gül bahçesi olmadığını bizzat tecrübe ederek gördük ve yaşadık. Birlike kurduğumuz parti iktidara gelecek meclisin yüzde 64'ünü almayı başardı. Bu dönemin ilk başbakanı, dışişleri bakanı, Cumhurbaşkanı olarak imza atmış isimlerinden bir tanesidir Abdullah Gül kardeşimiz.
15 Temmuz da daha önce yaşadıklarımız gibi önümüzü kesmeye çalışanların bir hareketi olmuştur. Ancak millet buna engel oldu. Bu 'İstediğiniz kadar tanka, topa, f16'ya sahip olun. Milletin ölümü öldürmesi karşısında hiçbir şeyi varlık olarak ortaya koyamazsınız' demektir. Ve 16 saatte darbeyi kendi lehine darbeye dönüştürdü.
Ve meydanlara yürüyün dediğimiz zaman benim milletim meydanlara yürüdü. Ve bunun neticesini 16 saatte Rabbimin lütfuyla aldı. Bu vesileyle tüm şehit ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Hamdolsun bu ülkeyi hiçbir ayrıma tabi tutmaksızın tek millet yaptık. Bayrağımızı şehitlerimizin kanıyla tek bayrak, tek vatan tek devlet yaptık ve bunları söyleyek geleceğe yürüyoruz."
ABDULLAH GÜL: BU MÜZE HEPİMİZİN HATIRALARINI YANSITIYOR
11. Cumhurbaşkanı Gül'ün konuşmalarının satırbaşları şöyle:
"Bu müzeyi 24 Temmuz'da açacaktık. Ama bildiğiniz olaydan dolayı bunu erteledik. Bu müze fikri, gerek Dışişleri, gerek Cumhurbaşkanlığı dönemimde, yurtdışı seyahatlerinde önemli müzeleri ziyaret ettim. Bu tip müzelerin geleneği doğulan yerde, büyüyen ve siyasetçi olarak temsil ettiğiniz yerlerde oluyor. Bu müzeyi Kayseri'de yapmayı kararlaştırdığımda hukuki düzenlenlemeyi de yaptım. Böylelikle bu gelenek Türkiye'de de oluşmuş olur. Uzun yıllar sonra da diğer Cumhurbaşkanları için de tekrarlanır.
Buranın hikayesi anlatıldı. Burayı değerlendirmekle ilgili ismimi taşıyan üniversiteyi kurduk. Daha sonra burayı müze yaptık. Bu şehirden birçok değerli devlet adamları, siyasetçiler, sanayiciler, işadamları hep çıktı. En büyük özelliği de bu şehrin hayırseverliğiyle ortaya çıkması. Zaman zaman acı tarihimize de örnek oldu. Celal Bayar buradaki hapishanede bir dönemini geçirdi.
Burası sadece benim şahsımla ilgili müze olması ötesinde, bir siyasi tarih müzesi olarak düşündük. Bu müzeyi gezenler kısa süre içerisinde kompakt bir Türkiye tarihini burada görebilirler. Daha sonra da benimle ilgili bölümler var. Her ne kadar benim ismimi taşıyorsa da bu müze hepimizin hatırlarını yansıtmakta. Bütün bunları yaparken, hep gurur duyduğumuz işler yaptık. Tabular hep beraber yıktık, tarihe gömdük. Türkiye'yi ekonomik anlamda geliştirdik. Dış politikada çok güzel işler yaptık; doğu ile de batı ile de ilişkilerimizi olağanüstü geliştirdik.
Tarihte inişler çıkışlar söz konusu. Bizim yakın tarihimizde de var. 60'lar, 80'ler var... 28 Şubat dönemleri var. Bunlar hep ara dönemler olarak kaldı, bunları aştık ve Türkiye'yi ileri taşıdık. 15 Temmuz'da haince ve rezilce gerçekleştirilen bu olayı da geride bırakacağız. 14 Temmuz'da bu organizasyonu yapmak için Erol Olçak ile toplantı yapmıştık. Her şeyi planladığını, ne güzel olacağını söylemişti. Ertesi gün maalesef kendisini kaybettik, şehit oldu. Suçlu ve suçsuzu titizlikle ayıklayıp, suçluya gerekli cezaların verileceği herkesin emin olduğu husustur.
Müzede sergilenenler gösterecek ki demokrasi devamlı bir mükemmelleşme süreci demektir. En iyiyim diyenler de kendilerini geliştirmek zorundadır. Bu süreçte istişareler, eleştiriler, özeleştiriler olur ve hep ileri gidilir. Mevcut sorunları zamanında aşmalıyız ki sorunlar birikmesin. Bunun için demokrasinin reformcu bir niteliği vardır. Nasıl yaptığınız şeyler köklü bir reform süreci içerisinde bizi ileri taşıdıysa da yine aynı şekilde her şeyi en iyi yapmak için bu reform süreci gerçekleşecektir. Bu içinde yaşadığımız dönemi süratle atlatacağız ve Türkiye en parlak dönemlerini yaşayacaktır."
Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
"Tüm yol arkadaşlarımız burada. İlk günden bu yana olduğu gibi, birlikte bir aradayız. Daha ilk günden partimizin kurucusu, liderini partiden uzak tutmaya çalışan bir hukuk faciasından başlayıp birçok engellemeleri birlikte yaşadık. En son 15 Temmuz'daki darbe girişimine kadar uzanan vesayet heveslilerinin marifetleri saymakla bitmez. Bu kumpaslar, oyunlar 14 yıllık iktidarımızda hep vardı. Sayın Recep Erdoğan ve Sayın Abdullah Gül buna en büyük katkıyı vermiştir.
Bu müze Türkiye'nin siyasi tarih müzesi olma özelliğini de taşıyor. Türkiye siyasi tarihi en güzel şekilde anlatılmış. Biz mazisi olan atiyiz. Gençlerimize gelecek kuşaklara geçmişte yaşanan acı olayları güzel olayları hatırlatmak için bu ve buna benzer eserlere ihtiyaç var.
Sayın Abdullah Gül'ün hayatı ve siyasette izlediği yol, yaptığı sunumlar da yer almaktadır. Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi ülkemizde az bulunan tematik müze ve kütüphanelerden birisi olmaya adaydır. Burada 15 Temmuz alçak darbe girişimini müzede ayrı bir bölüm olarak ele alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması yönündeki gayretlerden dolayı teşekkür ediyorum.
Dünyanın güçlükle anlayabildiği aziz Türk milleti silaha, tanka, topa karşı iman gücüyle, memleket, bayrak sevdasıyla meydana inmiş, darbecilere darbeyi indirmiştir. Ülkemizin birliği, bütünlüğü, bekası için, 15 Temmuz gecesi verilen kurtuluş mücadelesi sırasında hayatını kaybeden bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Ben 15 Nisan 2017'den itibaren Abdullah Gül Müze ve Kütüphanesi'nin ziyaretçi akınına uğrayacağını düşünüyorum. Ziyaretçiler burada demokrasi tarihimizdeki önemli bir kesite şahitlik edecektir."