Ekrem İmamoğlu canlı yayında meydan okudu
Ekrem İmamoğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun İstanbul seçimlerini iptal kararının ardından kameralar karşısına geçti ve canlı yayında açıklamalarda bulundu.
Yüksek Seçim Kurulu'nun 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini iptal etmesinin ardından 31 Mart yerel seçimlerinin galibi Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü’ndeki Yaşam Vadisi’nde açıklamalarda bulundu.
Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu güzel ülkenin güzel insanları bu akşam sizlerle beraber olduk. Aslında ramazanın ilk günü. Orucumuzu açtık dualarımızı ettik. Bu ülke, millet adına en güzel düşüncelerimizi en güzel duygularımızı yaradana sığınarak dualarımıza sığdırdık.
Sultanbeyli'deydim. Sultanbeyli'ye söz vermiştim. Ben iftarımı yer sofralarında açarım. İnanıyorum ki Ramazan ayı birleşme, buluşma, kul hakkı yememe ayı. Biz bu ülkede kul hakkı yenmesin istiyoruz.
Biz bu ülkede gençlerimiz başka bir ülke hayali kursun istemiyoruz. Ramazan ayında ettiğimiz dualar bunlar. İnsanlara bol bereket diledik. İşsizliğin 5 milyonu aştığı bu çağda işsizliğin sona ermesini istedik. Dualarımız bunlar. Başka ne isteyebiliriz ki.
Ramazan ayı, kucaklaşma ayı. Komşunu hissetme ayı. Biz kucaklaşacağız birlikte. Başladığımız ilk günden itibaren hep kucaklaşmayı anlattık. Bu şehrin 16 milyon insanı vatansever dedik. İstanbul ittifakının oyuna talibiz dedik. Siyasi partiler araç, millete hizmet etmek amaçtır dedik. Bu amaçla yola çıktık.
Onlar bizden çatışma, kötü söz duymak isteyecek. Biz ısrarla bu milletin kavga etmesi istemeyen insanlar olarak ısrarla kucaklaşacağız.
"HERKESİN OYUNU İSTİYORUM"
Ben bütün siyasi partilere oy veren herkesin oyunu istiyorum. Yola çıktığımız zaman bizim yanımızda devlet yoktu, medya yoktu. Siz vardınız, halk vardı. Milletimizin gönlü sevgiyle dolu çocukları vardı.
Bu şehrin kadınları anneleri, teyzeleri, nineleri, amcaları vardı. Milyonlarca insanın alınteriyle seçimi kazandık.
Alınterinin en büyük şahidi sizlersiniz. En büyük yol arkadaşı sizlersiniz. Kazandığımız bu seçimi 31 Mart akşamı elimizden almaya çalıştılar. Emeğimizi çalmaya çalıştılar. İşbirlikçisi Anadolu Ajansı'nın utanmaz yöneticileri 12 saat bilgi paylaşamadılar.
"ASLA VAZGEÇMEYİN"
Belki de yüzyılın medya rezilliğini yaşattılar bizlere. Memleketimiz için kurulan AA'yı kendi çıkarlarına kullandılar. Belki canınız sıkkın ama unudunuzu yitirmeyin, asla vazgeçmeyin.
O gece demokrasiye ihanet etmek isteyenler gecenin bir vaktinde alalecele kazandık diye açıklama yaptılar. Tam bir komedi. Ben olsam kahkaha atarım onlara. Gülün, bu adamların gülünecek halleri var. Vallahi gülün.
Sizlerin kararlılığı, sandıkta durmaları, ısrarları ile kararlılığımız bir kat daha arttı.
Günün sonunda akıllarındaki tüm şeytanlıkları, tüm şaibeli işleri kendileri kazanamayınca gerekçe olarak ürettiler. Her ürettikleri çürüttü. Tutturamadılar. Biz kararlı olmasaydı inanın ki çıkıp atı alan Üsküdar'ı geçti diyeceklerdi. Dedirtmedik!
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedik. Hakimiyet-i milliye dedik. İlkelerimizden asla taviz vermedik vermeyeceğiz. Bu ülke cumhuriyet için demokrasi için mücadele edecek 82 milyon vatanseverle dolu.
31 Mart'tan sonraki bu süreçte kendileri gerekçe tutturamayınca karar vericileri gerekçe altına almaya çalıştılar. YSK'yı farklı farklı itirazlar, gerekçelerle etki altına almaya tehdit etmeye başladılar. Buna boyun eğdiler. YSK'yı kınıyorum.
YSK karar açıklıyor. Sandık kurullarına yapılan olağanüstü itiraza göre seçimi iptal etmişmiş.
Aynı kurullarla cumhurbaşkanlığı seçtin, anayasa referandumu yaptın. O zaman anayasa da cumhurbaşkanlığı seçimi de şaibelidir.
İstanbul seçimlerinin anamın hak sütü kadar helal olduğunu biliyorum. Bu millet bizi seçmiştir.
Yolumuz uzun. Gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inanan Türk gençliğimiz. Bu millete özgürlüklerine demokrasisine kimse engel olamaz. Bu ülkede karar vericiler gaflet dalalet hatta ihanet içinde olabilirler. Asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü ben biliyorum ki bu yolu yürürken asla yalnız yürümeyeceğim. Ben inanıyorum ki toplumun tamamının vicdanı bizimle. Bütün Türkiye'nin, vatanın 81 ilinden, bütün Türkiye'nin vicdanı, adalet duygusu bizimle beraber. Ben bunu biliyorum.
Bu ülkenin, bu şehrin dünyaya olan itibarını ayaklar altına almak isteyenler olabilir. Bir avuç insana bu milletin değerlerini yok ettirmeyeceğiz. Biz asla vazgeçmeyeceğiz. Biz süreci en sağlıklı şekilde yönetmeye kararlıyız.
İstanbul'un her yerinde insanlarımız bir an için kaygı duymuş olabilirler. Bir an olsun umutsuz olabilirler. Sultanbeyli'de genç kızlarımız, erkeklerimiz ağlıyorlardı. Silsinler göz yaşlarını. Buradayız hep beraber çalışacağız.
Bizden kavga bekelyenler huzursuzluk umanlar, kendi emellerine yönelik hareketler bekleyenleri şaşırtacağız. Yarından itibaren her anımı paylaşacağım. Demokrasi adına mücadele edeceğiz.
Yarın sabah Ankara'ya gideceğim. Elbette CHP yöneticileriyle, genel başkanımızla, ittifak partilerimizle konuşacağız. Demokrasimiz için, Atatürk'ün bize emanet ettiği ilkeler için en doğru kararı vereceğiz.
Buradan tavsiyem var. Siyasi düşünceleri ne olursa olsun bütün İstanbullu dostlarımdan ellerini vicdanlarına koyup düşünmelerini istiyorum. Demokrasi adına herkese haklılığımızı anlattılar. Sanatçıymış konuşamazmış. Konuşacak. İş insanıymış konuşamazmış. Konuşacak. Artık konuşma vakti.
Ben niye kabul görmedim. Söyleyeyim mi size? Ben bir kişiden talimat almayacağım dedim. 16 milyon insandan talimat alacağım. Bana hizmet etmeyin 16 milyona hizmet edeceksiniz dedim. Artık Büyükşehir'de israf yok dedim.
15 günde aldığım bilgilerle israf artık yok dedim. Onun için beğenmediler. Artık kişilere, partilere, cemaatlere yer yok dedim. Millet var millet. Onun için sevmediler. Onun için istemediler.
Sizden isteğim gidin komşularımızla, arkadaşlarınızla Türkiye için, demokrasimiz için yapılan haksızlığı bu akşamdan anlatmaya başlayın.
Onun için diyorum ki artık, sanatçı da, iş insanı da, işçisi de öğretmeni de memuru da herkes konuşacak.