Dışişleri'nden Yunanistan'a cevap
Türk Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos'un ifadeleri hakkında sert açıklamalarda bulundu.
Türk Dışişleri'nden yapılan ve Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos’un ifadeleri hakkındaki açıklamada "AB’nin Ege sorunları bağlamında Yunanistan’ın siyasi istismarlarına alet olmaması yönündeki ikazımızı yineliyoruz" denildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos’un AB’nin Natura 2000 Çevre Programı hakkındaki açıklamalarına ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Yunanistan’ın, “Natura 2000” başta olmak üzere, AB’nin çevre programlarını Ege sorunları bağlamında öteden beri istismar ettiği bilinmektedir. Bu konuda 31 Mart 2018 tarihinde Bakanlığımızca bir açıklama yapılmıştı. Konu hakkındaki tutumumuz Bakanlığımızca geçtiğimiz hafta AB Delegasyonu temsilcisine de izah edilmiştir.
Bununla birlikte, Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos, bu defa Natura 2000 ağı ile sınırlar ve topraklar arasında zorlama ilişki kuran açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklamaların hiçbir hukuki karşılığı yoktur. Ayrıca bu açıklamalar, Yunanistan’ın Natura 2000 gibi AB çevre programlarını siyasi maksatla istismar ettiğinin göstergesi ve itirafı niteliğindedir.
Ülkemiz, Yunanistan'ın Ege Denizi’ndeki statüsü tartışmalı coğrafi formasyonlar üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kabul etmeyecektir.Bu vesileyle, AB’nin Ege sorunları bağlamında Yunanistan’ın siyasi istismarlarına alet olmaması yönündeki ikazımızı yineliyoruz."
Yunanistan, 1996'daki Kardak krizinin ardından, Kardak kayalıkları ile Ege'de egemenliği uluslararası anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş bazı ada, adacık ve kayalıkları siyasi mülahazalarla Natura 2000 programına dahil ettirmişti.
'Natura 2000' nedir?
Natura 2000, Avrupa Birliği çapında yürütülen bir çevre koruma projesi... AB Kuşlar ve Yaşam Alanları Direktifinde (Birds and Habitats Directive) yer alan 2000 tür ve 230 yaşam alanının korunması için koruma bölgeleri oluşturuluyor. Ulusal koruma bölgelerinden ve milli parklardan farklı çünkü iç hukuklarda daha katı önlemler yoksa buralarda AB mevzuatı uygulanıyor. Koruma bölgeleri üye devletlerin teklifi ile belirleniyor ve ondan sonra AB çevre ajansının tavsiyeleri doğrultusunda AB Komisyonu tarafından koruma alanının uygunluğuna karar veriliyor.