Dışişleri'nden çok sert açıklama
Almanya Hükümeti'nin Büyükada tutuklamaları ile ilgili açıklamalarına Dışişleri Bakanlığı'ndan çok sert yanıt geldi.
Almanya Hükümeti'nin Büyükada tutuklamaları ile ilgili açıklamalarına Cumhurbaşkanlığı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan peş peşe sert tepkiler geldi. Dışişleri Bakanlığı "Almanya kabul edilemez taleplerde bulunuyor" açıklaması yaptı
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Büyükada tutuklamalarıyal ilgili yaptığı açıklamalara Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın ardından Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ve Dışişleri Bakanlığı'ndan da sert tepki geldi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Almanya kabul edilemez taleplerde bulunmaktadır. İlişkiler tehditle değil uluslararası normlarda yürütülmeli.: Almanya ile son dönemde ilişkilerimizde ciddi bir güven bunalımı yaşanmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında şunlara dikkat çekildi:
Almanya, tarihi bağlarımız bulunan dost ve müttefik bir ülke olmakla beraber, son dönemde ilişkilerimizde ciddi bir güven bunalımı yaşanmaktadır.Sözkonusu bunalımın ana sebebi Almanya’nın ülkemize yönelik çifte standartlara dayalı tutumudur. Almanya, bir yandan devletimizin bekasını hedef alan PKK ve FETÖ terör örgütleri üyelerinin kendi topraklarında rahatça dolaşmasına göz yummakta, diğer yandan da ülkemizde terör suçundan gözaltına alınan veya tutuklanan şahısların da yargıdan muaf tutularak serbest bırakılması gibi kabul edilemez taleplerde bulunmaktadır.
Alman makamları, Milletvekillerimiz ve Bakanlarımızın Almanya’da vatandaşlarımızla buluşmasına engel olurken, terör örgütüyle yakın duran Alman parlamenterlerin egemenliğimiz altındaki askeri üsleri diledikleri zamanda ziyaret etmesini hak olarak göstermeye çalışmaktadır.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in bugünkü ifadeleri de sözkonusu tek taraflı çarpık yaklaşımın son ve kabul edilemez örneğidir. Bakan Gabriel’in bu açıklamayla aramızdaki sorunları daha geniş platformlara taşıyarak, cepheyi genişletme gayreti de dikkat çekmektedir. Bunu Almanya’nın gerçek niyetinin tezahürü olarak görüyoruz.
Bakan Gabriel, Türk yargısına müdahaleye izin vermediğimiz için Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısını sertleştirmek, Gümrük Birliği güncellemesine karşı çıkmak, yatırımları teşvik etmemek, AB’nin Türkiye’ye katılım fonlarını gözden geçirmek gibi tehditkâr ifadeler kullanmaktadır.
Gümrük Birliği güncellemesi AB’nin kendi çıkarlarını da gözeterek getirdiği bir öneridir. AB, 18 Mart Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerini dahi bugüne kadar tam olarak karşılamamışken, AB fonlarından bahsedilmesi tutarsız bir yaklaşımdır.
Seyahat uyarısı ise, hedefi kasıtlı olarak saptırılmış bir düzenlemedir. Hakkında suç isnat edilen ve bu yüzden yargı önüne çıkan şahıslar ile ülkemize turist olarak gelen Alman misafirlerimizin aynı kefede olmadığı aşikârdır.
Ülkemiz yargının bağımsızlığından, terörle ve teröristle mücadelesinden kredi, fon tahsisi, Gümrük Birliği gibi maddi konular için taviz vermeyecek ve hayati çıkarlarına yönelik tehditlerle mücadeleyi maddi çıkarlarla karıştırmayacak kadar ciddi bir devlet anlayışına sahiptir.Türkiye kısa vadeli siyasi çıkarları, stratejik konularla karıştıran bu devlet anlayışını hiçbir şekilde benimsememektedir. İç politika saikleriyle Türkiye ve Türk karşıtlığı üzerinden prim yapma çabalarının farklı platformlara taşınmasına da gereken tepki gösterilecektir.
Almanya'yı müttefik ve dost bir ülke olarak görmeye devam etmek istiyoruz. Almanya’nın terörle mücadele ve Türkiye'nin güvenliği konusundaki haklı beklentilerimizi anlamasını ve ortak çıkarlarımızı stratejik bir vizyonla değerlendirmesini umuyoruz. İlişkilerimiz şantaj ve tehditle değil, uluslararası kabul görmüş norm ve ilkeler temelinde yürütülmelidir. Aynı anlayış, insan hakları, terörle mücadele ve güvenlik alanlarındaki hassasiyetlerde de karşılıklı olarak sergilenmelidir
BAKAN AKDAĞ: ALMANLAR YANLIŞ YAPIYOR...
Başbakan yardımcısı Recep Akdağ da yaptığı açıklamada "Almanlar yanlış yapıyorlar. Yanlış bir gerginlik politikası izliyorlar. Umut ederim ki bunlardan vazgeçerler. Biz işin rasyonel politika tarafına çok önem veriyoruz. Elbette ilişkilerimizin iyi olmasını arzu ederiz ama hakikaten bunları zedeleyebilecek ifadeler zikredildiğinde de bunları kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.