Devlet Bahçeli'den İBB'yi hedef alan yeni yıl mesajı

MHP lideri Devlet Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni hedef alan bir yeni yıl mesajı paylaştı.

İçişleri Bakanlığı'nın 'terör iltisaklı kişileri çalıştırdığı' iddiası ile İBB hakkında başlattığı teftiş incelemesi, siyasetin bir numaralı gündemi olmayı sürdürüyor.

Dün bir gazeteye verdiği demeçte, ''İmamoğlu suçluysa görevden alınmalıdır'' diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yayınladığı yeni yıl mesajında  da İBB'yi hedef aldı. 

 ''SAVRUK BİR MANEVRADIR''
''İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı vandallara kucak açan, onay veren, referans olan, göz yuman, çanak tutan, işbirliği yapan kim varsa en alttan en üst makama kadar müteselsilen sorumluluk altındadır'' diyen Bahçeli, ''Konuyu millet iradesine dayandırmak, kime yarayıp yaramadığını tartışmaya açmak, lafı ortaya atıp isteyenin istediği payı almasını küstahça ifade etmek sakat bir mantık, savruk bir manevradır'' ifadelerini kullandı.

''FİLM DEĞİL ZULÜM FİGÜRANLIĞIDIR''
Bahçeli ayrıca, ''Adaletin işleyiş, işlerlik ve ilerleyişini sulandırmak en başta terörizme uzatılmış zeytin dalıdır ki, buna yeltenenlerin midelerinde öğütemedikleri erik kurusu olduğu meydandadır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık yapanların, hıyanetin faili olanların devletin imkanlarından istifadeye kalkmaları, yetimin, garibin, mazlum insanlarımızın haklarını gasp etmeleri zillet bir siyasetin eseridir.

Kırmızı kategoride yer alıp da nokta operasyonlarla etkisiz hale getirilenlerin şehir uzantılarını belediyeye doldurmak vebaldir, film değil zulüm figüranlığıdır'' ifadelerine de açıklamasın yer verdi. 

 KILIÇDAROĞLU'NU DA HEDEF ALDI
Açıklamasında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da TÜİK ve MEB ziyaretleri üzerinden hedef alan Bahçeli, ''Merkez Bankası’nın, TÜİK’in ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapısına haydut gibi dayanarak yıkım siyasetini kuvveden fiile geçirmeye çalışan, sivil itaatsizlik damarının açılmasını sinsi sinsi hedefleyen zillet zihniyetinin terör örgütleriyle kurduğu yakınlık, bölücülerle ittifakı artık tehdit boyutundadır'' açıklamalarında bulundu.

Bahçeli'nin açıklamalarının tamamı şöyle:
''Sancılı ve sorunlarla perçinlenmiş bir yılı geride bırakıp sağduyunun, saygı kültürünün, sorumluluk ruhunun, kaynaşma ve kucaklaşma şuurunun hâkim olmasını dilediğim yeni bir yılı karşılıyoruz.

2021 yılının bagajına dolmuş ağır yüklerin 2022 yılında ufkumuzu perdelememesi evvelemirde niyazım ve iyi niyetli beklentimdir.

Gerekli ve yeterli zihniyet demlenmesinin refakatiyle yaygınlaşmasını ümit ettiğim empati ve hoşgörünün toplum ve siyaset hayatımıza daha çok sirayeti kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

2022 yılı aynı zamanda Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümünün son istasyonu, bir önceki eşiği ve etabıdır.

Tıpkı 2021’de olduğu gibi, Türkiye’nin büyüme, kalkınma, yükselme ve kronik sorunlarından kurtulma iradesini baltalamak için tetikte bekleyen, teyakkuz halinde olan çevreler 2022 yılında da rahat durmayacaklardır.

Çünkü 2023 hedefleri iç ve dış çıkar gruplarını, melanete ve meskenete düşmüş siyasi anlayışları bir yanda tedirgin ederken diğer yanda da korkuya sevk etmektedir.

Ancak korkunun sonu, korkaklığın sonucu yoktur.

Türk milletinin kutlu yolculuğunu engellemeye, ülkemizin önünü kesmeye, yayından çıkan oku kırmaya hiç kimsenin, hiçbir oluşumun nefesi yetişmeyecektir.

Kara kampanya mucitleri, karanlık kurgu muhipleri, kavga ve karışıklık müellifleri 2021’de nasıl kaybetmişlerse, 2022’de de aynı akıbete maruz ve mahkûm kalacaklardır.

Cumhur İttifakı’nın muazzez varlığı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin muhkem ve muteber vasfı Türkiye’nin milli ve stratejik gücü olmaya 2022’de de devam edecek, bunu hazmedemeyenler ise bir kez daha hüsrana uğrayacaktır.

2021 yılının 13 Şubatı’nda Gara’da enselerinden vurulmak suretiyle şehit edilen vatan evlatlarının katilleri ve siyasi destekçileri aradıkları, arzuladıkları yıkım ortamına asla ulaşamayacaklardır.

Çok şükür 2021’de teröre kesif bir darbe vurulmuştur.

Pençe operasyonları kahramanlarımızın emsalsiz mücadele azmiyle ifa ve icra edilmiştir.

Teröristlerin saklandıkları, sığındıkları, sindikleri mağara delikleri birer birer temizlenmiş; dağlar, mezaralar, ovalar, sınır ötesi terör kaynakları bölücü caniler için güvenli yer olmaktan çıkmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti devleti terör örgütlerine karşı sahada elde etmiş olduğu mutlak üstünlüğü ne TBMM’de, ne belediye koridorlarında, ne medyada, ne de iş ve sosyal hayatta kaybetmeye tahammül etmeyecektir.

Son günlerde terörle mücadelede büyük başarılara imza atan, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle çarpan Sayın İçişleri Bakanımızla birlikte Sayın Milli Savunma Bakanımıza yönelik asılsız ve ahlaksız ithamlar dikkatlerimizden kaçmamıştır.

Hükümetimize ve bu iki saygıdeğer bakanımıza yapılan her türlü saldırı bir yönüyle teröre hizmet, teröristlere destektir.

Gündemdeki sıcaklığını muhafaza eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’yla ilgili vahim süreci bir yanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilen FETÖ’cülerle ilişkilendirip dönemin Genelkurmay Başkanı hakkında spekülasyona heveslenmek, diğer yanda da İçişleri Bakanı’nı hedef almak namuslu bir davranış sayılamayacaktır. 

Suç nerede işlenmişse oraya müdahalede bulunmak, suçlu her nerede ise yakasından tutarak hukuk sınırları içinde mücadele etmek milli bekamızın, milli onurumuzun şaşmaz bir gerçeği, şüphesiz bir gereğidir.

Seçilmiş olmak demek kanun kaçaklarını, terörseverleri, terörist emelleri korumak ve taltif etmek anlamına gelmeyecektir.

Devletin hükmü şahsiyeti, milletin varlığı ve güvenliği her türlü mülahazanın üstündedir.

Sandıkla adaleti karşı karşıya getirmek menfur bir cinayettir.

Hukukun karşısında herkes eşittir.

Hiç kimse ayrıcalıklı ve imtiyazlı değildir.

Bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe alınan terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı vandallara kucak açan, onay veren, referans olan, göz yuman, çanak tutan, işbirliği yapan kim varsa en alttan en üst makama kadar müteselsilen sorumluluk altındadır.

Konuyu millet iradesine dayandırmak, kime yarayıp yaramadığını tartışmaya açmak, lafı ortaya atıp isteyenin istediği payı almasını küstahça ifade etmek sakat bir mantık, savruk bir manevradır.

Adaletin işleyiş, işlerlik ve ilerleyişini sulandırmak en başta terörizme uzatılmış zeytin dalıdır ki, buna yeltenenlerin midelerinde öğütemedikleri erik kurusu olduğu meydandadır.

Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık yapanların, hıyanetin faili olanların devletin imkanlarından istifadeye kalkmaları, yetimin, garibin, mazlum insanlarımızın haklarını gasp etmeleri zillet bir siyasetin eseridir.

Kırmızı kategoride yer alıp da nokta operasyonlarla etkisiz hale getirilenlerin şehir uzantılarını belediyeye doldurmak vebaldir, film değil zulüm figüranlığıdır.

Buna onay verenlerle sessiz kalanlar da zillettedir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin teftiş, tetkik ve tahkikatına yetkili mercii bellidir.

Şayet iddiaların aslı astarı yoksa mesele de yoktur.

Fakat terör örgütleriyle irtibatlı olanların belediyede istihdam edilmeleri sağlanmışsa bunun hesabını sormak devlet ve hukuk itibarıdır.

Merkez Bankası’nın, TÜİK’in ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapısına haydut gibi dayanarak yıkım siyasetini kuvveden fiile geçirmeye çalışan, sivil itaatsizlik damarının açılmasını sinsi sinsi hedefleyen zillet zihniyetinin terör örgütleriyle kurduğu yakınlık, bölücülerle ittifakı artık tehdit boyutundadır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin millet sevdasının ve milli duruşunun gereği olarak paylaştığı samimi uyarıları ciddiye almadıklarını söyleyenlerin ileri düzeyde cibilliyet ve mensubiyet sorunları vardır ve ortadadır.

Kamu kurumlarının kapılarında kaybettikleri haysiyet ruhsatını aramak için tertip ve tezgah içinde olanlara Türk milleti en kalıcı, en okkalı demokratik cevabı 2023 yılının Haziran ayında verecektir.

Türkiye’nin 2023 vizyonuna kast etmek isteyenler mahcup ve mağlup olacaklardır.

2022 yılında zilletin yeni oyunları dış destekle ortaya çıkacak olsa da, Türk milleti bu oyuna düşmeyecek, milli birlik ve diriliş ruhu ayağa kalkarak ülkesine, bayrağına, bağımsızlığına, vatanına sahip çıkacaktır.

Yeni yılda KOVİD-19 salgınından kurtulmamız, ekonomik normalleşmenin taban bulması; huzur, barış, güven ve istikrarımızın kökleşmesi, terörün ve bölücülüğün kökünün kazınması Allah’tan dileğimdir.

Bu düşüncelerle aziz milletimizin, Türk-İslam aleminin yeni yılını muhabbetle kutluyor; ahir ve akıbetimizin hayır olmasını içtenlikle temenni ediyorum.

Pergelin çivili ayağı başkent Ankara’da olmak kaydıyla, Türkiye’nin hem bölgesinde hem de dünyada pırıl pırıl parlayan, istikrarlı, güvenli, güvenilir ve çok daha gelişmiş bir ülke olacağına da yürekten inanıyorum.

Gelecek Türk milletinindir.

Geleceğin süper gücü Türkiye Cumhuriyeti’dir.''

Sonraki Haber