Deniz Baykal peygamber açıklamasını böyle savundu
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, ''Bu yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın'' sözlerine açıklık getirdi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Trabzon'daki açıklamalarına ilişkin, "Oradaki ifade... Hazreti Adem'den bu yana 124 bin peygamber geldi geçti. O 124 bin peygamberden herhangi birisini ben ima ederek, bunu söylemiyorum. Benim gözümde peygamberlik dediğim şey yüksek ahlaki vasıflar ve üstün nitelikler taşıyan örnek bir şahsiyet. Bu anlamda birisini dahi bozar bu dedim. Onu daha önce evliya diye ifade ettim, Trabzon'da peygamber dedik. Küçük harfle yazılan peygamber. Herhangi bir peygamber değil." dedi.
Baykal, CHP Ordu İl Başkanlığınca Fatsa Kültür Sarayı'nda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, yeni anayasanın Türkiye'ye yakışmayacağını ve böyle bir yetkinin kimseye verilemeyeceğini öne sürdü.
Trabzon'da yaptığı konuşmasına değinen Deniz Baykal, "Geçenlerde bu konudaki kararlılığımı ifade etmeye çalışırken, 'Bu kadar yetki bir evliyaya bile verilmez, evliya olsa, bu yetki evliyayı da bozar' dedim. Daha sonra aynı şeyi Trabzon'da peygamber diye söyledim. 'Deniz Baykal peygambere hakaret etti' diye troller, yani maaşlı yalan kampanya yapma görevlileri, gürültü patırtı koparmaya çalıştılar." diye konuştu.
Baykal, "Ben bunu söylerken ne bir evliyaya, ne haşa peygamberimize ya da herhangi bir peygambere hakaret etme anlayışı içinde bunu söylemiyorum." ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Oradaki ifade... Hazreti Adem'den bu yana 124 bin peygamber geldi geçti. O 124 bin peygamberden herhangi birisini ben ima ederek, bunu söylemiyorum. Benim gözümde peygamberlik dediğim şey yüksek ahlaki vasıflar ve üstün nitelikler taşıyan örnek bir şahsiyet. Bu anlamda birisini dahi bozar bu dedim. Onu daha önce evliya diye ifade ettim, Trabzon'da peygamber dedik. Küçük harfle yazılan peygamber. Herhangi bir peygamber değil. Yani 124 bin kişinin vasıflarını taşıyan birisi bile, üstün ahlaki nitelikli, üstün nitelikleri olan bir örnek şahsiyet bile bu anayasaları işletmez, böyle bir anayasal düzen konulmaz. Herkes hesap verir. Peygamberler Allah'a hesap verir, Kuran'a hesap verir."
Deniz Baykal, bu konuda kendilerinin hiçbir tereddüt ve şüphelerinin olmadığını vurgulayarak, "Biz iftihar ediyoruz. Benim sevgili Peygamberimizle ilgili düşüncülerimi merak edenler, 2010 yılının Nisan ayındaki Kutlu Doğum Haftası'nda yaptığım konuşmayı bir okusunlar." diye konuştu.
Böyle bir çaba içine girilmesine şaşırmadığını belirten Baykal, iki gündür Karadeniz'de bulunduklarını ve Karadeniz'in ayakta olduğunu aktardı.
"Karadeniz'de alışmadıkları bir manzarayı görmeye başladılar. Karadeniz'de toplumu böyle bilinçli ve kararlı bir görüntü içinde görmeye alışmamışlar." diyen Baykal, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Onun için 'bunu nasıl bozarız' diye bir arayış içerisine girdiklerini görüyorum. Onun için başvurdukları yol trol yolu, saptırma, kaptırma, hakaret yolu. Onlarla meşgul değilim de Sayın Numan Kurtulmuş'un da adının bu trollerin arasında geçtiğine tanık olmak beni hem şaşırttı hem de üzdü. Gerçekten üzüldüm. Benim sözüne ve kişiliğine değer verme anlayışı içinde olduğum bir siyaset adamı Sayın Kurtulmuş. Onu da bu konuda o kervanın içinde, çarpıtma çabası içinde görmekten gerçekten mutlu olmadım ama o da din ve siyaset ilişkisi konusunda bir şeyler söylemiş. Söylediklerine tamamen katılıyorum."
Deniz Baykal, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un din ve siyaset ilişkisi konusunda doğru ve güzel şeyler söylediğini, bundan memnun olduğunu ve kendisini kutladığını vurgulayarak, "Ama Sayın Kurtulmuş'un bu sözlerini 'Haşa Allah'ın vasıflarını taşıyan bir siyasi liderimiz var.' diyen milletvekili arkadaşına, 'Siyasi liderimize dokunmak ibadet etmek yerine geçer.' diyen siyaset arkadaşına da en kısa zamanda anlatacağına güveniyorum." ifadesini kullandı.
Baykal, daha sonra Samsun'a hareket etti.