Demirtaş'tan 'mafya' çıkışı
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, kayyum ile ilgili sert açıklamalarda bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Özgür Hukukçular Derneği'nin (ÖHD) düzenlediği "92. Yılında Cumhuriyet ve Demokrasi" konulu panelde yaptığı konuşmada, "AKP giderse ertesi gün Türkiye demokrasiyle buluşacak... Hayır! Zaten biz demokrasi eksiği olan bir ülkeydik" dedi.
Demirtaş, AK Parti hükümetinin Türkiye'deki demokrasiyi 13 yılda kötüye götürdüğünü savunarak, şöyle dedi:
"Cumhuriyet ve demokrasi konuşulacaksa, mevzu sadece AKP değildir. Elbette sadece son 13 yılımız değildir. "AKP giderse ertesi gün Türkiye demokrasiyle buluşacak'. Hayır! Zaten biz demokrasi eksiği olan bir ülkeydik. Zaten Cumhuriyet'in kötü uygulamalarıyla 2002 yılına geldik. AKP kötünün de kötüsünü yapan bir siyasi anlayışla, biriktirdiğimiz bütün o devrimci, demokratik dinamikleri, yani Cumhuriyeti tam da dönüştürecek, demokrasiyle buluşturacak bütün dinamikleri de arkasına alıp çarçur etmiş bir hareket olarak 13 yılı çok hoyratça kullanmış bir parti oldu. Toplumda büyük muazzam bir beklenti, istek vardı. O rüzgarı yelkenine doldurdu AKP. O bizim yarattığımız rüzgardı. Hiç kimse kusura bakmasın ama, Tayyip Erdoğan'ın rüzgarı falan filan hikaye bunlar, böyle bir şey yoktu. Bir değişim rüzgarı var ama, bu Recep Tayyip Erdoğan'ın yarattığı rüzgar değildir. Yelkeni iyi kullanma kurnazlığını gösteren oydu. Bütün bunları çarçur edecek kurnazlığı gösteren oydu."
"ADETA HİPNOTİZE OLMUŞ TOPLUMSAL YIĞIN, ONUN AĞZINDAN ÇIKACAK YALANI BEKLİYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren Demirtaş, "Biz 13 yıldır böyle bir anlayışla yönetiliyoruz. Yalan, iftira, aldatma, gizli ajanda, samimiyetsizlik... Ve bunu yapmakla hep bizler suçlanıyoruz. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı bütün kanalları işgal etmiş durumda. Bütün iletişim kanallarını, medya kanallarını, üniversiteleri, yargıyı işgal etmiş durumda. Bir talimatıyla bütün devlet aygıtı, sivil alan da dahil olmak üzere sessizliğe bürünüyor ve herkes tek adamın sesini dinliyor. Herkes tek adamın sesiyle, ancak onun maestro görevi veren o yön vermesiyle hareket edebiliyor. Adeta hipnotize olmuş büyük bir toplumsal yığın, onun ağzından çıkacak yalanı bekliyor. Herkes inanmaya hazır çünkü" diye konuştu.
"HAKEMLER 4 SAAT REHİN ALINMIŞ, ÇIKMALARINA İZİN VERİLMEMİŞ"
Trabzonspor-Gaziantepspor maçında hakemlerin statta rehin kalması olayına da değinen Demirtaş şöyle konuştu:
"Dün gördünüz işte, bir spor kulübünün başkanı hakemleri 4 saat rehin almış ve çıktı kendisi itiraf etti. Türk Ceza Kanunu'nda suç var açıkça. Cezası nedir bilmiyorum, hukukçu arkadaşlar daha iyi bilir. Hürriyeti tahdit. Yani bir kişiyi zorla alıkoyduğunuzda, Türk Ceza Kanunu'na göre suçtur. Bu adam bunu yapmış ve gururla, iftiharla diyor ki, "Uğruna canımı feda edeceğim liderim beni aradı da, ondan sonra -diyor- serbest bıraktım onları'. Bakın, hiç kimse sorgulamıyor bile. Ülkenin Cumhurbaşkanı halihazırda suç devam ederken suçluyu arıyor ve ondan ricada bulunuyor. "Suç işlemeyi bitir, o kişileri serbest bırak" diyor. O da, "Hay hay, ben canımı veririm sana, ne demek" diyor, iş tatlıya bağlanıveriyor. Şimdi, velev ki siz böyle bir suç işlediniz -işlemeyin de- birini 1 saat, 3 saat alıkoydunuz. Başınıza neler gelmez ki... Peki bu duruma müdahale edecek ülkede bir savcı var mı acaba? Çünkü res'en soruşturma gereken bir durum çıktı ortaya. Açık itiraflar var. Hakemler orada 4 saat rehin alınmış, çıkmalarına izin verilmemiş. Bakın dışarıda olaylar olur, hakem çıkamaz, bekler sakinleşsin diye. Böyle bir şey yok. Adam el koyup, hakemlere "Buradan çıkamazsınız" diye tehdit etmiş ve ülkenin Cumhurbaşkanı "Siz nasıl o hakemleri orada tutarsınız?" diyemiyor. Savcıları göreve çağırıp, kolluk güçlerine "Şu kulübün başkanını gözaltına alın, savcıya teslim edin" diyemiyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı hukuktan yana değil, tam da suç ortaklığı yaparak suçludan yana bir tavır sergiliyor. Ve o beyefendi de çıkıp, gururla "Biz böyle yaptık; biz kadın gibi yaşayacağımıza, böyle erkek gibi yaşarız diyecek kadar da hafifleşebiliyor."
SORULARI YANITLADI
Demirtaş, panelin ardından, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Koza İpek Grubu'na yönelik kayyum atamasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Demirtaş şöyle dedi:
"Bu uygulamaların hepsi hukuk dışı, kanun dışı uygulamalar. Medya özgürlüğünü kısıtlayan uygulamalar. Fakat dediğim gibi, bunların hepsi siyasi karar. Siyasi irade bunları yapıyor. Siyasi irade değişmediği sürece, görünüyor ki kimse hukuku uygulayamayacak. Ben buradan özellikle yargı mensuplarına çağrı yapmak istiyorum. Siyasi irade hukuk dışı, kanun dışı bir yola girdiğinde, sizin de res'en devreye girme şansınız ve hakkınız var. Uzun yıllar bunu hiç yapmadınız. Yargı olarak, ülkenin demokratikleşmesine hiç katkı sunmadınız. Bugün de sunmayacaksanız, ne zaman sunacaksınız? Yani sürekli muhalefete dişini gösteren bir yargı, bir soruşturma anlayışından bıktık usandık artık. İktidarın aleni bir şekilde suç işlediği noktalarda, en azından yargı evrensel hukuktan yana olduğunu gösterebilmelidir."
"BU MAFYA UYGULAMASINA BUGÜN SESSİZ KALIYORSANIZ, YARIN HERKESE YAPILACAKTIR"
Söz konusu uygulamayı "mafya uygulaması" olarak niteleyen Demirtaş, "Ortada bir kayyum uygulaması yok, bir mafya uygulaması var. Bu mafya uygulamasına bugün sessiz kalıyorsanız, yarın herkese yapılacaktır. Bu hükümetin yarın savcılara da mafya uygulaması yapmayacağının garantisi var mı? Hepimize yaptılar bu mafya uygulamasını. Bu zorbalıkları, orman kanunlarını hepimize uyguladılar. Ve yargı da sürekli hükümetin sopası haline geldi, kendini kullandırttı. Artık utanç verici bir durum yaşıyoruz. Medyaya dönük operasyonlar var, paralel adı altında. Yaş kuru üst üste konularak haksızlıklar yapılıyor. Yine yargı sopa olarak kullanılıyor. Ne zaman yargı adaletten yana olduğunu gösterecek, bilemiyorum" diye konuştu.
"BU, MEDYAYA DÖNÜK DARBE SİLSİLESİNİN BİR DEVAMIDIR"
Demirtaş, "Yargı da demokrasi mücadelesinde sahipsiz ve yalnız bırakırsa, zulümden yana tavır alırsa, bugünkü uygulamalar çıkıyor ortaya işte. Bu bir medyaya dönük darbe silsilesinin devamıdır. Kimse sessiz kalmamalıdır. Yani biz baskı gören medya grubunun çizgisine göre bugüne kadar hareket etmedik. Kim zulüm gördüyse onun yanında yer aldık. Hakkın, adaletin yanında yer aldık. Biz şu grubun, şu cemaatin, şu siyasal düşüncenin ayrımını yapmadan, hakkın, adaletin yanında yer aldık. Bugün mazlumlar eziliyorlar ve yanlarındayız. Bu durumu kesinlikle durduracağız" dedi.
"VARSA ELİNİZDE BELGE, ORTAYA KOYUN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Malum partinin kampanya yönetimini Sayın Obama'nın kampanyasını yürüten ekip yapıyor" sözlerini de hatırlatan Demirtaş, bunun üzerine ABD Başkanı Barack Obama'ya, "'Bak böyle bir şey varmış, hiç de söylemiyorsun zalım" diye tweet attığını hatırlattı.
Bir gazetecinin, söz konusu tweete Obama'dan yanıt gelip gelmediğini sorması üzerine, Demirtaş şu yanıtı verdi:
"Bekliyorum daha... Kendisi de eminim ki şaşırmıştır. Bizim ülkemizde böyle bir Cumhurbaşkanı'nın olduğunu kendisi de biliyor. Asıl üst akıl dediğimiz şey varsa, bugün Cumhurbaşkanı'nı ve onun etrafındakileri yönetendir, ülkeyi yönetendir, bu hale sokanlardır. Biz kendi aklımızla hareket ediyoruz. Bizdeki akıl; onun kendi aklı ve üst aklı da dahil olmak üzere hepsini toplasanız, hepsinden daha yerel bir akıl, daha işlevsel bir akıl. Kimsenin aklına da biz ihtiyaç duymuyoruz. Halkın bize verdiği perspektif bizim için belirleyicidir. Biz hiçbir dış güce bağlı değiliz. Hiçbir dış güçten emir almadık. Kendisi çok daha iyi bilir. Biz halkın öz gücüyle, maddi manevi ilerleyen bir partiyiz. Mesela bizim herhangi bir yerde yasadışı maddi destekle ilgili küçücük bir belge olsaydı, şimdiye kadar 50 bin defa ortaya koymuşlardı. Paralel bizi destekliyormuş, Amerika, İsrail bizi destekliyormuş... Ya, biz bir desteğini görmedik bunların. Varsa elinizde belge, bilgi, ortaya koyun. Yoksa bizim ne kirli bir ittifakla kirli bir görüşmemiz vardır, ne bir kirli görüşmemiz vardır. Asıl sen, akıl ya da akılsızlık arıyorsan, yanındaki jölelilere bak, bize bakma. Bizim aklımız bize yetiyor."