Demirtaş: Bu seçimde en çok ona üzülüyorum
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partsinin Konya mitinginde Başbakan Davutoğlu'na yüklendi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 7 Haziran seçimleri için "7 Haziran'daki tercihler ya özgürlükten ya diktatörlükten yana olacak" değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tavrını da eleştiren Demirtaş, "Bütün kampanya aslında başkanlık sistemi üzerine, başkanlık için oy isteme üzerine kurulmuş olmasına rağmen Ahmet Hoca meydan meydan dolaşıp kendini yok edecek, başbakanlığı ortadan kaldıracak seçim kampanyasına alet oluyor. En çok da bu seçimde ona üzülüyorum" dedi.
Seçim mitingleri kapsamında Konya’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şunları söyledi:
Ülkemize tek adam, diktatörlük sistemini ileri demokrasi adı altında yutturmaya çalışan bir yapı var. 7 Haziran’daki tercihler ya özgürlükten ya diktatörlükten yana olacak. Biz istiyoruz ki bunca acısına zorluğuna rağmen cumhuriyet tarihi boyunca işlenmiş suçlara günahlara yapılmış hatalara rağmen artık geldiğimiz noktadan geriye gidiş olmasın. Artık bu ülkede taş üstünde taş konulmuşsa, olumlu olarak ne yapılmışsa onları da sahiplenerek geleceğimize bakalım istiyoruz.
AKP 'NİN TEK VAADİ BAŞKANLIK
Tek bir adamın, tek bir kişinin kendi ikbali istikbali uğruna, kişisel hırsları uğruna ülkemizi felakete sürüklemelerine izin veremeyiz. Bütün AKP kadroları, başbakan da dahil olmak üzere 550 adayın tamamı bir kişiyi başkan yapmak için uğraşıyor. Başka da hiçbir vaatleri yok maalesef. Ahmet hoca, sayın Davutoğlu şu güne kadar meydanlarda ben başkanlığı savunuyorum diyemedin, bize oy verin başkanlığı getireceğiz diyemedin. Ama bir kez daha siz seçilirseniz, AKP tek başına iktidar olursa bu ülkeye vaat ettiğiniz hiçbir şeyi yapma şansınız yok. Yeni anayasa yapma şansınız yok. Seçim beyannamenizden tek birini hayata geçirme şansınız yok. Çünkü başkanlık sistemi gelirse ortada hükümet diye bir şey kalmayacak.
BAŞBAKAN'IN KENDİNE HAYRI YOK
Bu nedenle kendi kendini inkar etme, yok etme, tasfiye etme kampanyası yürütüyorlar. Bütün kampanya aslında başkanlık sistemi üzerine, başkanlık için oy isteme üzerine kurulmuş olmasına rağmen Ahmet hoca meydan meydan dolaşıp kendini yok edecek, başbakanlığı ortadan kaldıracak seçim kampanyasına alet oluyor.
En çok da bu seçimde ona üzülüyorum. O kadar da koşturuyor terliyor. Kimin için? Kendine bir hayrı yok ya. Seçimi kazansa başbakanlık gidecek, seçimi kaybederse istifa edecek yine başbakanlık gidecek. Onun durumu en zoru, allah ona yardım etsin. Ama 7 Haziran’da onu kurtacağız.
HANGİ SORUNU ÇÖZDÜLER?
Bana çıkıp söylesinler 2002 yılındaki, yani kendilerini iktidara taşıyan seçim beyannamesindeki demokrasi vaatlerinin hangisini yerine getirdiler? Yeni anayasa onların sözüydü. Yapmadılar. Kürt sorununu çözeceğiz dediler, 13 yıl sonra sorun yoktur noktasına geldiler. AB, Ermeni meselesi, Kıbrıs meselesi, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü hangi biri çözüldü Allah aşkına?
Attıkları her adım iktidarlarını güçlendirmeye yarıyorsa kıymet verdiler. Güçlendirmeyen hiçbir gelişmeye demokrasi demediler. Karşı karşıya olduğumuz durum vahim bir durumdur. Hükümetler iktidarlar halktan güçlü destekler alabilirler. Bu son derece kıymetli ve saygındır. Bunlar da güçlü destek aldılar. Yüzde 35’ten 52’ye kadar geldiler. Ama aldıkları desteği iyi kullanmadılar. Kendilerine destek vermeyen oy vermeyenler de bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır. Bunu hissettirmeyi başaramadılar. Kendilerine oy veren insanları da kırdılar. Çünkü onların arkasında duran zor günlerde AKP’ye destek verenler, mahcup oldular sonuçta. Öylesine kirliliğe bulaştılar ki, islam kimliği, insani çizgiyi buluşturduk dediler. Fakat bugünkü pratikleriyle, hem islami çizgiyi hem insani çizgiyi mahcup ettiler.
İSLAMİ HAREKETLER AKP'YE KARŞI NEDEN BU KADAR SUSKUN?
Uyguladıkları katliamla insana değer vermediklerini göstermiş oldular. Bundan da en fazla Türkiye ’deki İslami hareketler zarar gördü. Ben çok merak ediyorum neden bu kadar suskunlar? Bu ülkede çok zor günlerde büyük mücadeleler vermiş islami siyasal kişilikler var. onlar AKP iktidara gelip saraylarda yaşasınlar, lüks ve israfla yaşasınlar, ayakkabı kutuları dolsun diye mücadele etmediler. Onlar bugün neden sessizler merak ediyorum. gün tam da buna karşı isyan etme günüdür.
HALK FRENLEMEZSE FELAKET ÇIKAR
Biz size para çalın diye, biz size bu ülkede sultanlık yaratın diye, padişah olun diye oy vermedik demesi lazım. Ve muktedir olarak güç zehirlenmesi yaşamış iktidarlar, halk tarafından denetlenmezse, frenlenmezse, halk onları cezalandırmazsa o zaman ortaya felaket çıkar. İşte 7 haziran bunun fırsatıdır. Ele geçirdiği güçle başı dönmeye başlamış olanlara, 7 haziran’da bir ilacımız var. bir merhem bulduk onun adı Halkların Demokratik Partisi.