DAVUTOĞLU'NDAN BEKLENEN AÇIKLAMA

TSK'nın şehit sayısının açıklamasının ardından Başbakan basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu yaşanan gelişmeler üzerine Genelkurmay Başkanı ve ilgili bakanların da katıldığı toplantıda açıklamalarda bulundu.

İşte Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları;

"7 Haziran seçimlerinden sonra ülkemiz bilinçli şekilde, ülkemiz eş zamanlı bir terör saldırılarıyla karşı karşıya kalmıştır. Ülkemizi koruma kararlılığından hiçbir tereddüt göstermedik. Eylemlerimizde ve söylemlerimizde ortaya kaldık. Daha seçimin ilk haftasından itibaren Terör örgütü, çözüm sürecini sona erdirdiğine dair açıklamalarla zaten ilk sinyali vermişti.

24 Temmuz’dan bu yana bütün güvenlik birimlerimize, Türkiye’nin neresinde olursa olsun, terör örgütlerinin tasfiyesi için talimat verilmiştir.

Dün gerçekleşen operasyonlar 2 Eylül’de başlamış, Yüksekova ve civarındaki kırsal kesimde terör örgütünün yuvalandığı mevzilere dönük olarak kapsamlı bir operasyon yürütülmüştür. Burada hedef açıktır; kamu düzeninin ve meşru emniyet güçlerinin hakimiyetini tesis etmek. Hedef açıktır, kamışlı, dağlıç hattındaki karayolunun emniyetini teminat altına alıp oradaki vatandaşlarımızın huzur içinde seyahat etmelerini sağlamak.

ÇATIŞMALAR ARALIKSIZ DEVAM EDEREK BUGÜNE KADAR SÜRMÜŞTÜR

Sarp dağların yamaçların ve derin vadilerin olduğu Dağlıca bölgesinde doğru adım adım gelinmiştir. Dün itibariyle operasyonlarda, bu yolun emniyet altına alınması için mayın tarama çalışması esnasında, güvenlik birimlerimiz önce bir silahlı saldırıya uzun namlulu silajhla, arkasından da mayınlı saldırılara muhatap olmuş, anında da cevaplar verilmiş, bu çatışmalar aralıksız devam ederek bugüne kadar sürmüştür.

Güvenlik birimlerimiz sabahleyin özel komando birlikleriyle takviye edilerek, bu derin vadide bulunan karayolu üzerindeki alanı kontrol altına almış ve dünkü çatışmalarda şehit düşen kahraman askerlerimize ulaşmış ve tahliye etmiştir.

Allah’tan rahmet diliyorum, onlar bu ülkenin huzuru için canlarını feda ettiler. Ailelerine sabrı cemil niyaz ediyorum. şunu da ifade etmek isterim, böyle dönemlerde dünyanın her yerinde teröre karşı birlik en temel ilkelerden biridir. Hangi ülke terör saldırısıyla muhatap olmuşsa, toplumun her kesimi omuz omuza vermiştir.

Bugünlerde aradığımız, askerlerimizin görmek istediği şey, terörle mücadele konusunda milletimizin omuz omuza vermiş olmasıdır.

ŞUANDA DA OPERASYON YÜRÜMEKTEDİR

Şuanda da operasyon yürümektedir. Dün de operasyonları yakından takip etmekle birlikte, şehit haberlerini alır almaz ankara’ya intikal ettik ve gece bir güvenlik zirvesinde ele aldık.

Birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadele etmesine dua ile destek veren, onları yüreğinde hisseden aziz milletimize teşekkürü bir borç biliyorum. Eğer milletimizin desteği olmasaydı, etrafımızdaki ülkelerde görüldüğü gibi derin toplumsal çatlaklar yaşanabilirdi. Bilelim ki, bizim askerimiz milletimizin bağrından çıkmıştır.  Bu ülkenin çocukları bu ülkeyi sonuna kadar koruyacaktır. Omuz omzua veren doğulu Güneyli Batılı Trakyalı o çocukları bir kez daha rahmetle anıyorum. 16 kardeşimiz arasında Türkiye’nin her tarafından kardeşlerimiz var. Kürtçe ağıtlar yakıldı, Türkçe ağıtlar yakıldı, camiden cemevinden kalkanlar oldu. Hepsinin arkasında anneleri babaları ‘Vatan sağ olsun’ dediler. Her biriyle yüreğimize ateş düştü.

ONLARIN FEDAKARLIKLARINI GÖRMEYENLERİ DE LANETLİYORUM

Eğer bir ateş karşısında el ele omuz omuza vermezsek, birbirimizle gereksiz tartışmalar içine girmek gibi küçük hesabın içinde olursak emin olunuz bu şehitlerin huzuruna çıkamaz. Milletimiz dün operasyonların ilk şehit haberlerinin alındığı vakitten bugüne kadar, gece niyazda ve duada ve oraya ulaşmaya çalıuşan özel kuvvetlerimiz de her türlü fedakarlığa hazır şekildeydiler. Hepsinin, emniyet birimlerimizin, askerlerimizin, jandarmalarımızın gözlerinden öpüyorum. Onların fedakarlıklarını görmeyenleri de lanetliyorum.

Bütün bu operasyonlarda, bir an dahi tereddüt etmeden, her zaman en üst komuta kademesinden en alt birimlere kadar büyük fedakarlıklarla çarpışan kardeşlerimizin yürüttüğü çalışmaları yakından takip ettik."

Bir tarafta polisimiz askerimiz varken, diğer tarafta milletimiz dua ederken… Maalesef dün akşamdan bu yana, özellikle sosyal medyada öylesine haince manipülatif psikolojik operasyon yürütüldü ki, birlik ve beraberliği bozmak isteyenler bundan güç aldılar. PKK’yı, bu vahşeti gerçekleştirenleri eleştiremeyenler, kara propaganda üzerinden, terör örgütünün yaydığı haberlere itibar ederek, dönüp hükümetimizden askerimizden hesap sorma cüretini gösterdiler. Zor zamanda küçük hesaplar yapanlar, eminim tarihte kendilerine layık görülen zelil bir yere sahip olacaklar.

Şiddete karşı vahşete karşı teröre karşı hep beraber mücadele ederken, bu kara propagandaya karşı omuz omuza vermek zorundayız. Nice sayılar, hikayeler üretildi. Sadece milletimizin moralini bozmak için.

Üçüncü mesajım, bu kara propagandanın odağı olan terör mihraklarına. Ne yaparsanız yapın terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan bizi döndüremeyeceksiniz. 23 Temmuz günü, güvenlik zirvesinde, üç terör örgütünün eş zamanlı saldırısı karşısında alacağımız tedbirleri ele alırken söylediğimiz ve karar verdiğimiz gibi, arkadaşlar o dağlar o teröristlerden temizlenecek. Ne olursa olsun temizlenecek. Bu ülkenin dağları, ovaları şehirleri teröristlere terk edilmeyecek.

Şu anda Cizre’de, sokakları mayınlarla halkın geçişine izin vermeyecek şekilde tahrip edenlere de karşı operasyon yürütülüyor. Tek tek bu mayınları temizliyor. Canlarını ortaya koyuyorlar. Ama birileri bu mayınlamayı, oradaki silah mevcudiyetini silahlanmayı görmeyen birileri de buradan hareketle silahlı kuvvetlerimize dönük olarak itibarsızlaştırmak çabası içindeler.

MUHALEFETE ÇAĞRI

Buradan muhalefet partilerine de seslenmek istiyorum. Bu kürsüden defalarca çağrıda bulunduk. Dünya büyük küresel kriz içinde kıvranırken, çevremizde jeopolitik fay hatları kırılırken, Türkiye’nin demokrasisine sahip çıkalım, herkesle ülkemizin her kesimiyle birlikte ortak idealler etrafında buluşalım. Ortak değerlerini kaybetmiş toplumların ayakta durması çok güçtür. Ama dünden bu yana baktığımızda, muhalefet partilerinin açıktan ve net şekilde bölücü terör örgütünü eleştirmek yerine takındıkları tavır, hükümetimizi ve burada bu hükümetimizin erken seçim hükümeti olması hasebiyle söylüyorum, Ak Parti’ye dönük tavırlar ve hesaplar içine girilmesidir. Bugünler sınama günleridir. Hangi açıklamada bölücü terör örgütüne açık kınama yapılıyor.

Biraz sonra kılıçdaroğlu ile talebi üzerine görüşeceğim. Onun için yine bu kürsüden, erken seçim hükümeti kararı alınmak zorunda kalındığında, bütün siyasi partilere çağrıda bulunmuştum. Gelin hepiniz elinizi taşın altına koyun demiştim. Hepimiz birlikte bir erken seçim hükümetinde aynı masada salonda odada olabilseydik, bugün terör örgütlerine karşı en güçlü mesajı vermiş olurduk. Ama 1 Kasım’a giderken atılan yanlış adımlar yerine bir seçim kampanyasının parçası haline getirilen terörle mücadele konusunda işbirliği yapmama davranışı bugün terörle mücadele konusunda en zayıf noktamızı oluşturmaktadır.

Bütün partileri teröre karşı omuz omuza vermeye ve aynı dili kullanmaya davet ediyorum. bunu bir seçim kampanyası haline getirmek isteyenlere cevabımız açıktır, açsınlar 7 Haziran’dan bu yana yapılan açıklamalara tekrar tekrar baksınlar. 1 Kasım’a giderken savaş başlattı gibi, gerçeklikten yoksun ve kara propaganda niteliği taşıyan unsurlara dönük olarak açık şekilde ifade ediyorum. 11 Haziran, 15 Haziran, 15 Temmuz açıklamalarıyla terör örgütü çatışma çağrısında bulunmuştur. Ama şunu hesap ettiler, Türkiye zaafa düştü diye düşündüler. Tek parti iktidarının olmadığı bir Türkiye’de terör üzerinden hesaplarını hayata geçirebileceklerini düşünenler oldu ama şunu göremediler, zor zamanlarda bu millet omuz omuza verir ve o zor zamanları aşar.

Şundan herkes emin olmalıdır. 1 Kasım’da Türkiye’de modern çağdaş bir ülkede seçim nasıl oluyorsa, o şekilde şartları oluşturmaya kararlıyız.

Son olarak aziz milletimize bir kez daha seslenmek istiyorum. Özellikle de şehit ailelerine. Her birini ziyaret ettiğimizde, telefon ettiğimizde yüreklerini açan ailelere. Dün ziyaret etmiştim 7 kardeş. Her birini kucakladığımda annesi ve babası aynı şeyi söylediler, bu yedi evladımız sizin de evladınızdır. Gerektiğinde bu vatan için hepimiz her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Bu bilinçle evlatlarını askere gönderen ailelerin o kararlı tutumu ortadayken, bizi ne terör ne de düşman hasım çevre durdurabilir. Milletimiz hükümetine devletine güvenmelidir.

Özellikle de bölgedeki halkımız, hangi kökenden olursa olsun, bütün vatandaşlarımıza sesleniyorum . asker kardeşleriniz sizin huzurunuz için oradalar. Dün şehit olan 16 kardeşimiz, sizin huzur içinde seyahat etmeniz için o mayınları temizliyordu. Ama tek bir idealleri vardı, bu albayrağı semada tutmak ve altında yaşayan kim olursa olsun, onlara hizmet etmek. İşte 16 kardeşimiz toprağa düştü. O toprağa düşen aziz şehitler o yolu emniyet altına alırken, o yoldan geçecek olan hakkarili dağlıcalı kardeşleri için şehit düştüler. Ve onlar birkaç kilometre ötedeki ırak sınırında yaşananların türkiye’de yaşanmaması için şehit düştüler.

Doğu ve güneydoğudaki vatandaşlarımızın bu terör örgütünün vahşeti karşısında, devletimize sahip çıkacağına inanıyorum. Bu aidiyet bilincinin, bu kardeşliğin, terörle mücadelede en büyük gücümüz olduğuna inanıyorum.

Bu provokatörler, açık şekilde gördüğümüz kara propaganda örnekleriyle, batyıyı doğuya karşı kışkırtarak kardeş kavgası çıkarmak isteyenlere karşı vatandaşlarıma sesleniyorum. Türk kürt çatışması, sünni alevi çatışması çıkarmak isteyenlere karşı en büyük güvencemiz, sizin derin vicdanınızdır. Bu terör örgütü en fazla değişik illere gelen şehit cenazelerinde eğer kardeş kavgaları sesi yükselirse hedefe ulaşabilirler.

Sonraki Haber