Davutoğlu ve Merkel'den beklenen açıklama
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Angela Merkel basına kapalı görüşmenin ardından açıklamalarda bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ortak açıklama yaptı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
Almanya’nın şanşölyesi Merkel’i ülkemizde ağırlamaktan büyük memnuniyet duydum. Türkiye ve Almanya tarihi dostluğa sahip iki ülkedir ve şimdiden her soruna bu perspektiften bakmaktadır. İki ülke arasında hem siyasi hem de ticari ilişki vardır. Bu toplantının gelecek Ocak ayında Berlin’de yapılmasını bildirmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Bu toplantı için savunma, içişleri ve ekonomik bakanlıklarıyla stratejik çalışmalarla bir çerçeve oluşturmak önemli olacaktır.
Küresel ve bölgesel sorunları da kapsamlı şekilde görüştük. Suriye sorununa değindik. Suriye’de son beş yıldaki gelişmelerle ilgili her ikimiz de üzüntümüzü dile getirdik.
Suriye’deki son gelişmeleri kapsamlı şekilde ele aldık. Bütün ülkeleri duyarlı davranma konusunda çağrı yapmayı konuştu.
Yasa dışı göç bugün hiçbir ülkenin tek başına çözebileceği bir konu değildir. Bu küresel bir sorundur ve bütün ülkelerin işbirliği yapması şarttır.
Bugün 2 milyondan fazla Suriyeliye Türkiye ev sahipliği yapıyor, 7,5 milyar dolardan fazla maliyetin altına girdi.
Sayın Angela Merkel bu konuda gözü açık davrandı ve son derece insani bir tavır sergiledi. Şunu memnuniyetle ifade edeyim, Türkiye Almanya arasında ortak bir çalışma grubu 15 Ekim’de toplandı. Bir sonraki Berlin’de gerçekleşecek. Önemli olan iki çözüm bulmaktır.
KÖLN BELEDİYE BAŞKANINA GEÇMİŞ OLSUN
100 arkadaşımızı Ankara’da kaybettik, son iki gün içinde de PKK saldırıları nedeniyle 6 şehidimiz oldu.
Dün bıçaklanarak yaralanan Köln belediye başkanına geçmiş olsun dileklerimi ilettim.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında göçmenler konusunda büyük görüşmeler yapıldı. Sayın Merkel ile de birlikte bir eylem planı konusunda attığımız adımları takdir ediyorum.
Biz Türkiye olarak insan kaçakçılığına karşı birlikte çalışmaya hazırız.
GERİ KABUL ANLAŞMASI GÖÇÜ ÇÖZER
Bu çerçevede Türkiye olarak 4 konuya önem veriyorduk.
Göçün külfet paylaşımı konusunda adil bir yaklaşımın olması. Külfet ikinci dereceden önemli. Türkiye bu konuda yalnız bırakılmıştır. Sayın Merkel ile yaptığımız ikili görüşmelerde girilen yeni dönemden memnunuz.
On yıllardır süren vize konusundaki görüşmelerin nihayete ermesidir. Geri kabul anlaşması göçü yasal olarak çözer.
SCHENGEN VİZESİ İÇİN 2016 VURGUSU
2017 için planlanan Schengen konusunu 2016 içinde tamamlayabilmek için ciddi bir çaba sarf ediyoruz. Umut ediyoruz 2016 Temmuz ile birlikte hem geri kabul anlaşması hem de Schengen anlaşması devreye girer.
3. boyutu ise bu krizden biz Türkiye –AB ilişkilerine yeni bir vizyon üretilebilir miyiz? Beklentimiz ahde vefa ilişkisi doğrultusunda AB sürecine yeni bir soluk gelmesidir.
Bir hususu daha vurgulamak isterim. Son AİHM kararı göz önüne alınarak, 1905 olaylarında her türlü tarih komisyonuna destek verme konusunda her zaman atılması gereken bir adım olarak değerlendirilmiştir.
Merkel’e hoş geldiniz diyorum ve uzun ziyaret için beklendiğimiz dile getirmek istiyorum
Merkel'in açıklamalarından satır başları:
Ankara’daki patlama sonrasında hayatını kaybedenler için baş sağlığı dilemek istiyorum, geride kalanlara da baş sağlığı diliyorum. Bu konuda Türkiye’nin yanında olduğumuzu söyledik.
Milyonlarca mültecinin günü geldiğinde evlerine dönmesini isterim. Elbette hiç kimse savaş neticesiyle evden kaçmayı istemez.
İlkesel olarak doğru yolda olduğumuzu söyleyebilirim. Sayın başbakanın da dediği gibi 4 konuda Almanya’nın da destek vereceğini söylemek isterim. Vize konusu da dahil. Tabi ki bu süreci her şeyden önce ilerletmek istiyoruz. Vize konusunda bazı talepler var. Bunun için karşılıklı olarak çalışma gerekir.
Elbette bizim taleplerimiz var.
İkinci husus olarak külfetin paylaşılması var. Şu ana kadar Türkiye’nin çok fazla yardım almadığını biliyoruz. Türkiye bu konuda belirli bir sorumluluğu üstlenmiştir ve mülteciler konusunda baskı görmüştür.
Yasa dışı konusunda yapılacak bazı hususlar var. Yasal göçü nasıl hızlandırabiliriz, AB’ye yasal göçü nasıl yapacağız bu konuda çalışmalar var.
AB ile Türkiye arasındaki ilişkiler tabi ki sürdürülecek.
"KONTROLSÜZ BİR KRİZ SÖZ KONUSU"
AB üyeliği konusunda ucu açık bir husus. Almanya olarak 17 no’lu faslı açmak isteriz. Türkiye eskiden katılıyordu toplantılara. Ama artık aile fotoğrafında değil. Aday ülkelerin yeniden çalışmalara nasıl dahil edebileceğini yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Şu anda çok kontrolsüz bir kriz söz konusu, çok fazla insan akını var.
Bunun dışında New York’ta da konuştuğumuz gibi iki ülke arasında stratejik işbirliği de olacaktır. Bakanlıkların dahil olduğu bir çalışma heyeti olacaktır.
“KÜRTLERLE YENİDEN BARIŞMA KONUSUNUN GÜNDEME GELMESİNİ İSTİYORUZ”
Ortak çıkarlarımız var. Almanya her şeyden önce istikrarlı bir Türkiye’nin oluşmasını istiyor. İstikrarsızlık istemiyoruz. Seçimlerden sonra Kürtlerle yeniden barışma konusunun gündeme gelmesini istiyoruz. Ermenistan konusuna değindiğiniz sayın başbakan bu konuda da çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Suriye bağlamında son dönemde Türk hava sahasının ihlali konusunu ele aldık. Merkel de Türkiye’nin güvenliği konusunda işbirliğinin devam edeceğini söyledi ve bundan sonra askeri bakımdan daha yakın ilişki içinde olacağız.
Suriye’de mevcut İran kökenli milisler, DAEŞ, Rus saldırılarının Halep’teki göçleri artırmaması için adım atılması önceliğimizdir. Halep ve çevresine yönelik hava operasyonları ve DAEŞ’in de Halep’e yönelik saldırıları bizi telaşlandırmaktadır. Bu konuda Merkel’e de elimizdeki askeri bilgiler dahilinde paylaşımlar da bulunduk. Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel yönetimine Almanya da destek veriyor
Teröre karşı mücadele uluslararası bir yükümlülük. Türkiye bugün DAEŞ, PKK ve DHKP-C örgütlerinin eş zamanlı saldırılarına maruz kalıyor. Bugün bir kez daha terör saldırılarında hayatını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum.
MERKEL:
New York’ta uluslararası güvenli bölge konusunu ele aldık. Füze savunma sistemlerini geri çekilmesine rağmen nasıl işbirliğine devam edileceğine yönelik genel kurmay yetkilileri bir araya gelecektir.
Nato konusunda da işbirliğine devam edeceğiz.
SORU: Türkiye ile ilgili olarak güvenli ülke konusunu da ele aldınız mı?
Türkiye üye adayı ülkedir. Şimdi de bunu dikkate almamız gerekiyor. PKK’ya karşı bir mücadele söz konusu. Almaya’ da da bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu konuda işbirliğimiz devam edecektir.
SORU: 6 başlık talebine nasıl bakıyorsunuz, Rumları nasıl ikna edeceksiniz AB üyeliği için? 3 milyar Euro’luk yardım Türkiye’ye ayrılan fondan mı?
Tabi ki diğer fasıllar da çok önemli . Tabi ki üyelik için bütün ülkelerin onayı gerekir. Tabi ki Kıbrıs için biz de destek olacağız. Fon ve diğer konulara bakıldığında, Türkiye’nin durumunu anlıyoruz. Sözü verilen paraların ödenmediğini biliyoruz. Ek bir ödeme söz konusu olduğu için ayrıntıları daha sonra ele alacağız.
DAVUTOĞLU:
Ağır bir tablo ile karşı karşıyayız. Türkiye şimdiye kadar Suriyeli kardeşlerimizi misafir ederek görevini yerine getirdi. Bu mutabakatı karşılı iki tarafın yaptığı bir mesele olarak ele alınmamasını rica ederim. Karşılıklı olarak Almanya Türkiye çetin müzakere yapıyor demek doğru değil. Bir mesele var ve bunun için ortak bir çözüm bulunması için çabalıyoruz. Eminim bu meseleyi birlikte çözme konusunda ilerleme kaydedeceğiz.
SORU: Hassas bir dönemde Türkiye’ye geliyorsunuz seçimlere iki hafta kala?
MERKEL:
Siyasi açıdan oldukça önemli olan hususlar var. Seçim dönemi olmasına rağmen bunları ele alabiliriz. Göç söz konusu olduğunda, insanların kaçışı söz konusu olduğunda bunların ele alınması gerektiğini biliyoruz.
Mülteciler konusunda Türkiye’yi desteklemek istiyoruz ama zamanı geldiğinde Avrupa’ya düzenli yasal göçü de kabul edeceğiz.
Eğitim söz konusu, sağlık hizmetleri söz konusu Türkiye bu konuda özel çaba sarf etmektedir. Ortak görevlerimiz var.
BAŞBAKAN:
Türkiye demokratik bir ülke. Seçim sonuçları şu ya da bu ülkenin başbakanının ziyaretiyle etkilenmez. Kampanyalar devam ediyor. Seçim şartları ne olursa olsun. Türkiye ve Almanya için bir zaman şartı gerekmez. Bir tek insanın canını kurtarabileceksek, bir kez daha Aylan Kurdi bir mülteci çocuğun sahile vurmasını engelleyeceksek, hiçbir siyasi hesap gözetilemez. Bunun siyasi köşelere çekilmesini her şeyden önce bu insani boyuta karşı görüş olarak görürüm. Merkel tamamen insani bir görev olarak Türkiye’yi ziyaret etmiştir. İnsani ziyaretinden dolayı kendisine teşekkürü bir borç biliyorum.