Cumhurbaşkanlığına bağımsız adaylığın faturası 15 milyon TL
2019 yılında yapılması planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, parti üyesi olmayanlar 100 bin imza toplayarak Cumhurbaşkanı adayı olabilecek.
İmzalara noter şartı getirilmesi halinde her bir belgenin 150 lira olacağı, bunun da 15 milyon TL'ye kadar dev bir masraf ortaya çıkarabileceği belirtiliyor.
Konuyu hukukçular değerlendirdi. İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Anayasa değişikliğinin gerektirdiği yasal düzenlemelerin 6 ay içinde yapılması gerektiğini, ancak halen yapılmadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Ersan Şen ise yapılacak düzenlemenin masraflı olması durumunda seçme-seçilme hakkının engelleneceğini kaydetti.
"HENÜZ BU DÜZENLEMEYLE KARŞILAŞMADIK"
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Anayasa çok açık bir biçimde bu anayasa değişikliğinin gerektirdiği yasal düzenlemelerin 6 ay içinde yapılması gerektiğini söylüyor. Ancak bu 6 aylık süre geçmesine rağmen henüz bu düzenlemeyle karşılaşmadık" dedi. Seçime kadar değişikliklerin yapılmış olması gerektiğini ifade eden Durakoğlu, "Önemli olan parti grupları ya da partilerin gösterecekleri adaydan çok, 100 bin imzayla gösterilecek adayın hangi biçim, şekil ve kurallara bağlı olarak gösterileceği konusu. Bu her alanda şu anda tartışma yapılan konu" dedi. 100 bin imzanın nasıl toplanacağı ve güvenirliliğinin hangi şartlarla sağlanacağı konusunda da vatandaşa kolaylık sağlanması gerektiğini söyleyen Durakoğlu, bu imzaların noter kanalıyla toplanması halinde çoğulculuğun sağlanmasının güç olacağını vurguladı. Durakoğlu, "Şimdi 100 bin imzanın bir Cumhurbaşkanı adayı belirleme noktasında yeniden noter kanalıyla belirlenmesi, istenmesi, talep edilmesi ya da yasanın bu şekilde düzenlenmesi hiç şüphe yok ki özellikle çoğulculuğun sağlanması bakımından güç olacaktır. Özellikle ekonomik anlamda büyük güçlükler içerecektir ve demokrasi açısından da ahlaki temelde de çok büyük güçlükler çıkarabilecek özellikler arz edecektir. Dolayısıyla yapılması gereken şey 100 bin imzanın toplanmasında mümkün olduğunca kolaylığın sağlanması şeklinde bir kanuni düzenlenmenin yapılmasının tercih edilmesidir" diye konuştu.
"100 BİN İMZANIN TOPLANMASINA GETİRİLEN GÜÇLÜKLER İRADENİN YANSITILMASINI ENGELLER"
Yasal düzenleme için güvenilirlik sağlanmak isteniyorsa noterin kullanılabileceğini ancak bu durumda harç ücretinin düşük tutulması gerektiğini ifade eden Mehmet Durakoğlu, "Mesela 10 liraya yapılabilir bu iş. Oysa bugün noter harçları itibariyle baktığınızda, onlara yüklenen vergiler itibariyle de baktığınızda 100 bin imzanın bugünkü koşullarda sanki bir ihtarnameymiş gibi düzenlenmesi halinde ortaya çıkabilecek tutarlar çok yüksek olacaktır. Bu da 100 bin imzanın toplanmasını seçmenin iradesine rağmen olası olmaktan çıkaracaktır. Burada önemli olan nokta seçmen iradesinin yansıtılıp yansıtılmadığının yansıtılıp yansıtılmak istenmediğinin açık bir biçimde ifade edilmesidir. 100 bin imzanın toplanmasına getirilen güçlükler, iradenin yansıtılmasına konulan engeller anlamına gelecektir. Bu demokratik olmayacaktır" dedi.
"KOLAYLAŞTIRMAK DEMOKRASİ KÜLTÜRÜMÜZÜN GÖSTERGESİ OLACAK"
"İlk turda herkesin kendi iradesini ortaya koyabileceği bir şeklin mutlaka tespit edilmesi gerekiyor" diyen Mehmet Durakoğlu, "Bu da çok kolay olmalıdır. Hatta bilişim teknolojileri kullanılarak dahi imza verilmesinin temini mümkündür. Üstelik bu alanda da güvenirlik sağlamak olasıdır. Bütün bunları kolaylaştırmak gelecekteki demokrasi kültürümüzün göstergesi olacaktır. Bu açıdan çok önemsenmesi gereken bir tablo" ifadelerini kullandı.
PROF.DR. ERSAN ŞEN: "PAHALI OLURSA SEÇME-SEÇİLME HAKKINI ENGELLER"
Ceza hukukçusu Prof.Dr. Ersan Şen de 100 bin seçmenin adayını nasıl göstereceği konusunda henüz bir uyum kanunun çıkmadığını belirterek "Biz şu anda kanunu görmedik. Buna uyum kanunu diyebiliriz. Yani o 100 binin ne şekilde ortaya koyulacağı, ne şekilde o imzaların toplanacağı, yedieminler vasıtasıyla mı toplanacak, noter vasıtasıyla olabilme ihtimali var veya yok. Var evet ama çok pahalı olabilir, masraflı olabilir. Bu seçme hakkını, seçilme hakkını engeller" dedi.
"15 MİLYON MASRAF OLURSA 100 BİN SEÇMENİN ADAY GÖSTERMESİ UYGULANAMAZ HALE GELİR"
100 bin kişinin noter kanalıyla imza vermesi halinde bu masrafın toplamda 15 milyonu bulabileceği şeklindeki soruya ise Ersan Şen, "Bu olmaz, bu tip bir dayatma getirilirse bu Anayasa'ya aykırı olur. Çünkü neticede siz 100 bin insanın iradesine ipotek koyuyorsunuz. Yani öyle bir masraf öngörüyorsunuz ki onun yerine getirilebilmesini mümkün kılmıyorsunuz. Yani devlet buna destek olacak. Siz Anayasa'da demişsiniz ki en az 100 bin seçmen aday gösterebilir. Herhangi bir kısıtlama getirmemiş. Demişsiniz ki bu kanunla bunları düzenle, düzenlerken öyle bir düzenliyorsun ki imkansız hale getiriyorsun. Zorlaştırıyorsun, bu o kanunun iptaliyle sonuçlanır. Çünkü niye Anayasa Mahkemesi kişinin seçme seçilme hakkını korumak zorundadır. Bu siyasi bir hak. Önemli bir hak" diye konuştu. Şen, "Zor bir süreç ama kanun koyucu belki Yüksek Seçim Kurulu'nun önerileriyle bu sistemi kolayca uygulanabilir, denetlenebilir ve ucuz bir yöntem olarak belirler. Ama dediğiniz gibi 15 milyon masrafla, siz bu 100 bin seçmenin aday göstermesini neredeyse uygulanamaz hale getiriyorsunuz. Kim, öyle bir serveti nasıl yapacak. Ya halk toplayacak, halkı öyle bir yükün altına sokup da devleti mi zenginleştireceksiniz, noterle bunu da yapmamak lazım. İlaha noter de demiyorum, yediemin usulleri belirlenebilir" şeklinde konuştu.