Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Hedef Türkiye'dir''
Bayburt'ta düzenlenen AK Parti İl Kongresi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Bayburt'ta düzenlenen AK Parti İl Kongresi'nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO tatbikatında kendisini ve Atatürk'ü hedef alan skandala sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Mesele şahıs, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir. İşte en son NATO tatbikatında hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, hem de şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler, bir skandala imza attılar. Bugüne kadar bize yapılan saldırıları gizleyemedikleri sevinçle karşılayanların, işin içine Atatürk de dahil edilince meselenin gerçek yüzünü anlamış olduklarını ümit ediyorum. Açıklamaları da olumlu buluyorum. Mesele şahıs, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin satır başları şöyle:
Türkiye 2019 kavşağını da geçtikten sonra inşallah çok daha güçlü ve hızlı bir şekilde hedeflerine ilerleyecektir. Ben size inanıyorum. Bugünkü kongre 2019 seçimlerinin hazırlık kongresidir.
Hem değişim, hem yenilenme. Kim ne derse desin… Biz kendimizi yenilemekten asla korkmadık, korkmayız. Bir ayağımızı kadim değerlerimize sabitliyoruz, diğeriyle de daha iyinin, yeninin peşinde koşuyoruz. Yunus Emre’nin dediği gibi, 'Biz sevdik, aşık olduk. Sevildik, maşuk olduk. Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası.'
İşte dün Rize’yi yaptık, şimdi Bayburt’ta buradayız, biraz sonra Gümüşhane’de olacağız. Şubat sonuna kadar bütün kongrelerimizi bitireceğiz. Kongrelerimiz vasıtasıyla bizi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroları da oluşturuyoruz.
'MAKAMLAR GELİP GEÇİCİDİR'
Siyaset bir bayrak yarışıdır. Biz hep ne diyoruz? Biz bu milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız. İşte bizi diğerlerinden ayıran budur. Her zaman bunu ifade ediyorum. AK Parti bir davadır, bir dava hareketidir. Şahsım dahil herkes bu kutlu davada sadece birer nefer konumundadır. Zaten nefer olmayı hazmedebiliyorsak zafer yakındır.
Gençler şunu unutmayın, makamlar gelip geçicidir. Vatanımıza hizmet için makamlar birer araçtır, fırsattır. Kimsenin bu makamları araç olmaktan çıkartıp amaç haline getirmesine bizler rıza göstermeyiz. Bizler oturduğu koltuklardan, sahip olduğu payelerden güç alan, hayata sadece bu pencereden bakan insanlardan olamayız. Geride hoş bir seda bırakmak için çalışan insanlar olmanın mücadelesini veriyoruz, vermeliyiz.
'ÖNEMLİ OLAN HATADA ISRAR ETMEMEKTİR'
Sonunda gideceğimiz yer neresi? Boyumuz kadar bir mezar. Bir şey gelecek mi bizle beraber? Gelmeyecek. Servetler gelecek mi? gelmeyecek. Makamlar gelecek mi? Gelmeyecek. Ve hoca efendi musalla taşında bizi oraya yerleştirdikleri zaman ne diyecek? Cumhurbaşkanı niyetine demeyecek, şu bakan bu bakan niyetine demeyecek.
Trilyarder milyarder niyetine demeyecek. “Er kişi niyetine, hatun kişi niyetine” diyecek, sırtlayıp götürecekler, mezara yerleştirecekler. Mezara yerleştirdikten sonra yanında yarım saat 45 dakika kalınır, dualar okunursa ondan sonra giderler, inanın ondan sonra yanınıza uğrayan ya olur ya olmaz. Vefalılar uğrar ama vefasızlar hiç uğramaz. Yani sana eğer hiç olmazsa vefalı evlatlar, vefalı yakınlar, zaman zaman o mukaddes kitabımızdan bazı sureler okursa öp başına koy.
Bunun için de sürekli nefsimizi hesaba çekmeli, eksik ve hatalarımızla yüzleşerek gidermeliyiz. Noksanımız, hatamız olacaktır. Önemli olan hatada ısrar etmemektir.
'SİZ DÖNÜP KENDİNİZE BAKIN'
Biz değişim dedikçe birilerinin uykusu kaçıyor. Genel başkan değişikliğini dahi kasetle, türlü ayak oyunlarıyla yapabilenler AK Parti’nin bu süreçleri şeffaf şekilde yürütmesinden rahatsız oluyor. Şark kurnazı bu çevrelere diyoruz ki, siz dönüp kendinize bir bakın. Bunların pişkinliğini hayretle izliyoruz. Bunların iki yüzlülüğüne daha fazla tahammül göstermeyeceğiz.
Gazete köşelerini tutmuş, TV ekranlarına ipotek koymuş, kültür ve sanat dünyasını esir almış bir avuç millet düşmanının ülkemizin ortak değerlerini sömürmesine sessiz kalmayacağız. Gazetelerinde şehitlerimize şehit demeye bile dilleri varmaz. FETÖ’nün söylemlerine borazanlık yaparlar diğer taraftan da cumhuriyetimize sahip çıkmaktan bahseder. 'Kurt gitti yazıya, meydan kaldı cıngıllı tazıya' Bunların da sesleri sadece meydanı boş zannettiklerinde çıkıyor. Meydanı asla bu kifayetsiz muhterislere bırakmayacağız.
Türkiye’de demokrasi düşmanlığı, ezan bayrak düşmanlığı yaptığınız günler artık sona ermiştir. Pensilvanya’daki şarlatan gibi ihanet şebekelerinin devri de bitmiştir.
Biz kendi yolumuzdan dönmeyeceğiz. 2019 yaklaştıkça elbette Türkiye’ye çelme takmak isteyenlerin operasyonları da artacaktır. Son birkaç gündür yaşadıklarımız gerçeği görmek isteyenler için yeterlidir. Geçtiğimiz aylarda Avrupa ülkelerinin başkentlerinden birinde alnımıza silah dayanmış posterlerle gösteriler yapılmıştır. Bir başka Avrupa ülkesinde şahsımın öldürülmesine araba vaat eden densizler ortaya çıkmıştır. Diğer terbiyesizlikleri saymıyorum. O zaman zannediyorlardı ki sorun Tayyip Erdoğan’dır… Değil değil, sorun AK Parti’dir. Çünkü AK Parti bunların oyunlarını bozdu.
'BİR SKANDALA İMZA ATTILAR'
Mesele şahıs, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir. İşte en son NATO tatbikatında hem Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, hem de şahsımı hedef tahtasına yerleştirdiler bir skandala imza attılar. Bugüne kadar bize yapılan saldırıları gizleyemedikleri sevinçle karşılayanların işin içine Atatürk de dahil edilince meselenin gerçek yüzünü anlamış olduklarını ümit ediyorum. Açıklamaları da olumlu buluyorum. Mesele şahıs, parti meselesi değildir. Hedef Türkiye’dir, Türk milletidir.
Önümüzdeki dönemin çok daha çetin sınamalarla dolu geçeceğini tahmin etmek zor değil. Ticaretten diplomasiye kadar her alanda 15 yıl öncesiyle karşılaştırılamayacak bir Türkiye var. Şimdi kendi silahını yapan bir Türkiye var. Şimdi yerli otomobilini yapmaya hazırlanan bir Türkiye var.
Bizi 1980’lerin 90’ların Türkiye'siyle karşılaştıranlar büyük bir yanılgı içindeler. Türkiye istiklalinin kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklara borçlu bir ülke de değildir. Onlar tarih oldu tarih. Biz 1071’den beri vatanımız olan bu topraklarda başı dik ve özgür yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Şimdi İstanbul, Ankara, İzmir Türkiye’nin büyük vilayetleri ama en büyüğü İstanbul. Biliyorum ki yoğun Bayburtlu kardeşlerimle doludur.