Cumhur İttifakı'nda derin çatlak: ''Erdoğan'a yakın isimler rahatsız'' iddiası

Yeni anayasa, “laiklik” açıklamaları, “seçim barajı, dar ve daraltılmış bölge sistemleri” gibi konu başlıklarının, Cumhur İttifakı’nda, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakın bazı isimlerin MHP ile ittifaktan duyduğu rahatsızlığın kamuoyuna yansıması” olarak nitelendiriliyor. Partide ve Saray’da etkin olan bu ekibin, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, başta anayasa olmak üzere, pek çok konuda AK Parti’den rol çaldığı ve ikinci bir parti konumuna düşürdüğü”, Bahçeli’nin ise “bu ekibin varlığından haberdar olduğu ve bu nedenle her yazılı açıklamasında ittifaka vurgu yaptığı” kaydediliyor. MHP kanadında, “söz konusu ekibin ‘ittifakta çatlak var’ algısı oluşturmak istediği, Türkiye’ye ikinci bir çözüm süreci dayatmaya çalıştığı” düşüncesi hâkimken, AK Parti’de ise “tüm hesaplar 2023 seçimleri üzerine yapılıyor.”

Cumhuriyet'ten Selda Güneysu'nun haberine göre Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “laiklik karşıtı” sözleri gündemdeki yerini korurken, eski AK Parti milletvekili Resul Tosun’un, “laikliğin anayasadan çıkarılması gerektiğine” yönelik ifadeleri tartışmayı büyüttü. AK Parti kanadından gelen “yeni anayasada ilk dört maddenin dilinin revize edileceği, Siyasi Partiler Yasası’nda AK Parti’nin aslında yüzde 5 seçim barajını istediği” gibi haberler, “Cumhurbaşkanlığı ve AK Parti içinde, Erdoğan’a yakın bazı isimlerin MHP ile ittifaktan rahatsızlığının gün yüzüne çıkması” olarak nitelendiriliyor. Hem AK Parti’deki hem de MHP’deki kaynaklar, bu durumu şöyle özetliyor: 

‘Çatlak var’ izlenimi: MHP’de son dönemde “Türkiye’nin sinir uçlarıyla oynayan tartışmaların, bilinçli olarak yapıldığı” ifade ediliyor. Bunun da tek amacının “kamuoyunda ‘ittifakta çatlak var’ izlenimi yaratmak olduğu” vurgulanıyor. MHP lideri Bahçeli’nin, ittifak üzerinde “yara açmayı” hedefleyen bu tartışmaları yakından takip ettiği ve bu nedenle her açıklamasında “Cumhur İttifakı” vurgusunu yaptığı, aslında bu vurgunun “Cumhur İttifakı’nda ayrışma varmış gibi göstermek isteyen AK Parti’lilere bir mesaj olduğu” belirtiliyor. Bahçeli’nin, Diyanet’i tartışmaların içinden çekmek için önce Erbaş’ı sahiplenen bir açıklama yaptığı ancak Tosun’un açıklamalarının ardından çizgiyi net bir şekilde çizdiği ifade ediliyor. Bahçeliden gelen, net laiklik açıklamasının MHP ile ittifaktan rahatsızlık duyan AK Parti’deki ekibe mesaj olduğu vurgulanıyor.

Söylemlerin hedefi: MHP’nin yeni anayasa teklifini, “AK Parti’den önce açıklaması da AK Parti içerisinde ‘rol çalma’ olarak nitelendiriliyor. Bu durumdan rahatsız olan AK Parti’li ekibin de ilk dört madde söylemi başlatarak MHP’yi rahatsız etmeyi amaçladığının altı çiziliyor. 

Büyükşehirler etken: AK Parti’de başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, büyükşehirlerin yerel seçimlerde kaybedilmesinin nedeni, “MHP ile ittifak” olarak görülüyor. AK Parti içindeki ekibin, “İstanbul ve Ankara’da da AK Parti’nin oyunun MHP ile ittifak nedeniyle düştüğü” tezi üzerinde durduğu kaydediliyor. 

Yıldırım ‘denge’ unsuru: AK Parti’de, “gerek Cumhurbaşkanlığı’nda gerekse parti içinde MHP ile ittifaktan rahatsız olan ekibin dengelenmesi” amacıyla, MHP’nin son kurultayında eski Başbakan ve TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın “genel başkan vekili” olarak bizzat Erdoğan tarafından gönderildiğinin de altı çiziliyor. Kaynaklar, “AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un, ‘AK Parti iktidarda tek güç olmalı’ görüşüne sahip olduğu, Yıldırım’ın ise ‘ittifaktan yana olduğunu’” belirtiyor. Ancak bu dengenin Yıldırım ile AK Parti içinde “bir nebze olsa sağlansa da Cumhurbaşkanlığı ekibi içinde sağlanamadığı” konuşuluyor.

MHP’NİN KABUL ETMEYECEĞİ VAATLER
İkinci “çözüm süreci” isteği: Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin söylemlerin “AK Parti içinde yeni bir çözüm süreci isteyen ekip tarafından ortaya atıldığı” düşünülüyor. “HDP’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da oy kaybettiğini” düşünen iktidar kanadı, oyların “bölgede ikinci güç olan AK Parti’ye kaymasını” hedefliyor. Bu nedenle AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı içindeki bu ekibin, “Kürt seçmene yeni vaatlerde bulunulmasını istediği” ifade ediliyor. Bu vaatlerin ise “MHP’nin kesinlikle karşı çıkacağı ‘anadilde eğitim, Türk milleti kavramının yeniden belirlenmesi’ gibi vaatler olduğu” ileri sürülüyor. MHP’ye göre ise böylesi vaatlerin “Türkiye’yi ikinci bir çözüm sürecinin ortasına sürükleme riski” bulunuyor. MHP, AK Parti ile ittifakta “ikinci bir çözüm süreci inşasına asla yanaşılmaması gerektiğinin” altını çiziyor. Ancak “AK Parti içindeki bu ekibin MHP ile ittifak nedeniyle partinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde oy kaybettiği tezini ortaya attığı” belirtiliyor.