Cumhur İttifakı ortağı Destici ''idam'' istedi

Cumhur İttifakı ortağı BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, idam cezasının geri getirilmesini istedi.

BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Destici, İsrail’in saldırılarına ve soykırımına hiçbir uluslararası kuruluşun tepki göstermediğini belirterek, “Mesela UNESCO, herhangi bir ülkede meydana gelen sıcak çatışmada, hemen müdahale etmeye çalışarak, kültürel ve ortak değerlerin korunması üzerinden diyalog söylemi geliştirirken, bu kutsal topraklarda yapılan saldırılara ve yıkılan kültürel mirasa asla ses çıkarmıyor. Aynı şekilde Dünya Sağlık Örgütü birçok ülkede meydana gelen çatışmalarda, taraflara tıbbi, teknik ve doktor desteği için ateşkese yönelik tavır sergilerken, İsrail’in saldırılarına sessiz kalıyor. Yine aynı şekilde UNICEF, dünya çocuk hakları konusunda, hemen her yerde, olaylara dahil olmaya çalışırken, Filistin’de binlerce çocuğun katledilmesine sesini çıkarmıyor. Yazıklar olsun diyorum. Ayrıca, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında, tespit edilebilen 166 gazeteci hayatını kaybettiği açıklandı. Uluslararası basın kuruluşlarından tık yok. Gerçek manada tepki yok. Türkiye’de gazeteci olduğu için değil terör örgütü ile iltisaklı olduğu ve teröre destek verildiği için hukuki muameleyle karşı karşıya kalan sözde gazetecilere sahip çıktıklarının 10’da 1’i kadar terörist İsrail tarafından öldürülen gazetecilere ve basın mensuplarına sahip çıkamıyorlar. Yaşanan vahşeti, soykırımı lanetliyor, hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum” diye konuştu.

‘HER GÜN BİRBİRİNE BENZEYEN BÖYLE FELAKETLERLE KARŞILAŞMAKTAN BIKTIK’

BBP lideri Destici, Türkiye’de belirli suçların cezalarının ve infaz sisteminin yetersiz olduğunu yıllarca dile getirdiklerini ifade ederek, şunları söyledi:

“Cezalar yeterli değil. Cezalar işlenen suçların karşılığı değil. Bugünün ceza hukuku, suçları engelleyemiyor. Toplumu, çocuğumuzu, kızımızı, kadınımızı, polisimizi koruyamıyor. Kamu vicdanını tatmin etmiyor. Milletimiz suçluların cezalandırıldığına, cezalandırılacağına da inanmıyor. Suçluların 10-15 yıl arası sürelerde hapisten çıktıklarını, pek çoğunun yeni suçlar işleyip, yeniden insanlarımızın, ailelerin hayatlarını mahvettiklerini hep birlikte gördük. Önceki gün pırıl pırıl bir evladımızı, görevi başındaki polis memuru Sivaslı kızımızı kaybettik. Çok üzgünüm, aynı zamanda çok da kızgınım. Toplum olarak da çok kızgınız. Şehit polisimiz Şeyda Yılmaz’a, Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Evladımızın, ailesinin de dilediği gibi ahirette Şehit Muhsin Başkanımıza komşu olmasını niyaz ediyorum. Bir kez daha ifade ediyorum. Çok üzgünüm. Bir o kadar da çok kızgınım. O sapığın, caninin bedelini ödeyeceğini de bilmesini istiyorum. Katilin suç dosyası her yerde yayınlandı. Bir cinsel taciz, 2 çocuğa cinsel istismar, 2 mala zarar verme, bir hırsızlık, bir gasp, 2 yağma, 2 kasten yaralama, 8 ayrı uyuşturucu kullanma ve bir uyuşturucu ticaretinden kaydı bulunan suç makinesinin, suçların tümünden adli kontrol kararı alıp, hiç cezaevine girmediğini duyuyoruz. Böyle bir hukuk sistemi olabilir mi? Bu şu demektir; hukuk yok. Suçun karşılığı yok demektir. Biz eleştirilerimizde haklı çıkmak istemiyoruz. Ama durum bu. Hala bazıları utanmazca polisimiz eleştiriliyor. Başta muhafazakâr maskesi takan PKK soytarısı sözde milletvekiline ve herkese söylüyorum ki; polisimizin sadece şehit olduğunda haklı sayıldığı sistemi yıkacağız. Bir kez daha söylüyorum. İdam bir zarurettir ve mutlaka getirilmelidir. Her gün birbirine benzeyen böyle felaketlerle karşılaşmaktan biz de bıktık, milletimiz de bıktı. Her gün, önceki suçların cezasız kalmasının başka hayatlara mal olmasından biz de bıktık, milletimiz de bıktı. İdam cezası mutlaka hayata geçirilmelidir. İdamla birlikte, tahliyesiz müebbet hapis cezası da hukuk sistemimiz içinde hayata geçirilmelidir.”

Sonraki Haber