CHP ''sağ''a mı kayıyor ? İşte Kılıçdaroğlu'nun önündeki CHP raporu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sunulan raporda, "İttifaklar yapılırken 'CHP sol düşünceden uzaklaşıyor, sağa kayıyor' algısı yaratılmamalı ve parti tabanındaki ideolojik düşüncelerin dengeleri korunmalıdır" dendi.
CHP İktidar Hareketi Kurucu Başkanı Rufay Karahan ve beraberindeki heyet, önceki gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na hazırladıkları raporu sundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) makam odasında gerçekleşen görüşmede Karahan, hazırladıkları dosyayı Kılıçdaroğlu’na verirken, "Sokağın dilini, nabzını sokağın diliyle getirdik" dedi.
Milliyet gazetesinden Mehtap Gökdemir'in haberine göre raporda, bu hareketin bir 'parti içi muhalefet hareketi' olmadığı, herhangi bir kişi, grup, platform ya da hareketin bileşeni ya da işbirlikçisi konumunda bulunmadığı vurgulandı. Raporda, değerlendirme ve önerilere yer verildi:
'Ekipçilik yapana müeyyide'
"Parti örgütlerimizde ‘ekipçilik ve tarafçılık’ anlayışının terk edilmesi bizzat Sayın Genel Başkan tarafından imzalanacak bir genelge ve görsel bir hitap ile örgütlere duyurulmalı, bu karara uymamakta ısrar eden örgütlere acil müdahale ve müeyyidelerin uygulanacağının kararlı bir şekilde ifadesi sağlanmalıdır.
'Delegelik sistemi kalksın'
Her hal ve şartta, her görev ve her makam mutlaka üyelerin katılımıyla yapılacak seçimle sonuçlanmalıdır. Üyelere; ‘üyeliğin önemli bir görev olduğu’ bilincine yönelik çalışmalar yapılmalı ve üyeliğin sadece delegeleri seçmek için oluşturulmuş bir görev olmadığı konusu işlenmelidir. Yanlış uygulamalara ve sonuçlara sebep olan delegelik sistemi kaldırılmalıdır.
'Denge korunmalı'
Genel seçimlerin kazanılmasına yönelik çalışmalar içerisinde ittifaklar önemli ve gereklidir. İttifaklar yapılırken ‘CHP sol düşünceden uzaklaşıyor, sağa kayıyor’ algısı yaratılmamalı ve parti tabanındaki ideolojik düşüncelerin dengeleri korunmalıdır.
'Kürt seçmen'
Merkez sağ partiler ile yapılacak ittifaklarda partinin sol-sosyal demokrat değerlere bağlılığından koparılmadığı vurgulamasının yanında, HDP ve Kürt seçmen varlığını korkmadan, çekinmeden sosyal ve siyasal yaşamın gerçekliği ve bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesinin gerekliliği anlatılmalıdır.
Türkiye’nin hali hazırda gerek bölgesel ve gerekse metropoller de ‘belli bölgelerde kümelenmiş siyasal düşünce yapısına göre, müteddeyin - muhafazakar seçmen tabanının hassasiyetlerini bilmekle birlikte özellikle Kürt seçmen inisiyatifini ve temsiliyetini içinde yoğunluklu olarak barındırmayan ittifakların iktidar olma olanağı zayıftır’ düşüncesi hâkimdir."