Burdur'da Toplu Açılış Töreni

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "(Anayasa Mahkemesinin Dündar ve Gül ile ilgili 'hak ihlali' kararı) Ben Cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam. Ama Anayasa'yı korumak benim de görevim. Ben de diyorum ki Anayasa'nın 104. maddesin

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın "Anayasa Mahkemesinin verdiği karar herkesi bağlar" sözlerini hatırlatarak, "Doğru, seni de bağlar. Ben cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam. Ama Anayasa'yı korumak benim de görevim. Ben de diyorum ki Anayasa'nın 104. maddesine uy. İlk fıkrasını alıp diğer fıkrasını bir kenara koyma" dedi.

Erdoğan, Burdur Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, bu ülkenin "Edirne'ye Enver gireceğine Bulgar girsin" diyecek kadar iktidar mücadelesinde dengesini kaybedenleri de gördüğünü söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi de 'Şu andaki iktidar yerinde kalacağına Rus gelsin, Suriye gelsin' diyenler var bu ülkede. Evet bunlar var. Maalesef parlamentodan kalkıp Moskova'ya gidip Rus Dışişleri Bakanı ile görüşüp, ardından da PYD'ye, YPG'ye Moskova'da ofis açtıranlar var bu ülkede" diye konuştu.

Devletin bu zor şartlar altında her şeyin asgarisine razı olarak kurulup bugünlere getirilebildiğini kaydeden Erdoğan, "Parlamentonun içinde teröre bulaşanlar varsa -ki var- bunlar bedelini ödemelidir. Anayasa ne diyorsa bunun gereği yerine getirilmelidir. Millet bunu bekliyor. Öyleyse milletin beklentisine cevap verilmelidir" dedi.

"Bugün bize 780 bin kilometrekare vatan toprağını, 79 milyon nüfusu çok görenler, ülkeyi parçalamak, bölmek için tüm güçleriyle saldırıyorlar" diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:

"Bilhassa son 3 yıldır yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüfi değildir. Birbirinden bağımsız da değildir. Paralel örgüt, bölücü örgüt, şu bu vesaire... Hepsi de farklı görünümlerde, farklı isimler, farklı yöntemlerle, farklı amaçlar için, öyle görünüyorlar ama hedef aynı. Milletimiz bunların gerçek yüzünü gördüğü, gerçek niyetini bildiği için hamdolsun hiçbirine de prim vermedi, vermiyor. Maalesef bu mücadelede hala ciddi zorluklarımız var. Öyle ki kamu kurumlarında görev yapanlar arasında dahi karşımızdaki sorunun mahiyetini kavrayamayanlar olduğunu görüyoruz. Türkiye, 2014 yılı başında kamuoyunda MİT tırları hadisesi olarak bilinen büyük bir ihanet olayına şahit oldu. Ülkemizin güvenliğine, milletimizin menfaatlerine yönelik bu saldırının failleri bugün adalete hesap veriyor. Bu olayı, Türkiye'yi uluslararası kamuoyunda köşeye sıkıştırmanın aracı olarak kullanmak isteyenler var. Bu meseleyi farklı biçimlerde sürekli gündeme getirmenin çabası içindeler. Son olarak bir gazete de aynı oyunda figüranlık yapmaya kalkınca sorumluları adalete hesap vermek mecburiyetinde kaldı. Kendilerine yapılan suçlama 'casusluk' gibi gerçekten ağır ve dünyanın her yerinde karşılığı olan bir iddiadır. Sorumlularla ilgili soruşturma yapılmış, savcılar harekete geçip tutuklama talebinde bulunmuş, mahkeme de tutuklama kararı vermiş. Halen konu yargı aşamasında."

Anayasa Mahkemesinin, anayasayı açıkça hiçe sayarak kendisini mahkemenin yerine koyduğunu belirten Erdoğan, mahkemenin bireysel başvuru hakkıyla ilgisi olmayan bir karar verdiğini savundu. Anayasa Mahkemesinin yargı süreci bitmediği halde tutukluluk süreci içinde olan kişiler hakkında verdiği karara işaret eden Erdoğan, daha önceden yapılmış binlerce başvuruyu görüşmeyi beklerken bu davadan yargılanan kişilerinin tutukluluk halleriyle ilgili çok hızlı bir süreç işletildiğine dikkati çekti.

- "Bu aceleniz ne, ne oldu da bu kadar acele ettiniz?"

Erdoğan, "Bu aceleniz ne, ne oldu da bu kadar acele ettiniz? Anayasa Mahkemesi oy çokluğuyla bu kişilerin tutukluluk hallerinin, şu ifadeye bak 'kuvvetli suç şüphesi olmadığı' gerekçesiyle kaldırılmasını istemiş. Bu konuda mahkeme kesinlikle yetkisi olmadığı halde işin esasına girerek karar vermiştir" şeklinde konuştu.

Anayasa Mahkemesinin hukuka aykırı bir şekilde önce kararı günler sonra da gerekçeyi açıkladığını ifade eden Erdoğan, "Sayın Başkan bana daha önceleri bizzat kendisi söylemiştir, 'Gerekçeyi hazırlamadan asla karar açıklamayız' diye. Ama ne yazık ki şimdi ben bu olayı yaşayınca gerçekten çok üzüldüm ve buradan söylüyorum, çok kırgınım. Niye, o makamda olana dürüstlük yaraşır da onun için. Bana bunu söyledi. Çünkü önceki başkanı gerekçe hazırlanmadan alelacele açıklanan kararlarda eleştiren bu arkadaşımız, bu defa alelacele böyle bir kararı açıklama konumuna gelmiştir" dedi.

Kamuoyuna ilan edilen gerekçede her şeyin bulunduğunu ancak yapılan hukuksuzluğun olmadığını kaydeden Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin, devletin ve milletin hakları, menfaatleri, çıkarları konusunda en fazla hassas olması gereken kurumların başında geldiğini söyledi.

Anayasa Mahkemesinin, başkanının da içinde yer aldığı bir kısım üyeleri eliyle Türkiye'ye yönelik en büyük saldırılardan birinin somut örneği olan bir konuda ülkenin ve milletin aleyhine bir karar almaktan çekinmediğini ifade eden Erdoğan, "İlk derece mahkeme ne demiş, casusluktan bunu tutuklamış. Siz ne diyorsunuz; 'Hayır burada böyle bir şey yok'. Oraya iade ediyorsunuz. Fakat daha önce casusluktan tutuklanmayı isteyen mahkemenin de verdiği kararı anlamıyorum. Halbuki ilk derece mahkeme de kararında direnebilirdi. Diren bakalım. O zaman Anayasa Mahkemesi ne yapacak, bir de onu görelim. Bence o verdiği kararda direnmiş olsaydı inanıyorum ki dengeler çok daha farklı gelişecekti" değerlendirmesinde bulundu.

- "Anayasayı korumak benim de görevim"

Bu konunun yargının bağımsızlığıyla uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu ifade de çok çirkin, Anayasa'dan o maddede bir yeri okuyor, 'Anayasa Mahkemesinin verdiği karar herkesi bağlar'. Doğru, seni de bağlar. Ben cumhurbaşkanı olarak vatana ihanetin dışında hiçbir suçla suçlanmam. Ama Anayasa'yı korumak benim de görevim. Ben de diyorum ki Anayasa'nın 104. maddesine uy. İlk fıkrasını alıp diğer fıkrasını bir kenara koyma. Bunun üzerinde de hassas ol. Geçmişte yargı nasıl Paralel Devlet Yapılanması örgütü tarafından çökertildiğinde karşısına dikildik ve mücadele ettiysek, bu konuda da aynı şekilde hareket etmek mecburiyetindeyiz. Cumhurbaşkanı olarak Anayasa'ya göre, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve Türk milletinin birliğini temsil etmekte, Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüyüm. Bu konuda kim yetki sınırlarının dışına çıkarsa karşısında da beni bulur. Anayasa Mahkemesi böyle bir yola girerse milletim adına ona karşı itirazlarımı dile getirmekten de çekinmem. Asıl bu tür girişimler, yanlışlar, haksızlıklar karşısında susarsam milletimin adına, itimadına layık olmamış olurum. Mesele bu."

Kendi ülkesinin ve milletinin çıkarlarına saygı duymayan bir kuruma, "Ben de bu karara saygı duymuyorum" dediğini vurgulayan Erdoğan, Anayasa Mahkemesinin kendi varlığını ve meşruiyetini tartışmaya açacak bu tür yollara bir daha tevessül etmemesini temenni etti.

Eleştirilen değil takdir edilen bir Anayasa Mahkemesi istediklerini dile getiren Erdoğan, "Tek başına bu meselenin dahi Türkiye'nin yeni anayasasının ne denli ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor. Lafzı ne kadar değiştirilirse değiştirilsin, ruhunda sorun olan mevcut anayasada ısrar etmenin hiçbir mantıki ve ahlaki bir tarafı kalmamıştır. Türkiye'yi darbe ve vesayet rejimlerinin ürünü anayasaya mahkum edenler bunun hesabını verecektir" diye konuştu.

- "Şunu görüyorlar, 'Bu millet bizden başkan çıkarmaz' diyorlar"

Erdoğan, "Çıkıyor anamuhalefetin başındaki adam ne diyor, 'diktatör bozuntusu'. Bu ne terbiyedir, bu nasıl bir terbiyedir? Siz nasıl bir siyasetçisiniz, nasıl böyle bir ifadeyi kullanırsın. Bunlardan bir şey olmaz. Bunlar bu ülkede siyaset yapamaz. Tutturmuşlar bir şey, 'Biz başkanlık istemiyoruz'. Şimdi dert başka. Onlar şunu görüyor, 'Bu millet bizden başkan çıkarmaz' diyorlar. Ondan dolayı da 'Dertsiz başımızı derde sokmayalım hiç olmazsa parlamentoya gidelim' diyorlar dertleri bu. Bütün bunlarla beraber biri masadan kaçıyor, öteki 'O yoksa ben de masada kalmam' diyor. Çocuk oyuncağı mı bu? Burada yeni anayasadan milletimizin geleceğine ışık tutacak neticeyi inşallah alalım" şeklinde konuştu.

Erdoğan, ezan okunduğu sırada alanda asılı olan bir afişin üstünde, "Biz, kısık sesleriz…minareleri/Sen,ezansız bırakma,Allah'ım!/Ya çağır şurda bal yapanlarını;/Ya kovansız bırakma, Allah'ım!/Mahyasızdır minâreler…göğü de,/Keşkehansız bırakma, Allah'ım!" yazdığını belirterek, "Mesele budur. İnşallah beraber yürüyeceğiz bu yolda" dedi.

- Törenden notlar

Belediye ziyaretinin ardından toplu açılış töreninin gerçekleştirileceği Cumhuriyet Meydanı’na gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması öncesinde Abdurrahman Karagöz ve İsmail Şengül isimli çiftçilere, 'Ceviz ve Badem Gelir Getirici Fidan' sertifikalarını takdim etti.

Erdoğan, Bucak ilçesi meydanında dev ekranda töreni izleyen vatandaşları da selamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindeki bakan ve milletvekilleriyle yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan, açılışı gerçekleştirirken ezan okunması üzerine, İstiklal Marşı'nın "Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli" dizelerini okudu ve "İnşallah bu ülkeyi, bu toprakları, bu milleti ezansız bırakma Allahım" dedi. Erdoğan, "33 ayrı eser Burdurumuza, tüm Burdurlu kardeşlerimize hayırlı olsun diyoruz, kurdelayı bu dua ve temenni ile kesiyoruz. Ya Allah, bismillah” diyerek açılışı gerçekleştirdi.

Törenin gerçekleştirileceği alanda “Güçlü ve kalkınan Türkiye’nin mimarı Sayın Cumhurbaşkanımız, şehrimize hoş geldiniz”, “Sayın Cumhurbaşkanımız, gül kokulu gönüller diyarına hoş geldiniz” yazılı pankartların yer aldığı görüldü.

Törene Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Aile Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, milletvekilleri, Burdur Valisi Hasan Kürklü ile Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz de katıldı.

(Bitti)

Sonraki Haber