Başbakan Yıldırım: Artık dur deme zamanı geldi
Başbakan Yıldırım, ''Türkçe Yaz OKulu'' kapanış programında sosyal medyada kullanılan dili eleştirdi.
Başbakan Binali Yıldırım, "Türkçe Yaz Okulu" kapanış programında yaptığı konuşmada, dilin önemine vurgu yaparak, "Ne yazık ki sosyal medya dili, gençlerimiz arasında geçerli bir yazı, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralarına serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler giderek sıradan hale geliyor. Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçeden ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye artık ’dur’ deme zamanı gelmiştir" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, bu yıl 8’ncisi yapılan Yunus Emre Enstitüsü’nün "Türkçe Yaz Okulu" kapanış programında konuştu. Yıldırım, "Yaptığınız iş çok güzel, çok hayırlı bir iş. Yunus Emre Enstitüsü’nü de tebrik ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum. Ülkeler, kültürel ve tarihi derinlikleri ile orantılı olarak ellerindeki her imkanı bu dış politika aracına dönüştürmenin gayreti içerisindeler. Türkiye olarak biz du değişim sürecinin dışında olmadık, olmayacağız. Son 15 yıl içerisinde zamanın ruhuna uygun bir şekilde dış politikada araçlarımızı zenginleştirme konusunda büyük hamleler yaptık. Bu süreçte en büyük dönüşümü dış politikada gerçekleştirdik" diye konuştu.
"EKSEN KAYMASI GİBİ TARTIŞMALARI DEVREYE SOKMUŞLARDIR"
Yıldırım, "Türkiye uzun yıllar boyunca komşuları ile medeniyet coğrafyasındaki kardeşleri ile dünyanın farklı bölgelerine yayılmış sayıları 100 milyonları bulan soydaşları ile gerektiği kadar olması lazım gelen ilişkiyi maalesef kuramadı. Kendi değerlerine yabancı hatta düşman bir zihniyet, ülkemizi ekonomik, ticari asgari, kültürel olarak tek bir merkeze mahkum etmeye çalıştı. Türkiye ne zaman yeni bir arayış içine girse, hemen çevreler tarafından iltica fobisi ile hortlatılmış, eksen kayması gibi tartışmaları devreye sokmuşlardır. Ama biz bu bel altı vuruşlara asla itibar etmedik, itibar suikastına boyun eğmedik. Ülkemizin istikbalini hedef alan bu saldırıların Hepsini de birer birer boşa çıkardık. Biz doğuya bakınca sorun ve bataklık, batıya bakınca refah ve uygarlık olarak gören bir anlayışa da teslim olamadık. Çünkü Selçuklu’nun Osmanlı’nın bakiyesi üzerine kurulan Cumhuriyetimiz, ne doğuyu ne de batıyı ihmal etme lüksüne sahip değil. Türkiye Selçuklu devletinin sembolü olan çift başlı kartal gibi bir yüzü doğuya diğer yüzü de batıya dönük bir şekilde bundan böyle de yoluna devam edecektir. Ülkemizin dış politika parametrelerinden ödün vermeden tarihimiz ile coğrafi konumumuz ile kültürel değerlerimizle çalışmalarımızı sürdürüyoruz" açıklamasında bulundu.
"ÜLKEMİZİN VE DOSTLUK İKLİMİ HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR"
Yıldırım, "Bizim için şu veya bu kuruluşun çıkarı değil ülkemizin ve ülkemizin içerisinde olduğu dostluk iklimini önemi her şeyden önce gelir. Politikalarımızın odak noktası da milletin değerleri, hassasiyetidir" dedi.
Dilin önemine vurgu yapan Yıldırım, "Dil sadece bir iletişim aracı değildir. Değerlerimizin taşıyıcısı milli kimliğin sembolüdür. Dilini kaybeden bir millet hafızasını, benliğini hatta inancını da kaybeder. Ana dilleri zayıflayan toplumların zamanla sürüleşmesi, sömürgeleşmesi, kimliğini kaybetmesi kaçınılmazdır. Kültür emperyalizmine karşı en güçlü savunma öncelikle anadilimizi korumaktan geçiyor. Ne yazık ki sosyal medya dili, gençlerimiz arasında geçerli bir yazı, iletişim diline dönüşüyor. Anlamsız kısaltmalar, aralarına serpiştirilen yabancı kelimeler, bozuk cümleler giderek sıradan hale geliyor. Dilimizi kısırlaştıran, nesiller arasındaki iletişimi yok eden, Türkçeden ziyade nevzuhur bir kuş dilini andıran bu çürümeye artık ’dur’ deme zamanı gelmiştir. Milli bir seferberlik ruhu ile çalışarak gençlerimize sözün, dilin, kelimelerin değerini ene iyi şekilde anlatmalıyız" ifadelerini kullandı.