Bakan Soylu'dan şok iddia: ''Millet İttifakı'nın ses kaydı elimizde''
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı canlı yayında Millet İttifakı ortağı 6 siyasi partiden birinin genel başkanının yetkilisinin ses kasedi olduğu iddiasında bulundu.
İçişleri Bakanı ve İstanbul Milletvekili adayı Süleyman Soylu'dan Habertürk yayınında 14 Mayıs'ta gerçekleşecek seçimlere ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Bakan Soylu'nun sorulara verdiği yanıtlardan öne çıkan başlıklar şöyle:
Her seçim risklidir. Vatandaş kendi ayağına gelmenizi ister. Bu bir sosyal mukavele. Millet size bir emanet veriyor. 5 yıl boyunca sağlığımı, güvenliğimi, çocuğumun geleceğini, yatırımlarını sana emanet ediyorum diyor. Vatandaş doğal olarak şunu istiyor; benim ayağıma gelsin ve anlatsın. Bu çok doğru bir sistem işleyişi. Vatandaş şuna bakar meselesine hakim mi, burnu büyük mü, beni kaale alıyor mu, beni ciddiye alıp, hem yaptıklarını, mevcut durumu, yapacaklarını bana anlatıyor mu? Göz ucuyla seyretmesi bile önemlidir. Ben yaptığım işin hakkını veririm. Adam size bir vekalet veriyor, bir emanet veriyor. Yaklaşık 20 gündür çalışıyoruz. Benim gördüğüm şu. Benim kıyaslama imkanım var. Geçen sefer 2. bölgede adaydım. Kıyaslayabiliyorum. Bugün Kurtuluş'taydım. Geçenki Kurtuluş'un daha fazlası. Ferah Evler'de çok yüksek katılım sözkonusu. Burada geçen senenin 1,5-2 katına yakın bazı yerlerde ciddi katılım ve destek var. Bizim seçmenimiz sahiplenmiş olayı. 14 Mayıs ve Tayyip Erdoğan'ı bizim seçmenimiz sahiplenmiş.
"2007 SEÇİMİNDE AK PARTİ YÜZDE 47 ALACAK DEMİŞTİM"
Bahçeşehir'in bir göleti vardır. Ben 2011'de siyaset yapmıyorum. Seçimin içinde de değilim. O zaman beni DP ihraç etmişti, referandumda çalıştım diye. Sonra dava ettim, kazandım ama dönmedim. Bu arada da araştırma işleriyle meşgulüz. Araştırma çevresini tanırım. Bizatihi kendimin meşgul olduğu zaman dilimi oldu. Kamuoyu pek bilmez rahmetli Şakir Süter vardı gazeteci. Onunla ortak bir iş kurduk. Ama kurduğumuz şey para kazanmaya yönelik değil; tamamen Türkiye'yi ssosyolojik olarak tanımaya yönelikti. Allah rahmet eylesin. Oradan bir çevrem var. 2007 seçimlerinde de görmüştüm AK Parti çok açık ara alıyor seçimi. Sabahları yürüyüş yapıyorum, birbirimize şaka yapıyoruz, laf atıyoruz. Seçime bir gün kaldı. 'Başkan sen tecrübelisin, seçim ne olacak?' 'AK Parti yüzde 47 alacak' dedim. 'Pazartesi biz iktidarız' dediler. Pazartesi yürüyüşe çıktık hepinin kafası önde. CHP'lilerin gerçeklikten kopuk, rasyonel olmayan birtakım arzuları ve istekleri vardı. Her seçim sonunda arzu ve istek de kalır.
"ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞINI BİRİNCİ TURDA ALIYOR"
Allah'ın izniyle birinci turda bitiriyoruz. Araştırma bugünün fotoğrafını verir. Siz deneğe şunu sorabilirsiniz; 14 Mayıs'ta kime oy vereceksin? Bugün yaşadıklarıyla, tespitleriyle oy kullanır. Arada şu anda 11 gün var. 11 gün içinde hangi gelişmeler olacağını, onu nelerin etkileyeceğini bilemeyebilir. Allah'ın izniyle Recep Tayyip Erdoğan birinci turda alıyor. CHP de, Kılıçdaroğlu da İstanbul'da da çok gerimizde. Bizim yapmamız gereken nefeslenmeden milletimize anlatmaktır.
"DARBENİN YERİNE SEÇİMİ İKAME ETMİŞ"
Biden bu konuşmasında diyor ki, 'bundan önce yaptıklarımızı beceremedik' diyor. 'Şimdi biz bu işi Türkiye'deki tüm muhalifleri bir araya getirerek 2023 seçiminde bunu sağlamalıyız' diyor. Bunu bir gazeteci söylemiyor, Amerikan başkanı söylüyor. 'Darbeyle değil de seçimle' diyor. Bu ne demek? Söylediği Kürtler meselesi de Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'dir. 'Ben ona Kuzey Irak'ta ve Kuzey Suriye'de boyun eğmedim' diyor. 'Beceremedik, seçimle yapacağız' diyor. Darbenin yerine seçimi ikame etmiş. O gün ne kurmuşsa, hangi oyunu kurmuşsa, bugün aynı oyun Türkiye'de devam ediyor. Bundan 105 yıl önce Sivas Kongresi yapıldı. Sivas Kongresi'nde 7-8 gün Türkiye Amerika'ya bağımlı olsun mu, olmasın mı tartışması yapıldı. Bunun adı manda. Bir kısım 'kabul edelim', bir kısım 'kabul etmeyelim' dedi. Manda ve himaye kabul edilemez denmiş. 104 yıldır Biden'ın ortaya koyduğu mücadele devam ediyor. 1960 darbesini Amerika yaptırdı. Bunu ben söylemiyorum. 1971 muhtırası, 28 Şubat'ı Amerika yaptırdı. İnglizi belgelerini okuyunca, hatıralarda çıkınca 'demek ki bu Amerikan onaylı darbe imiş' diyoruz. 28 Şubat'la ilgili kanaatim, işleri henüz bitmedi, Türkiye'de iş üzerindeler. Irak'ı, Suriye'yi birbirine karıştırdılar. İran'da ambargo var. Afganistan-Pakistan hattı ne halde olduğu belli. Libya karışık, Yemen iç savaş. Filistin coğrafyanın en önemli acısı.
"1960'DA KURDUKLARI SİSTEMİ TAYYİP ERDOĞAN TASFİYE ETTİ"
15 Temmuz'u, 17-25 Aralık'ı, Gezi olayları. Çok saf olmanın anlamı yok. Şunu yapıyorlar. Batı Türkiye'ye sızdı. Kurumlarına sızdı. Özellikle 1960 darbesi Türkiye'de Amerika'nın çok akıllı yaptığı, devlet kontrolüyle elinde tutmaya çalıştığı, gelen her devlet adamını istediği gibi evirdiği, çevirdiği itibarsız hale getirdiği ve medyayı kullandığı. Türkiye açık bir rejim. Ülkeye gönderdiği insanları sadece ajan olarak gönderiyorsa elbette sizin onu tespit etmeniz çok memnun olmaz. Bir büyükelçi istediği gazeteci ile ilişki kurar. Bunu bir ajanlık faaliyeti olarak değerlendirirse sizin bunu bilebilmeniz çok kolay olmayabilir. Hala geçmişte gazete patronajı üzerinden yaparlardı, talimatla yaparlardı, şimdi birtakım yazarlar üzerinden. Onu da arzu edenler var. Türkiye manda ve himayeyi 1919'da kabul etmedi. Tayyip Erdoğan'dan ne istiyorlar? 1961'deki kurdukları sistemi Tayyip Erdoğan 21 yılda tamamını tasfiye etti.
"FETÖ'NÜN DE PKK'NIN DA PATRONU AMERİKA"
Turizmden etkileniyorsunuz, savaştan etkileniyorsunuz. Amerika'nın bu ülkede oluşturduğu sütunlar var. Siz onu siyaseten etkisiz hale getiriyorsunuz ama adam yok olmuyor. Siz zaafiyete düştüğünüzde düğmeye basıyor. Şimdi o 21 yılın intikamını bu seçimde almak istiyorlar. 15 Temmuz'da darbeyle yapamadığını seçimle. O darbeyi kurgulayan Amerika'nın kendisi. Oy verecek insanın ne hatası var. Bizim dışımızda oluşmuş, Türkiye'nin iktidarını ele geçirmeye çalışan kurgu var. FETÖ'nün patronu kim? ABD ise FETÖ bugün kime oy veriyor? PKK'nın patronu kim? PKK'nın patronu da Amerika. PKK bugün kılçıksız kime oy veriyor? PKK'nın siyasi kolu HDP'dir. HDP'nin milletvekili adayları Kandil tarafından belirlenmiştir. Bu benim bilgim, değerlendirmem değil. Bu her dönem böyle olmuştur. 'Şu isimler olacak, bu isimler de olmayacak' diye. Bu doğrudan Kandil'den geliyor. İlgililer Erbil'e giderler bağ kurarlar, çalışmalar yapılır, karşılıklı değerlendirme yapılır Kandil'in listesi alıp buraya gelir.
"MACAR İÇİŞLERİ BAKANI BANA 'DİKKAT EDİN' DEDİ"
Eş Başkanlardan biri Pervin Buldan, diğeri Mithat Sancar. Mithat Sancar'ı kabul etmiyorlar. HDP'nin çok büyük bölümü 'Siz geçen dönem kime oy verdiniz, bu dönem kime oy vereceksiniz' diye soruluyor. HDP'lilerin büyük bölümü Kılıçdaroğlu'na oy veriyor. Bu kurgunun tamamlanabilmiş şeklidir. Burada muhalefeti biraraya getirmiş. Meral Akşener'den diğerine kadar. Kendi kurgusunu oluşturmuş. Darbe yapamamış, bunu seçimle değiştirmeye çalışıyor. Bunu Macaristan'da da yapmış. Urban, Soros'u Macaristan'dan kovdu. Urban'ın karşısına 3 aday çıkardılar. Çıkan adayla Urban karşı karşıya geldi. Macaristan İçişleri Bakanı yakın dostum. Benden 15 yaş büyük, iyi bir insan. Bana bizatihi 'Amerikan hazinesinden buradaki sivil toplum örgütlerine para gönderildi, dedi. Bana 'dikkat edin' dedi. Amerika'nın Türkiye'deki seçim için fikir yürütmesi nasıl tarif edilir?
"BUNUNLA İLGİLİ ELİMİZDE SES KASEDİ VAR"
Millet İttifakı'nın Avrupa Birliği Büyükelçisi'ni seçim politikalarıyla ilgili bilgilendirdiğini söyleyen Soylu "6'lı masanın ilk toplantısını toplantıdan çıkan bilgi notlarını, Ünal Çeviköz'le birlikte AB ülkesinin Büyükelçisine adam gönderip redakte ettirdiler. Ses kaseti var. Şu anda birçok beyanat veren ilgilinin gidip, resmi bir yetkili, genel başkanın yetkilisi olarak gidip, ilgili ülkenin büyükelçisi ile konuşmaları. Bundan 4 ay önce, Türkiye'ye gelen bir İçişleri Bakanı'na özel görüşmemde, bunun nasıl olduğunu, kendi ülkesinin büyükelçisinin hangi haltları karıştırdığını söyledim." dedi.
"İKTİDAR OY İLE DEĞİŞİR"
4 alternatif var. Muharrem İnce, Sinan Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Herkes istediğine oy verme hakkına sahip. Benim tarzım hoşuna gitmeyebilir. Benim politikalarım hoşuna gitmeyebilir veya gidebilir. Bütün dünyada seçmen davranışları buna göre belli oluyor. HDP'ye oy veren herkes PKK'yı tasvip ettiği için mi oy veriyor? İzmir'deki nasıl CHP'ye oy veriyorsa Diyarbakır'daki ben AK Parti'yle aynı kulvarda kendimi görmüyorum diyor. CHP'ye oy verenlerin her birisinin AK Parti'ye oy vermek veya kendi partisine oy vermemek gibi bir zorunluluk sözkonusu değil. Seçim bunun için var. İktidar oyla değişir. İstanbul'da, Ankara'da, Adana'da değişmedi mi?
"CHP 28 ŞUBAT DARBESİNİ ALKIŞLADI"
Amerika ben oyun kurdum diyor, kendisi deklare ediyor zaten. Bu oyuna gelmesin Türkiye diye bunları söylüyoruz. Türkiye Sivas'ta verdiği kararı devam ettirsin diyoruz. CHP 28 Şubat darbesini alkışladı. 1960 darbesinde Saraçhane'de davul çaldırdı CHP'liler. 80 darbesinde herkes sustu. 82 Anayasası'nda benim ailem 'hayır' oyu verdi. Kenan Evren 'biz darbe olgunlaşsın diye bekledik' dediler. İnsanların ölmesini ve Türkiye'nin karışmasını bekledik.
"DIŞARIDAN ECİNNİLER KARIŞIRSA BUNU FAŞ ETME SORUMLULUĞUMUZDUR"
İstanbul'daki seçimin tekrarı hukuki süreçtir. Seçimin hukukunu yok göremezsiniz. Seçim hukukunda bir eksiklik görmüşse, bu seçimin güvenliği ile alakalı bir problem değildir. Bazen muhtar seçimleri 3-5 ay sonra yeniden tekrarlanır. Kimisi muhtarlık ehliyeti olmadığı için kimisi o seçimde maddi hata olmuştur. Türkiye'de de tekrarlanan seçimler var. 2014 seçimlerinde Yaloava seçimleri, Ağrı seçimleri maddi hatalar yüzünden tekrarlandı. Aradaki farka etki edebilecek oyları YSK görür. Bu seçimlerin kendi rekabeti içinde geçmesini doğru buluyoruz. Dışarıdan ecinniler karışırsa bunu faş etme bizim sorumluluğumuzdur.
"SEÇİMİN TEKRARI TAMAMEN ZIRVA ŞEYLER"
Türkiye'nin seçim güvenliği problemi yok. Benim bu 6. seçimim. Hangi seçime CHP itiraz etmiş? Bugüne kadar bu kadar seçim içerisinde hangi seçim bir problem oluşturmuş. Seçimin tekrarı tamamen zırva şeyler, iler tutar bir tarafı sözkonusu değil.
CHP'Lİ MUHARREM ERKEK'İN "PARALEL SEÇİM TAKİBİ" İDDİASI
CHP bunu 1946'daki sopalı seçimlerle karıştırıyor. Tek parti iktidarının çok partili hayata geçtiği seçimlerdir. Demokrat Partilileri, sandıktakileri, parti yöneticilerini dayaktan geçirmiştir. Açık oy verdirtmişlerdir gizli sayım yapmışlardır. Bunların genel huylarıdır. 2002'den itibaren AK Parti'nin girdiği her seçimde, bu tartışmalar yapılmıştır ama hiç olmamıştır. Sebep seçim yenilgisine kendileri adına büyük bir mazeret uydurmak, siyasette kullanılan basit yöntemlerdir. AA seçim sonuçlarını verecek mi? O da mı paralel yöntem kurkuyor? Seçim işi benim işimdir. Sizin programı bildiğiniz kadar ben de seçim işini bilirim. Çocukluğumdan beri seçimin içerisindeyim. Türkiye'de bakanlık sandıkların güvenli okula getirilmesinden, güvenli oy kulanması sağlanmasından, jenaratörlerin çalışmasından, okullardaki kameraların çalışmasından, deprem bölgesinde YSK 'çadırlarla olur' dedi fakat benim içime sinmedi. Allah korusun yarın biri gelir çakmak çakar. Şu anda alanların tamamına konteyner seçim sandıkları kurduk. Hem oturan sandık kurulu hem iki tane oy kabini var. Biz o kadar ince detayını düşündük.
"BUNUN SORUMLUSU KİM? BAKANLIK"
Kaymakamlıklar, seçim kurulları, valilikler var. Sandıkların sağlıklı şekilde gelip gelmediğinin tespiti. Aynı zamanda bir sandık kurulu başkanı elinde çuvalla gelmedi, o sandık açılmadı, bunun takibi bizde olacak. Seçim kurulu ile konuşulacak ilgili okul müdürü ve kolluk gücünün yetkilisi 'gidip bunu alalım' diyecek. Sandıklar bağlandı, bunu getiren kim? Kolluk. Ya jandarma ya da polistir. Diyelim ki tahrif edilmiş, eksik sandık var. Bunun seçim kurulu ile irtibatını kuracak, güvenlik boyutunu yönetecek olan oradaki hakimle konuşacak, adımlarını atacak olan kolluk. İçişleri Bakanlığı'nın burada direkt sorumluluğu var. Eskiden exel tablolarda yapılıyordu. CHP fitne, fesat, kaosla, karıştırıcılıkla olmuş bir parti. Seçim sonuçlarına bir bahane uyduracak. Böyle bir şey sözkonusu değil. Kazanacağımız seçimle ilgili niye üzerinde herhangi bir şaiya oluşturacak bir işlem meydana getirsin.
"APLİKASYON FALAN SÖZKONUSU DEĞİL"
Benim görevim seçmenin hür iradesini oraya yansıtmaktır. İçişleri Bakanlığı olarak seçmenin hür iradesini değiştirecek herhangi bir şeye müdahale ettirmemektedir. Oradaki CHP'li yetkilisinin elinde seçim sonucu belgesi var mı? Var. Aksi takdirde sandık açılır, tekrar sayılır. Aplikasyon falan sözkonusu değil. Bunların hepsi uydurmadır. 601 bin polisimiz, jandarmamız, sahil güvenliğimiz çalışacak. Seçmenin yüzde 1'i yapıyor. Aplikasyon olsa birisi çıkıp 'ben uygulama var' der.
"TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR AİLE YAPISINA DAYANIR"
Bu ülkeyi ayakta tutan ailedir, değerlerdir, ay yıldızlı bayrağımızdır. Tarihin en büyük zorluklarından birini yaşadık. Depremi yaşadık. Aile yapısı güçlü olduğu için ayakta durdu. Bunun temel felsefesi güçlü aile yapısına dayanır. Türkiye güçlü aile yapısına dayanır. Avrupa'da erkek erkeğe evleniyor mu? Amerika'da? Bunu Türkiye'ye nakletmek istiyorlar. Bizim itirazımız tam anlamıyla budur. 'Siz bunu bizim ülkemize nakledemezsiniz' diyoruz. Buna hayır diyoruz. Bir tane örnek verdim, daha neler var. Bu bir sapkınlıktır. Dünyada tek tip bir kültür, tek tip din, tek tip yaşam biçimi, tek tip düşünce, çalışma anlayışı oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu oluşturmaya çalışan dünyanın egemenleri.
"FETÖ VE DEAŞ NEDEN OLUŞTURULDU?"
FETÖ bunun için oluşturuldu. DEAŞ niçin oluşturuldu? DEAŞ'ın El Kaide'den türediğini biliyoruz. El Kaide'yi ABD Afganistan'da oluşturdu. DEAŞ müslümanlığı bütün dünyada bazen tarif edemeyeceğimiz zorluklara düşüren, İslamofobiyi hortlatan bir tablo ile karşı karşıya bırakmak istiyor. Yapmak istedikleri bütün herşeyi tahrif, tahrip etmek.
"LGBT'NİN YAYILMASINI İSTİYORLAR"
Bizim dinimiz, geleneğimiz var. Bizim karşımızdaki Kemal Kılıçdaroğlu ekibi, Akşener dahil olmak üzere LGBT'nin yayılmasını istiyorlar. Bunu isteyen Türkiye'yi kendi istikametine çekmek isteyenlerdir. Oradan iki defa yasak aldım. Amerika iki defa beni kısıtlı hale getirdi.
"HDP VE PKK TARAFI SELO'YU ADAM YERİNE KOYMAZ"
CHP'ler Van'da 'Selo'ya özgürlük, Apo'ya özgürlük' diye bağırıyor mu? İmamoğlu konuşurken 'Selo'ya özgürlük sloganlarını' herkes duydu. Yapılan zafer işaretlerini, HDP bayraklarını duydunuz. Seçimin meşruiyeti üzerinden PKK'yı Türkiye'nin terörle yapmış olduğu bütün süreci evirmeye çalışıyorlar. Burada en büyük tehlike şudur. Seçim meşrudur. Seçimin meşruiyeti üzerinden PKK'yı, terör örgütünü aklamaya ve onu meşru sınırlar içerisine terör örgütünü çekmeye çalışıyorlar. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike budur. HDP ve PKK tarafı Selo'yu adam yerine koymaz. Apo'yu koyar. Böyle olduğu için o Apo'yla başlar, cari siyasetçiler burada onu da ortaya koyan, onu da zemmeden meseleyi içine çeker. Orada PKK açısından esas aktör Apo'dur. Selo da onun dışından gelen aktördür. Burada alansal meşruiyet oluşturuldu. HDP, PKK'nın siyasi koludur. Baştan aşağıya çamura bulaşmış, kana bulaşmış. Bu parti kirlidir.
"KANUN, 'KAYYUM ATARSIN' DİYOR"
Devlet kuralsız yönetilmez. Ben de kurala aykırı işlem yapıyorsam, mahkemeye müracaat eder. Bir belediye başkanını teftiş yapıyorum diyelim. Dosyayı savcılığa gönderirim. İlgili belediye başkanı 'bana haksızlık yapıldı' diye Danıştay'a başvurur. Benim her adımım hukuka açıktır. Kanun terörle iltisaklı ve irtibatlı, teröre bulaşmış, ilgili soruşturmaları başlamış belediyeye kayyum atarsın diyor. YLerine belediye başkan vekili görevlenirilsin diyor. Halk diliyle biz ona kayyum diyoruz. Bu bir kural. Silopi Belediyesi'nde herhangi hukuki malzeme, sonuç bulamadık. Almadık.
"HÜDA PAR'IN TERÖRLE İLTİSAKINI, İRTİBATINI DUYDUK MU?"
Hizbullah terör örgütüdür. Türkiye Cumhuriyeti kurallarınca terör örgütü olarak kabul edilmiştir. HÜDA PAR ile ilişkisi yoktur. Ben İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Terör örgütünü nerede terör örgütü görsek kafasını eziyoruz. Hizbullah'ın 7 yılda eylemi, adımı sözkonusu değil. Gece gündüz ararız. HÜDA PAR'ın Hizbullah'la herhangi bir kendi bağı, herhangi bir süreci veya HÜDA PAR'ın terörle ilgili terörle ilgili iltisakı, irtibatı, bağı sözkonusu değildir. Bunlar nereden çıkıyor peki? En yakınım da olsa terör örgütüyle bağı olsa devlet adına yapacağımız açık ve aşikârdır. Mesele bir ayak oyunu, bir çalımla, bir kurnazlıkla tanımlandırmaya çalışılmaktadır. PKK'yı sağ koluna alanlar, HDP ile PKK'yı HÜDA PAR'ı eşitlemeye çalışıyorlar. Bunun gerçeklikle ilgili bağı yok. Kendisini tatmin etmek istiyorsa, 'Ben PKK'la işbirliği yapıyorum, diğer tarafı da HÜDA PAR destekliyor'. Bu konularla ilgili PKK'ya meşruiyet sağlamak. HÜDA PAR'la alakalı bir terör duyduk mu? Geçmiş birçok örgüt var. HÜDA PAR'la ilgili herhangi siyasi parti, herhangi analist, Türkiye'nin HÜDA PAR'ın terörle arasına mesafe koymadığını görüyoruz diye bir şey duyduk mu? Son 8 yıldır Hizbullah ile ilgili eylem duyduk mu?
"SİYASETTE İMTİYAZ VATANDAŞLA BİRLİKTE OLMAKTIR"
Cumhur İttifakı olarak söylüyorum, parlamentodan sıkıntısız çıkacağız. Genellikle bir toplantıya giderken Togg'la gidiyorum. Dönerken kalabalıksa otobüsle dönüyorum, çünkü selamlamak gerekiyor insanları. Togg bizim ulusal onurumuz. AK Partili Bakan'a verilmiyor ki Togg. Araba bakanlığa tahsis edildi. Yarın ben bakan değilim. Diyelim ki x, y bakan. Böyle inanın sadece meselelerin üzerinden anasını göstermemek, esasını göstermemek, meselenin diğer tarafında 'Togg yapıldı ama niye muhalefe verilmedi' demek. Siyasetin böyle bir ayrıcalığı yok. Siyasetin en büyük ayrıcalığı vatandaşla birlikte olmaktır. Hem vatandaşın derdini dinleyeceksin, meselesinin çözümünü yapacaksın, onunla aynı şartlarda yaşayacaksın. Devlet evermiş, ben biniyorum. Ben onu polise de tahsis edebilirim. Milletim görsün, ben de bu dönem içinde kendi ülkemin arabasının onurunu ben de yaşayayım. Bundan daha doğal bir şey olmamalı. Sıraya girsin alsın.
"KIZILAY'IN TARTIŞMA ALANINA GİRMESİNİ İSTEMEM"
Kızılay bizim kurumumuz. Ben Kızılay çocuğuyum. Kendi genel kurulu var. Bütün değişimler genel kurulda yapılır. Kızılay kamu yararına dernekler statüsünde. Kimsenin Kızılay'ı kendi kendine alma sözkonusu değil. Genel kurulunu yapar. Elimizdeki bütün imkanları Kızılay'a veririz. 4 milyon insanın yemeğini karşılayan Kızılay şu anda. Siz istifa etmesi gerektiğini söylerseniz, genel kurulu 'hayır görevini yapabilir' diyebilir. Ben Kızılay'ın tartışma alanına girmesini istemem. Kendi adıma bir duruşum var, bundan hiç vazgeçmedim. Eksiklik insanlara mahsus. Her eksikliğin karşı tarafta bir tasfiye gerektereceği sözkonusu değil. Bunu kendi içinde tartışılır.
"TÜRKİYE OPERASYONA AÇIK BİR ÜLKEDİR"
Bizimkisi Türkiye davası. Sel, afet, deprem, uyuşturucu operasyonları, sayın Cumhurbaşkanımızın yükünü alabilmenin bir tek sebebi var. Ya masanın başında olmuşsun, ya aday olmuşsun ya olmamışsın. Bunun hiçbir önemi yok. Ben şu anda 1. sıradayım. Ben çok çalışıyorum. Türkiye'nin hak ettiği yönetimle devam etmesi için. İlla bu yönetim içinde olmalıyım diye bir çabanın içerisinde olmam. Benim görevim bakanlığı en iyi şekilde teslim etmek. Ben ülkemi seviyorum, milletimi seviyorum. Şu rahatlık içerisindeyim. Bu ülkede trafikte ölümler 7 bin 400'den 5 bin küsura çıktı. Allah'a hamdolsun, Cumhurbaşkanımızın talimatlarını harfiyyen yerine getirmek için çaba gösteriyoruz. Uyuşturucuda yıllık ölümler üçte bire düştü. Türkiye operasyona açık ülkedir. Bu ülkede yerli ve milli davranırsanız, problemlerin üzerine giderseniz size herşeyi yaparlar. Ellerinde o manivelalar var. Yapamazlar bir şey ama yıkmayı becerirler. Sizin hakkınızda birisi 700 defa yazı yazsa normal bulur musunuz? Amerika Büyükelçiliği'ne girip çıkan adam benim hakkımda 700 yazı yazıyor. Ben bunu niye normal bulayım? Kadına şiddette, kadın cinayetlerinde Türkiye bu konuda, İstanbul Sözleşmesi kalktıktan sonra yüzde 6-7'lik düşüş var. Bunu sıfıra düşürmek için mücadele ediyoruz. Allah Cumhurbaşkanımızdan razı olsun, partimizden razı olsun. Bize böyle bir görev verdi. 7 Mayıs'ta Atatürk Havalimanı'ndaki miting bu milletin duruşudur. Türkiye tarihinin en büyük mitingi olacak.