Bakan Çavuşoğlu'ndan ''ABD ve Rusya'' açıklaması
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Roma'da düzenlenen 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu'nda açıklamalarda bulundu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İtalya'nın başkenti Roma'da düzenlenen 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu’na katıldı. Çavuşoğlu, 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu’nun Özel Diyalog oturumunda yaptığı konuşmada devletler arasında güven eksikliği olduğunu söyleyerek, "Yeni bir uluslararası sistemin doğuşuna tanık oluyoruz. Aslında her aşamada yeni bir kriz yaşandığında yeni bir sistem olması gerekmiyor ama bugün bir problemimiz var ve mevcut sistemin reforma tabi tutulması lazım. İşte bu nedenle de gerçekten önemli bazı zorluklarla karşı karşıyayız. Krizlerle mücadele etmeye çalışıyoruz. Şu anda birden fazla güç merkezi var ve aslında birbiriyle rekabet eden gündemler var. Örneğin teknoloji yeterince gelişti. Bu da dünyanın gıda ihtiyaçlarının karşılanabileceği anlamına geliyor. Ancak yine de gıda güvenliği önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Çünkü bir taraftan da bir sıfır toplamda bir mantaliteyle karşı karşıyayız. İşte bu nedenle de iklim değişikliğinden, enerji güvensizliğine birçok farklı krizle karşı karşıyayız. Ve hiçbir ülke tek başına bütün bu engellerle mücadele edemez. İşte bu anlamda güçlü bir sisteme ihtiyacımız var. Yine de en önemli konunun aslında devletler arasında güven eksikliği olduğunu söylemek mümkün. Biz aktörler arasında bir güven eksikliği yaşıyoruz. Buraya AGİT'in Bakanlar Konseyi toplantısından geldim. Oradaki temel temalardan bir tanesi de güven ve azalan güvendi. Aslında AGİT'in kendisi belli bir aşamada Avrupa güvenliğin garantörüydü. Ama şu anda kendisi de bir varoluşsal krizle karşı karşıya. Ve küresel bir güven açıklığını yaşıyor. Tabii ki böyle bir kriz ortamı içerisinde küresel güvende azalıyor. Bu güven eksikliğinin çözümünün biz küresel anlamda yönetişimden geçtiğine inanıyoruz ve tabii ki diyalog ve diplomasi bunun için son derece önemli" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE OLARAK SURİYE'DE DURUMUN ETKİLERİNİ BİREBİR YAŞIYORUZ"
Suriye krizinin etkilerinden bahseden Bakan Çavuşoğlu, "Suriye krizinin farklı boyutlarından bahsettim. Terörizm bu boyutlardan bir tanesi. Türkiye olarak biz aslında Suriye'deki durumun etkilerini birebir yaşıyoruz. Ancak terörizm bunlardan en kritik öneme sahip olanı. PKK YPG PYD. Bunların arasında hiçbir fark yok. Hepsi aynı şey. O örgütün liderliği Kandilden geliyor. Esad'ın o dönemdeki başbakanı bunu zaten kanıtlarıyla ifade etti ki biz de bunu biliyoruz. Biz bu terör örgütünün Türkiye'ye doğrudan Türkiye'nin güvenliğine bir tehdit oluşturduğunu biliyoruz. Son iki yılda 2 binden fazla Suriye'den terörizmle ilgili saldırı yaşadık ve 500 kişi hayatını kaybetti. Şehitlerimiz var. Ve yine tabii sivil vatandaşlar da hem Türk vatandaşları hem Suriyeli sivil vatandaşlar hayatlarını kaybetti. Burada masum sivilleri öldürdüler ve birçok kişiye baskı uyguladılar. Azınlıklara baskı uyguladılar. Aslında çok ilginç olan şu. Oradaki Hristiyan azınlığa bir baskı yapmalarına rağmen bunu aslında Hristiyan dostlarımızı tetiklemek kışkırtmak için söylemiyorum. Ama tabii ki onların orada temsilcileri de var, Avrupa'da da seslerini duyuruyorlar. Diğer azınlıkların okullarını kapatıyorlar bu azınlıklar dahil olmak üzere. Onların çocuklarını kendi kadrolarına dahil ediyorlar. Ancak Batılı dostlarımız ABD dahil olmak üzere. Onlar gözlerini kapatıyorlar. Çünkü onların bir ayrılıkçı gündemi var. Ülkeyi bölmeye çalışıyorlar. Türkiye'de başarılı olamadılar. Şu an Kuzey Irak'ta aktifler, Suriye'de aktifler bu anlamda. Irak'ta da aynı zamanda son bir yıl içerisinde 800'den fazla terör saldırısı yaşadık. 2009 yılında bu terör örgütlerine karşı bir operasyona başladık ve daha sonra ABD ile ve Rusya ile beş gün içerisinde bir anlayışa vardık. Bu teröristleri bizim sınırımızdan 30 kilometre güneye itmeye kabul ettiler. Ama şu aşamaya kadar ne ABD ne Rusya bu taahhüdünü yerine getirmedi. Teröristler hala orada bize saldırmaya devam ediyorlar. Dolayısıyla bizim bu operasyonla devam edip bu alanı herhangi bir terörizm unsurundan temizlememiz gerekiyor. Bu alanların bir kısmında zaten biz DEAŞ'tan temizlemiştik. Arındırmıştık ve bölgedeki diğer terörist örgütlerden arındırmıştık bu bölgenin bir kısmını zaten. Ama aynı zamanda biz rejimle de istihbaratçı seviyesinde temas halindeyiz. Çünkü bu terör örgütleri dediğim gibi ayrılıkçı bir gündeme sahipler" dedi.