Bakan Bozdağ'dan Kılıçdaroğlu'na ve Zarrab'a yaylım ateşi

Anadolu Ajansı'nda Editör Masası'na katılan AK Partili Bekir Bozdağ, Reza Zarrab'ın Türkiye'ye iftira kampanyasının bir ayağı olduğunu belirterek, "söyledikleri itiraf değil iftiradır" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, AA Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtlıyor, son dönemdeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "CHP'nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, çamur siyaseti dediğimiz bir siyaset tarzını Türk siyasi hayatına maalesef istikrarlı bir şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Daha önce de defalarca benzer iftiralarda bulundu. Pek çok şey atıyor, soru soruyor, 'Siz şöyle yaptınız mı, yapmadınız mı? Yoksa belgeleri açıklayacağım.' diyor. Açıkladığı bir belge yok." dedi.

Bozdağ'ın açıklamalarından satır başları: 

"KILIÇDAROĞLU YALANCIDIR"

Türkiye adına, Türk siyaseti adına utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız. CHP'nin Genel Başkanı çamur siyaseti dediğimiz bir siyaseti ortaya atıyor. Daha önce de benzer iftiralarda bulundu. Dünyanın en zengin başbakanlarından biri olduğunu söylediler, gene arkası yok. Şu kadar bakan Bylock kullandı, hodri meydan dendi. Açıkladı, gene bir şey yok. Hayati bey ÖSYM'ye talimat verdi diye bir belge açıkladı, hepsi fos çıktı. Dediklerinin hiçbirisini de ispat edemedi. Elinde bir belge, bilgi olmadan haysiyetli bir adam insanları suçlar mı? Bir hafta önceki konuşmasının, 21 Kasım'da, orada diyor ki, "Dolar bozdurun diye bağırıyorlar. Sen dolarları habire oraya gönderiyorsun" diyor. Cumhurbaşkanımız dedi ki, "Siz bunları ispat ederseniz ben Cumhurbaşkanlığı'ndan da istifa ediyorum, siyaseti de bırakıyorum" dedi. Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak için fırsat kollayan çevrelere altın bir fırsat verdi. Ne yaptılar? Bir hafta sonra açıklayacağım dedi, bir kağıt parçası gösterdi. Fazla bir zaman geçmeden avukat sayın Ahmet Özel çıktı, "Bunlar yalandır, kağıt parçaları sahtedir" dedi. "Gönderilen bir kuruş para yoktur" dedi. Müfteri olmayan birine düşen görev iddiasını ispatlamaktır. 'Bu belgeleri size dağıtıyorum' demesi gerekmez mi? İddiasını ispat etmesi gerekmez mi? Elinde bomba patladı, perişan oldu da ondan dağıtamadı? Kağıt parçalarının gerçekten kağıt parçası olduğunu, kendisini müfteri durumuna düşüren belge olduğunu fark etti. Bomba elinde patladı, sahtekarlığı, müftericiliği, yalancılığı deşifre olduğu için bu kağıt parçalarını medyaya dağıtmaktan çekiniyor. 

Kılıçdaroğlu hesap uzmanıyım diyor, genel müdürlük yapmış. 2010'da beridir bir partinin genel başkanlığını yapıyor. Bu kadar görevlerde bulunan birisinin 'Ben yanıldım' demeye hakkı yok. 

"ZARRAB BASKI İLE İTİRAFÇI HALİNE GELDİ"

ABD'de Zarrab (Rıza Sarraf) ile ilgili bir dava başlıyor. Zarrab baskı ile itirafçı haline geldi. Eş zamanlı bir şekilde Türkiye'de ana muhalefet lideri Cumhurbaşkanını, yakınlarını, ailesini karalayan iftira kampanyası başlattı. Bir yandan New York'ta bir parçası sürüyor, Türkiye'deki ayağı da sayın genel başkan yürütüyor. İkisinin de hedefinde Türkiye var. İkisinin de hedefinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan var. İkisinde de hükümetimiz var. Kılıçdaroğlu gibi kukla bir lider istiyorlar. 

Şu anda Türkiye çıkarlarının aleyhine en büyük icraatı CHP'nin Genel Başkanı yapıyor. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ulusal güvenlik sorunu haline geldi. 

BELGELERİ KİM VERDİ?

Dürüst adam, bir belge açıklıyorsa, bunu kimden aldığını da açıklaması lazım. 'Ben haber kaynağımı gizli tutarım' sen gazeteci falan değilsin. FETÖ'cüler mi verdi, bazı ülkelerin istihbarat örgütleri mi verdi, diğer terör örgütleri mi verdi, yoksa bizim bilmediğimiz başka biri mi verdi? Veya siz mi oluşturuyorsunuz bu belgeleri? Yoksa seni kim kullanıyor? Açıklamıyor. Kim verdi kardeşim? Sen veren ülkenin çıkarlarına mı çalışıyorsun? Terör örgütü verdiyse, sen terör örgütünün destekçisi misin? Türkiye düşmanları verdiyse, bu muhabbetin sebebini açıklaması lazım. Bir soru ile iftira ediyor. Sonra da doğru söylüyor imajı vermek için kağıt parçaları gösteriyor. Bizim gördüğümüz şey çok açık. Türkiye'ye karşı bir projenin Türkiye ayağında alınan taşeronluk vazifesidir. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı'na, hükümetine, daha doğrusu Türk miletine karşı bir taşeronluk vazifesidir. Kişi konuştuğu zaman doğru söylemesi lazım. Türk siyasetinin baş münafıklarından bir tanesi Kemal Kılıçdaroğlu. Olacak iş mi? 

"PARLAMENTODA VEKİLLERE, İSTANBUL'DA HALKA DAĞITSIN"

İddia yurt dışına para aktarıldığı, Man Adası vergi kaçıranlar için bir cennet ve oraya özel kalemi, oğlunun para aktardığına ilişkin. Cumhurbaşkanımız "İspat edin bırakıyorum' dedi. Kılıçdaroğlu'na düşen bunu gazetecilere vermesidir. Parlamentoda milletvekillerine, İstanbul'da halka dağıtsın. Niye dağıtmıyorsun bunu? Niye vermiyorsun? Veremezler. Çünkü kendisi diyor ki, "Para gönderdi." O kağıt parçalarında gönderilen bir kuruş para yoktur. Evraklar ya sahtedir, hemen ortaya çıkacak. Ya da başka bir şeyi çarpıtıyor, o da çıkacak ortaya. 

Her işi iyi biliyorsan çıkar medyaya ver. Meclis araştırsın diyorlar. Sen araştırmadın mı? Doğru mu değil mi diye teyit etmedin mi? Türkiye'de kullanımı en kolay malzeme Kılıçdaroğlu. Uluslararası istiharat örgütleri Türkiye'de kimi kullanacaklarını çok iyi biliyorlar. Cumhurbaşkanımıza kim saldırırsa saldırsın, bazı çevreler, saldıran teröristlerse peşine düşüyor. Türkiye düşmanı ise peşine düşüyor. Burada da aynı şeyi görüyoruz. 

Mustafa Gündoğan özel kalem müdürü diyor. Bunlar gizli insanlar değil. Hepsinin ismi var. Bir bakmaz mı? Cumhurbaşkanı dedi, "Benim böyle bir özel kalem müdürüm olmadı." Özür dilerim öyle değilmiş demesi gerekmez mi? Utanma hissi yok. Bir tane kızarma, bozarma, utanma yok. 

"BU KONUDA ARTIK CHP'NİN YARGIDAN KAÇIRABİLECEĞİ BİR KONU DEĞİL"

Cumhurbaşkanımız dava açtı. Bir dava daha açacağını söyledi. Diğer kişiler adına da ayrıca davalar açıldı. Tazminattan kurtulmak için iftiracı olmadığını ispat etmek zorunda. Bu belgeleri mahkemeye vermeleri lazım. Mahkeme onların dediğinin doğruluğuna kanaat getirirse davaları reddeder. Kabul etmezse tazminata hükmedecektir. Ayrıca hakaretten, iftiradan oradan da yürüyecek ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları olacaktır. Bu konu artık CHP'nin yargıdan kaçırabilecekleri bir konu değil. Kılavızu karga olan kendisini pislikten kurtaramaz. Kendi kokar, çevresini kokutur. Şu anda kılavuzları karga Kılıçdaroğlu'nun onlarla beraber gezdiği yer hep pis olan yerler.   

''DIŞARI 1 KURUŞ PARA GÖNDERMEDİK DİYORUZ''

Böyle bir şey yok. Niye yok? Yapmadık, dışarı para aktarmadık, para göndermedik, 1 kuruş para göndermedik diyoruz. 1 kuruş para dışarı göndermedim. Dışarı bir kuruş para göndermedik, diyoruz. 'Doğrusunu ben söylüyorum, ben göndermedim' diyorsam, bunu gönderdiğimi kim ispat edecek, 'gönderdi' diyen ispat edecek. Bunu neyle ispat etmesi lazım Kendisi 'Ben gönderdiğini ispat ediyorum' dedi salı günü grup toplantısında, o kağıt parçalarını öyle kullandı. Ben de diyorum ki 'Ben göndermedim, o kağıt parçaları sahtedir, senin söylediklerin de yalanlandır.' O zaman üzerine düşen ne, bu kağıt parçalarının sahte olmadığını veya tahrifat yapılmadığını ve doğru olduğunu söylediğini ispat etmesi lazım. Ben şimdi soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibine, medyaya bu kağıt parçalarını niye vermiyorsunuz? Daha başka bir şey soracağım, acaba Kılıçdaroğlu bu kağıt parçalarını partide kaç kişiye verdi? Grup başkanvekillerine verdi mi? Partisinden de yeteri kadar insana verdiğini düşünmüyorum. Parti Meclisi'nde müzakere sırasında bu kağıt parçalarını üyelerine dağıtıp siz de teyit edin deyip müzakere mi yaptı yoksa dağıtmayıp sallayıp iftirayı onlara karşı da mı söyledi? Veremez çünkü yalanının ortaya çıkmasından rahatsız olur. Darbe girişimi oldu, herkes yurt dışında FETÖ'yü himaye ediyor. Amerika, Almanya himaye ediyor, diğerleri himaye ediyor. Şimdi bu himayenin Türkiye'deki yansıması kim Aynısını onlar yapıyor, başka bir şekilde. 'Türkiye güvenli ülke değil, gitmeyin' deniliyor, kendisi (Kılıçdaroğlu) açıklama yapıyor, 'Evet gelmeyin, Türkiye güvenli ülke değil' diyor. Neden? Türkiye zarar görsün. Basın özgürlüğü ve diğer konularda Batı'yla aynı dili kullanıyor.

Bu konu artık CHP'nin yargıdan kaçırabileceği bir konu değil, 'Onlar versin, götürsün' falan değil. Sen ister ver ister verme, zaten tazminat davaları açıldı. Savcılıklara suç duyurusu yapıldı. Dolayısıyla bunların karşılığını yargıda verecektir ama bunların büyük karşılığını da halk sandıkta soracaktır.

ABD'DEKİ HAKAN ATİLLA DAVASI

ABD'de yargı eliyle bir tiyatro ortaya konuyor. CHP eliyle Türkiye'de bir başka tiyatro oynanıyor. Bir dava düşünün yargılayan hakim FETÖ'nün organizasyonuna katılmış. Hem CHP'li bir milletvekili hem başka bürokratın ismi geçiyor. Tanık olarak dinliyor bir tanesini o da FETÖ'cü. Ben bir adalet beklemiyorum oradan FETÖ'nün Türkiye'de başaramadığı organizasyonun orada neticenlendirilmesi gibi bir sonuç gözüküyor orada. Bu daha başlangıç daha ne iftiralar ortaya atacaklar. Bir dünya gelse Tayyip Erdoğan'ı yenemeyecektir milletin kalbinden çıkaramazlar.

AFRİN'E OPERASYON HAZIRLIĞI

Türkiye, Suriye'de iç barışı tesis etmek sınır güvenliğini tesis etmek terör koridorunun oluşmasını engellemek için oralarda elbette aktif çalışmalar yürütüyor yürütecektir. Fırat Kalkanı oradaki oyunları bozan önemli bir adım olmuştur İdlib'de gözlem noktaları Türkiye, İran ve Rusya'nın aldığı karar ve attığı adımlar son derece önemlidir. Soçi'deki görüşmeler önemlidir. Suriye'de yaşanan çatışmaların biteceğine dair umudun en çok yükseldiği görüşmelerdir. Adımlar vakti geldiği zaman atılır.''

Sonraki Haber