Bahçeli'den AYM'ye, CHP'ye ve İmamoğlu'nu yaylım ateşi
MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada yerel seçimleri işaret ederek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef aldı. Bahçeli ayrıca yaşanan yargı kriziyle ilgili olarak da "Yargı AYM'nin vesayeti altında değildir. AYM adalet ve hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır" ifadesini kullandı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef aldı. 2024 yerel seçimleri üzerine konuşan Bahçeli, "İBB Başkanı'nı evine göndereceğiz" dedi.
Yargıtay-AYM gerginliği sonrası TBMM'de oturma eylemi gerçekleştiren CHP grubuna seslenen Bahçeli "Türk milleti size Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart'ta kaldırmasını da bilecektir" dedi.
Bahçeli yargı krizi konusunda ise "AYM adalet ve hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. AYM'nin bireysel başvuru incelemelerinde hukuk ve toplum düzenini tahrip edecek kararlar alması yasa ve anayasa koyucunun iradesini yok sayması, hatta anayasa hükümlerini işlevsiz hale getirmesi bir sürüklenme halidir. Gereken neyse TBMM'de yapılmalı, konu kapanmalıdır." dedi.
AYM Başkanı Zühtü Arslan'a seslenen Bahçeli, Arslan'a "Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil'e git" ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin gündeminde İsrail'in Gazze'ye saldırıları da vardı. Netanyahu'nun savaş suçlarından Lahey'de yargılanması gerektiğini dile getiren Bahçeli, İsrail'in tazminata mahkum edilmesi gerektiğini kaydetti.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Laf değil iş üretiyoruz. İşleyen demirin pas tutmayacağını biliyoruz. Milletimize hizmeti var oluşumuzun özü olarak nitelendiriyoruz. Gönül vermedikçe gönül bulamayacağımızın farkındayız. Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemize gönül verdik. Hiç kimseyi öteki görmüyoruz ötekileştirmiyoruz.
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimi hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz. Ara sıra keyfi isterse boş zamanlarında İstanbul'a uğrayan büyükşehir belediye başkanlarını evine göndereceğiz. Merkezi yönetimle yerel yönetimler tek ses tek yürek olacak. Belediye kaynaklarını bölücülere sevk edilenlerden milletimiz mutlaka hesap soracak.
MHP nefes alır gibi dur durak bilmeden çalışıyor. 31 Mart'ta yapılacak seçimlere hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz. Hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız. Sömürü çarkında öğütülen, iktidara değil Türkiye'ye muhalefet eden partilere meydanın boş olmadığını öğreteceğiz. Vakti yeterse İstanbul'a uğrayan belediye başkanını evine göndereceğiz. CHP ve HDP yönetimindeki belediyeleri cumhurun yönetimi ile birleştireceğiz. Kayıp yıllar Allah'ın izni ile son bulacak. Merkezi yönetim ile yerel yönetimler tek ses olacak. Belediye kaynaklarını bölücülere sevk edenlerden milletimiz hesap soracak.
Zamana göre fikir değiştirmeyiz. Rüzgarsız havada dönen fırıldağın kimler tarafından üflendiğini bilir yakasından tutarız. Zalim zalim, haine hain demeyi sürdüreceğiz. Çalışmaktan yorulmayacağız. Biz Türk ve Türkiye aşığı MHP'yiz. Vurmak ile düşmeyen MHP'yiz. Cumhurbaşkanı seçimleri 31 Mart'ta pekişip Türkiye Yüzyılı yürüyüşü güçlenecektir. Aklın yolu birdir. Yerelden genele birlik anlayışındayız. MHP ve Cumhur İttifakı varsa elbette umut vardır, huzur vardır.
İsrail askerleri bebek, kadın, yaşlı demeden katliam gerçekleştiriyor. Netanyahu katliamları aralıksız sürdürme mesajı verdi. İsrail aciz ve korkaktır. Hastane bahçesine füze atılması da vahşettir.
Esas olan çatışmalara ara verilmesi değil kalıcı ateşkesin sağlanması barışın kökleşmesidir. AB'nin çağrılarının da inandırıcılığı yoktur.
Riyad'da İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü toplandı. Riyad'daki görüşleri saygı görüp öne çıkan Sayın Cumhurbaşkanımız kadar dürüst, ilkeli ve samimi fikir belirten hiç kimse olmamıştır. Peki Gazzeli bebeklerin canlarına ne zaman sahip çıkılacaktır? Bu ataletin kaynağı nedir? Gazzeli mazlumlar kirli su için hayatta kalma mücadelesi verirken kaymak tabakanın vicdanı yerinde midir? Netanyahu Arap ülkelerine "Çıkarlarınız için sessiz kalın" demiş.
Korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Türkiye Cumhuriyeti'nin kimseye eyvallahı yoktur. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız. Siyonizme sonuna kadar tepki göstereceğiz.
İlk olarak İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların durması ve insani yardım koridorlarının açılması şarttır. Derhal ateşkes sağlanmalıdır. İsrail tazminata mahkum edilmelidir. Netanyahu savaş suçlarından Lahey'de yargılanmalı.
AYM ile Yargıtay arasındaki gerilim hali hukuk devleti ve hukuk güvenliği açısından arzu etmediğimiz durumdur.
Öncelikle yüksek yargı organları arasında yorum farkları görüş farklılıkları tahkim edecektir. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında cepheleşme ve suç duyurusuna kadar varan süreç, devlet krizi değil böyle görmek isteyenlerin sefil uydurmasıdır
AYM, hukuk ve toplum düzenini bozucu kararlar aldı. AYM, hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. hiyerarşik bir düzen yoktur. AYM'nin millet vicdanına adalet ruhuna ve hukuki normlara göre ihlal kararları yeniden yargılama sebebidir. Yargı AYM'nın vesayeti altında değildir.
AYM Başkanı'nın dilinin altında eveleyip gevelediği asıl maksadı, asıl düşüncesi nelerden ibarettir? AYM Başkanı'nın haddini çok açık bir şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil'e git. Mahkeme başkanı objektifliğini kaybetmiş, milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır. Karşımıza 2 seçenek çıkıyor: AYM ya kapatılmalı, ya da yeniden yapılandırılmalıdır.
Can Atalay konusunda gereken neyse TBMM'de yapılmalıdır. Egemenlik milletindir, milletin üstünde bir güç olamaz.
Yeni sivil, kapsayıcı anayasa kazandırmak hepimizin görevi ve gündemidir. Bize göre Yargıtay 3. Ceza dairesi görevini eksiksiz yapmıştır.