Bahçeli, Millet İttifakı'nı bombaladı: ''Birbirlerine tuzak kuruyorlar''
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''Zillet ittifakını oluşturan partiler gün aşırı birbirlerini ziyaret ediyorlar, hava kokluyorlar ancak arka kapıda birbirlerine tuzak kuruyorlar. Bir yapmadıkları altın günleriydi, zannediyorum yakında bunu da gerçekleştirecekler'' dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Türk Gençliği Büyük Kurultayı" ve "Analar Bacılar Kurultayı"na işaret ederek, "Türk gençliği diri umuduyla, yüksek ufkuyla, heyecan ve hedef dolu tutumuyla yeni bir tarih yazmış, almasını bilenlere mesajların en görkemlisini kararlılıkla vermiştir. Gençlerimiz milletimizin gelecek özlemidir. Bu özlem Allah'ın izniyle büyük Türkiye ülküsünün gerçekleşmesiyle vuslata erecektir." diye konuştu.
Devlet Bahçeli, "Cemil Meriç'in söylediği üzere, 'Dava irfanımızı yeniden fetheden, bugünümüzü düne bağlayan' bir gençlikle önümüze çekilen kalın perdeler birer birer yırtılıp atılacak, Türkiye büyüyüp Turan olacaktır." yorumunu yaptı.
"DÖNEMLERE HAPSOLANLARIN AKSİNE DEVİRLER ÜSTÜDÜR"
Türk tarihinin, hasreti çekilen eski ve ölümsüz bir eser olduğunu vurgulayan Bahçeli, bu eseri tekrar kaleme alacak, geleceğin tertemiz ve yaşanmamış ortamına inançla taşıyacakların, Türk gençliği olduğunu söyledi.
İstifhamların kafalarda kök salmasına engel olanın, kin ve nefretin kalplerde yuva yapmasına müsaade etmeyen asil Türk gençliği, bu gençliği temsilen de Milliyetçi-Ülkücü gençlik olduğunu dile getiren Bahçeli, "Kim ki Türk gençliğini yok sayıyorsa, adını anmıyorsa, siyasi ve ideolojik istismarın konusu yapıyorsa, biliniz ki karanlık, kabalık, kuraklık ve küstahlık içindedir. Onlar soysuz bir çağdaşlığın fevkinde çağlar üstüdür. Dönemlere hapsolanların aksine devirler üstüdür. Bildiğiniz gibi, şöhret, şehvet ve servet kör bir labirenttir." görüşünü paylaştı.
Elinde bir kandil bile olmadan dolaşmaya kalkışanların, aynısıyla dibi görünmeyen uçurumlara kanat çırpanlar olduğunu kaydeden Bahçeli, "Gençlerimiz yeri geldi mi sağduyu ve sorumlulukla uçurumların önüne göğsünü geren, yeri geldi mi de milli geleceği kötürüm hale sokmak için fırsat kollayan odaklara hak ettikleri şamarı indiren soylu duruştur. Gençliğimiz yüz akımız, önü arkası kesilmeyecek akınımızdır. Onların ihtiyaç ve taleplerini karşılamak, sitem ve şikayetlerini çözümle kesiştirmek siyaset kurumunun ana görevidir. Milliyetçi ülkücü gençlik, Türk gençliğinin kalpgahıdır. Kökü Ötüken'de, kaynağı Issık Gölü'nde, kavgası da Türk ve İslam düşmanlarıyladır. Bu gençlik bizim baş tacımız, medarıiftiharımızdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Biz analarımıza bakınca, bacılarımızı görünce gelecek Türk nesillerinin ayak sesini duyuyoruz" diyen Bahçeli, bu kapsamda Türk gençliğinin, analar sayesinde var olduğunu ifade etti.
"TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ, AYAĞINA GEÇİRİLMEK İSTENEN PRANGALARI KIRIP ATACAKTIR"
İki kurultayın da manevi olarak birbiriyle pekiştiğini ve örtüştüğünü belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
"Dikkatlerinizi çekmek isterim ki bugün Batı dünyasına hakim olan sosyal ve ekonomik mimari, bunun yanında değerler sistemi büyük çapta tatminsizlik ve huzursuzluklara yol açmaktadır. İnsan gün geçtikçe sadece yiyip içen, sadece diğer temel ihtiyaçların peşinden koşan, insani ve vicdani felaketlere tamamıyla sessiz kalan, niçin var olduğunu, neden yaşadığını düşünmeye fırsat bulamayacak şekilde sürüklenip giden bir felaket döngüsünün pençesindedir. Analarımızın, bacılarımızın, gençlerimizin fedakarane mücadele ve çabasıyla bu döngü bizim semtimize bile uğramayacak, Türk-İslam medeniyeti yeni bir yükseliş hamlesiyle ayağına geçirilmek istenen prangaları kırıp atacaktır."
"GERÇEKLERDEN UZAK BİR MİLLİYETÇİLİK HAVADA VE BOŞLUKTA UÇUŞAN FİKİR KIRINTILARI GİBİDİR"
Bahçeli, Prof. Dr. Erol Güngör'ün "İslam'ın Bugünkü Meseleleri" isimli eserine değinerek, "Milliyetçilik, bir dış mesele olarak göründüğü zaman yerli kültürün, yabancı kültüre karşı çıkması şeklinde cereyan etmektedir. Bir iç mesele olduğu zaman ise asıl iş memlekette milli birliğe engel olacak mahiyetteki kültürel, ekonomik ve sosyal farklılaşmaların asgariye indirilmesidir. Milliyetçilik ilk hamlede milli birlik ve bütünlüğün kazanılması davasıdır." sözlerini sarf etti.
Milliyetçiliğin, yabancı akımlara karşı güvence, milli birlik ve dayanışma ruhunun da güvenlik duvarı olduğunun altını çizen Bahçeli, "Hayattan kopuk, insandan mahrum, gerçeklerden uzak bir milliyetçilik havada ve boşlukta uçuşan fikir kırıntıları gibidir. Bizim milliyetçiliğimiz bizatihi hayatın içindedir, milletimizin vicdanındadır, Allah'ın izniyle iradesinin de tezahürü olacaktır. Arzumuz, amacımız ve arayışımız öteden beri budur. Milliyetçi Hareket Partisine atılan iftiraların, yoğunlaşan saldırıların, yaygınlaşan küresel tahammülsüzlüklerin gelişim ve ilerleyiş rotası titizlikle okunduğu takdirde, bunların hiç birisinin tesadüfi olmadığı görülecektir." düşüncesini dile getirdi.
"BİR MİLLETİN YÜKSELİŞİNİN MÜSPET DAYANAĞI MİLLİYETÇİLİKTİR"
Yeni bir dünya düzeninin söylem ve dayatmasının, hatta milletsiz devlet, devletsiz millet projelerinin önündeki en büyük engelin milli devletler ve güçlü millet oluşumları olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Bu nedenle küresel güçler ve mütecaviz ülkeler, milli devletlerdeki yönetim iradesinin millet üstü birliklerle ve güçlerle paylaşılmasını uzun süreden beri dayatmaktadır. Bu paylaşma, elbette ki egemen gücün lehine, mahkum milletin aleyhine gerçekleşecektir. Ancak, bu asimetrik etki aslında milliyetçiliğin yükselmesinin de bir dayanağıdır." dedi.
Küresel aktörler açısından, ülkelerdeki yükselen milliyetçiliğin kırılmasının, dil, din, etnik veya mezhep farklılıklarının kaşınması ve bunların üzerinden ilk etapta özerk, sonra da federal devletler oluşturulmasının melun bir hedef olarak her zaman güncelliğini koruduğunu ifade eden Bahçeli, bu hedefe öncelikle taşeronlar eliyle ulaşılmasının esas alındığını söyledi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bununla mündemiç CHP, HDP, İP, DEVA, Gelecek Partisi ve irili ufaklı diğer zillet partileri tembihli, görevli ve taşeron siyasetin lekeli temsilcileridir. Zillet ittifakı, çözülme ve yıkım siparişini bedeli mukabilince almıştır. Zira her şey gün gibi ortadadır, zelil siyaset simalarının kaçacak, gerçekleri inkar edecek hayası da, hali de kalmamıştır. Egemen güçler, kendi yayılmacı emelleri için milliyetçi perspektifle hareket ederken, ellerini uzattıkları ülkeler için milliyetçiliği bastırmaya, karalamaya, kötü göstermeye çalışmak gibi bir ikilemin ve tenakuzun dibindedir. Ancak maksadı ne olursa olsun, küresel sömürünün önündeki en önemli engel milli devlet yapısı ve bu yapının temel taşı olan Milliyetçi Hareket ve Cumhur İttifakı'dır. Başka bir deyişle, bir milletin yükselişinin müspet dayanağı milliyetçiliktir; milli kimliğin gücü de milli devletin çelik gibi sağlamlığıdır. Küresel gelişmelerin bir figüranı, pasif bir ögesi, edilgen bir yüklenicisi değil, baş aktörü olmayı hedefleyen milliyetçi fikriyat, yalnızca Türkiye'yi değil soydaşlarımızı ve müşterek kültür dairesinde yaşayan mazlum milletleri de kurtaracak muhteşem bir anlayışı temsil etmektedir. Buradan çıkarılması gereken sonuç, çoğulcu yeni bir dünya sistemine duyulan ihtiyacın, yeni baştan kurgusu yapılması gereken uluslararası yeni bir dengenin şart olduğu gerçeğidir."
Bugün bütün insanlığın, çevre sorunundan enerji sorununa, ekonomik eşitsizlikten terör sorununa, bulaşıcı hastalıklardan adalet sorunlarına kadar yüz yüze bulunduğu tehlikelerle ortak bir kaderi paylaştığını belirten Bahçeli, "Bu ortaklık insanlık değerlerinin, insanlık mirasının, insan olmanın onur ve şerefinin ortak paydasıdır. Dünyayı daha yaşanır bir yer haline getirebilmek, Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Amerika'ya kadar yerkürenin her köşesinde yaşayan bütün insanlık için kaçınılmaz bir amaç haline gelmelidir." diye konuştu.
Bu anlayışın, bir yönüyle Türk milliyetçilerine düşen tarihi görev ve sorumlulukları gösterdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda cihan imparatorluğu kurmuş olan aziz ecdadımızdan kalan yönetim mirasının da bir gereğidir. İnsan merkezli, hak ve adalet ilkelerine müzahir, gönüllü paylaşımı ve iş birliğini amaçlayan, küresel kaynakları hakkaniyetle insanlığın istifadesine sunan yeni bir aydınlanma süreci, inanıyorum ki Türk milletinin doğrulmasıyla başlayacaktır. Bu ümit yeşerdikçe ihanet kamçı yemiş, çifte çemiş gibi tepinmektedir. Gelişmelerin seyrine baktığımızda, ilhamını ve sevgisini büyük Türk milletinden alan Milliyetçi Hareket, devlet ve milletimizin bekası için dünden daha önemli ve kutsal bir görevle karşı karşıyadır. Ve Cenabıallah'ın izniyle bu kutlu görevi partimiz Cumhur İttifakı çatısı altında başarıyla yerine getirecektir. İnancımız, kararlılığımız ve hedefimiz bu yöndedir."
Türkiye'nin önünü kesmek, ilerleyişini engellemek için tetikte bekleyen iç ve dış işgal çetesi milli direncimizi sekteye uğratmanın hesabındadır. İşin özünde oynanan oyunun gizlenecek bir yeri kalmamıştır. Zillet ittifakının kurduğu kumar masasında kartlar açık oynanmaktadır. Bu masada sahtelik vardır, hepsini geçtik hiyanetin daniskası vardır. Zillet ittifakını oluşturan partiler gün aşırı birbirlerini ziyaret ediyorlar, hava kokluyorlar ancak arka kapıda birbirlerine tuzak kuruyorlar. Bir yapmadıkları altın günleriydi, zannediyorum yakında bunu da gerçekleştirecekler. Muğlak ifadelerle gündem kirliliğine neden oldukları da meydandadır. Bunlar ayrıca güçlendirilmiş parlamenter sistemi toplantıları için TBMM'de bir araya gelmişlerdir. HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya ulaştıklarını açıklamışlardır. Bunların neresi dürüst, neresi temizdir? PKK'nın tutsağı, FETÖ'nün kuklası CHP'nin iradesi mi kalmıştır?
Bir terör örgütü elebaşı Aziz Atatürk'ün kurduğu partiye ayar veriyor buna karşılık bir tek CHP yöneticisi de 'Ey katil sen ne diyorsun?' diyemiyor. Buna cesaret dahi edemiyor. Korkuyorlar, çünkü iradelerini terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Bu bir rezalet değil midir? Biz bunlara boşuna mı zillet diyoruz? Şu ibret verici kepazeliğe bakar mısınız? İP Başkanı bu aralar yine il ilçe gezen İBB Başkanı'nı Fatih'e benzetmiş, Kılıçdaroğlu'nu ters köşeye yatırmak için hamle yapmıştı. Kılıçdaroğlu da misilleme yaparak İP Başkanı'nın Cumhurbaşkanlığı hayalini suya düşürmüştür. Bunlar birbirlerini aldatmakla, kandırmakla uğraştırmaktadırlar. Yalan, iftira, ayak oyunu bunlardadır. Şimdi de güçlendirilmiş parlamenter sistem adında bir çalışmayla meşgullerdir. CHP'nin 2-3 Ekim 2021 tarihindeki Abant toplantısı zilletin kavşak noktalarını açığa vurmuştur. Abant toplantısının tavsiyesi kimden geldi? Özerklik ve federasyon gayesi CHP'ye nüfuz etmiştir.
'SİYASİ CİNAYETLER' İDDİASI
CHP Genel Başkanı'na soruyorum; kıvırmadan cevap vermesini bekliyorum! Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine Türkiye Cumhuriyeti insanı ifadesini getirmeyi düşünüyor musunuz? Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz? Bu sorularım gayet nettir, ya evet diyeceksin ya hayır. Boş kağıt vermen halinde hepsine evet dediğin kabul edilecektir. Korku edebiyatını bırak, bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin.
Bugünkü CHP yönetimi HDP'nin oyun uşağı haline gelmiştir. Bugünkü CHP yönetimi PKK ile ittifak tüneline girmiştir. İP ise bunların proje süsüne dönüşmüştür.
FIRAT KALKANI BÖLGESİNDE 2 ŞEHİT
Hainler tarafından yapılan saldırıda şehitlerimiz olmuştur. Elbette acımız büyüktür ama sorulacak hesabımız da büyük olacaktır. Milletimizin ve hepimizin başı sağ olsun. Kılıçdaroğlu taziye mesajı yayınlamıştır ancak saldırıyı kimin yaptığına dair en ufak bir ifade yoktur. Korkma, itiraf et, PKK'ya tek bir laf et. Kaygılanma, bu seni sadece ve sadece insan yapar. CHP böyle de HDP nasıl peki? YPG ve PKK'yı kınayan tek bir mesajını duymadım. Numune de olsa tek bir açıklamalarını duyan var mı? Bunlar yüz karasıdır, demokrasi infazcısıdır.
HDP'YE KAPATMA DAVASI
HDP'nin kapatılmasına yönelik ifadelerim terörizmin maşalarını rahatsız etmiş. Onları yalnızca rahatsız etmeyeceğiz, iki dünyada da ellerimizle yakalarından tutacağız. Bu bölücü ahmaklar nerede yaşıyorlar bilmiyorum ama benim ağzımı kapatacak bir baba yiğit henüz anasından doğmadı. Şehitlerimizin kanlarına sessiz kalırsak, görmezden gelirsek onurumuzla birlikle şerefimizi kaybetmiş oluruz. Biz MHP'yiz, biz Cumhur İttifakı'yız herkes ederi kadar konuşursa karşımızda siyasi bölücülerden ağzını açıp da bir şey söylemeye kimsenin hakkı olamaz.
ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
ABD'nin canavarı DEAŞ, Afganistan'ın Kunduz vilayetinde camiye bombalı saldırıda bulunmuştur. Bu kanlı olay henüz durulmamış hayatını çok ciddi ölçülerde sarsmıştır. Dost ve kardeş ülke Afganistan'a taziyelerimi iletiyorum. Camiye bomba atmak bir vandallık, bir şeytanlıktır. DEAŞ'ı, YPG'yi kiralık tetikçilik gibi kullananlar gün gibi karşımızdadır. Dost dediklerimiz adam olacak, dürüst olacak, kendi çıkarlarını kolladıkları kadar bizim de çıkarlarımızı kollayacaktır.
Partimizin değişmeyen ilke ve inançları, aziz milletimiz tarafından çok iyi bilinmektedir. Bizim devletle, cumhuriyetle ve ortak değerlerle hiçbir devirde sorunumuz olmamıştır. Bunlara yönelik tehditlerle sorunumuz olmuştur, bundan sonra da olacaktır. Bu konularda kimsenin rehberliğine, uyarısını da ihtiyacımız yoktur. Zillet ittifakının hesaplarını tarumar edeceğiz.
Yapılmak istenen etnik bölücülüğün siyasi bir sorun olarak siyasi süreçlerle çözümü için uygun bir ortam hazırlanmasıdır. CHP'nin İP'in HDP'nin hedefi budur. Devletimiz verilen muhteşem bir kurtuluş mücadelesiyle kurulmuştur. Hiç kimse boş yere hayal kurmasın, bu vatan biziz, istikbalin mimarı da inşallah biz olacağız. Bizim gönlümüzde herkese yer vardır. Türkiye'nin ve Türk milletinin geleceğini her şeyin üstünde tutuyoruz.