AYM astsubayların partisi için kararı verdi
Anayasa Mahkemesi, emekli astsubayların kurduğu As Parti'nin kendiliğinden dağılma hali ve buna bağlı olarak varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi talebini reddetti.
Kurucularının büyük çoğunluğunu emekli astsubayların oluşturduğu As Parti, 3 Şubat 2015'te Türk siyasi hayatına katılmıştı.
Kurucu Genel Başkanı Cavit Kayıkcı, hedeflerinin 200 bine yakın astsubayın siyaset arenasında söz sahibi olabilmesini sağlayacak zemini oluşturmak olduğunu söylemiş ve "Herkesi kucaklayan, dini, milli ve manevi değerlere saygılı bir partiyiz" açıklaması yapmıştı.
İşte o parti hakkında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianameyle ilgili Anayasa Mahkemesi (AYM) kararrını verdi ve As Parti'nin kendiliğinden dağılma hali ve buna bağlı olarak varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi talebini reddetti; karar Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yüksek Mahkeme tarafından yapılan incelemede, ilk büyük kongresini süresi içinde yapmayan ve zorunlu organlarını oluşturmayan partinin, ilk savunmasında kongre sürecine girdiği, ek savunmasında ise 8 Ekim 2017 tarihinde ilk büyük kongresini topladığı ve gerekli belgeleri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği belirtildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27 Ekim 2017'de AYM'ye gönderdiği yazıda ise As Parti'nin ilk büyük kongresini topladığı ve zorunlu organlarını oluşturduğu kaydedildi.
Kararda, partinin siyasi ve hukuki varlığını devam ettirme yönündeki iradesini ilk büyük kongresini yapmak suretiyle ortaya koyduğu anlaşıldığından "As Parti'nin kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı hukuki varlığının sona erdiğinin tespitine karar verilmesi" talebinin reddine, Muhammed Emin Kuz'un karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildiği belirtildi.
AYM üyesi Kuz, karşı oy gerekçesinde As Parti'nin tüzel kişiliğinin kanun gereği kendiliğinden sona ermesinden sonra ilk büyük kongresini toplaması ve zorunlu organlarını oluşturulmasına ilişkin tasarrufların yok hükmünde olduğundan, bu davada verilecek karara esas alınmasında isabet olmadığını, bu nedenle davanın kabulüne ve partinin tüm mallarının Hazineye geçmesine karar verilmesi gerektiğini savundu.