Akşener'den Erdoğüan'a Putin tepkisi: Yazıklar olsun
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tepki gösterdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın Putin ile görüşmesini eleştiren Akşener, "Sen ayaklarına gidip onlara nasıl teşekkür edebildin? Yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.
Akşener'in konuşmasından satır başları:
Biliyorsunuz 8 Mart Dünya Kadınlar günüydü. Türklerde kadın öğretendir, toplumun direğidir. Türklerde kadın akıldır, sağduyudur, toplumsal hafızadır. Türk devletleri kadını baş tacı yaptığı zaman yükselir. Türkler kadınlarıyla yükselir, kadınlarıyla yücelir.
“KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK”
Milli mücadele böyledir, cumhuriyetin ilk yılları böyledir. Kültürümüz tarihimiz böyleyken kadın hapisse Türkiye geriliyor demektir. Türkiye'de kadın ölüyorsa Türkiye ölüyor demektir. Kadınımızın her türlü dayatmadan kurtulması için yılmadan çalışmaya devam edeceğiz.
Türkiye'nin neresinde yaşıyorsanız yaşayın İYİ Parti'nin kapısı sorunlarınızın çözümleri için ardına kadar açıktı. Dünya emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun.
ERDOĞAN’A YÜKLENDİ
Acı dolu bir haftayı geride bıraktık. Şehitlerimizi toprağa verdik. Ümit ettik ki yönettikleri devletin kendi şirketleri olmadığını hatırlasınlar. Ama olmadı. Mehmetçik İdlib’de vatanı için canını ortaya koydu ama sayın Erdoğan yeni beceriksizliklere yelken açığını gördük.
Sayın Erdoğan bilmez ki Mehmetçik son nefesini verdiğinde geride kalanların da nefesi kesilir. Sayın Erdoğan bunları bilseydi, bunlar sayın Erdoğan'ın bunlar umrunda olsaydı evlatlarımızı yitirdikten 2 gün sonra şaka yapabilir miydi? Askerimizi şehit eden Putin ve Esad oldu, ayağına giden biz oldu. Sayın Erdoğan, biz Türkler çok savaş kaybettik ama onurumuzu hiçbir kapıda bırakmadık.
*Bu cahillik Putin ziyaretinde bir kez daha kendini gösterdi. Soçi’ye uymayan Rusya ve Esad oldu, görüşme talebini yapan biz olduk. Moskova’da kazanan Rusya ve Esad oldu geri adım atan biz olduk.
“YAZIKLAR OLSUN”
Biz Türkler tarihimizde çok savaşlar kaybettik ama onurumuzu hiçbir kapıda bırakmadım. Altı yüz yıllık devletimizi kaybettik ama onurumuzu hiçbir kapıda bırakmadık. Tarih boyunca kaybettiklerimizin yerine yenilerini koyabildik, yeni bir cumhuriyet kurduk. Bu nedenle Rusya’ya giderken milletçe senden tek bir beklentimiz vardı canını ortaya koyan Mehmetçik kadar onurlu olmandı.
Sense gittin o onurun onda birini masa başında gösteremedin. Gittik kapılarda bekletilmeye razı olup üstüne bir de kabul edildiğiniz için Putin’e teşekkür ettin. Dostun Putin kapıda beklemeni bütün herkese gösterip bizi rezil etti. Sayın Erdoğan hani itibardan tasarruf olmazdı. Onlar sana kapı önünde beklemeyi, layık gördün sen ayaklarına gidip onlara nasıl teşekkür edebildin? Yazıklar olsun.
Moskova Protokolü bir ara çözümdür. Bu ara çözümü kalıcı hale getirebilmek için, öncelikle devleti yönetenlerin, aklını başına alması gerekir. İktidardakilerin öğrenmemekte, anlamamakta ısrar ettikleri,
devlet insanı duruşunu göstermeleri gerekir.
Sayın Erdoğan'ı bir kez daha uyarmak isterim;
Bir: Bu kadar önemli konularda, kararları sarayında tek başına alma. Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay gibi kurumlardan, seçenekli politikalar üretmelerini iste.
İki: Suriye meselesi milli güvenliğimizi doğrudan ilgilendirdiği için, milli bir meseledir. Bu konuda adımlar atmadan önce, muhalefet partileriyle istişare et. İstişare ortaya, ortak akıldan süzülmüş, milli bir duruş çıkarır.Bu kadar hata yaptıktan sonra, muhalefetten, ayrıntılarını, nedenlerini, niçinlerini bilmediği politikalara, destek vermesini bekleyemezsin.
Üç: Politikaların oluşturulması aşamasında şeffaf olmadığın gibi, uygulamalarda da şeffaf değilsin. Damat Bey'in ekonomi açıklamaları gibi, Senin operasyonun sonuçlarıyla ilgili açıklamaların da şüpheyle karşılanıyor.
Dört: Türkiye, batının da ortak olduğu Suriye meselesinden kaynaklanan sığınmacı yükünü, elbette taşımak zorunda değil. Bu nedenle sınırlarını açmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır.Ancak bunu yaparken, yine şahsi kızgınlıklarla hareket etmek, haklı olan Türkiye'yi, dünya kamuoyunda, “İnsan kaçakçısı devlet” durumuna düşürüyor.Haklı olduğumuz bir konuda kızgın bir komşu gibi değil, devlet gibi davranmak zorundasın.Avrupa'yı gerçeklerle yüz yüze getirmenin, daha sağlıklı ve akıllıca yöntemleri olduğunu unutma.
“HABER YAPAN GAZETECİLERİ HAPSE GÖNDERMEK EN KOLAYI”
Daha önce söyledim, şimdi de tekrar edeyim. Madem şehit istihbaratçımızın cenaze töreni o kadar gizliydi, siyasi parti temsilcilerine kadar herkesi neden davet ettiniz? Madem Libya'daki unsurlarımız bu kadar gizliydi, Sayın Erdoğan dünyanın gözü önünde, “Milli İstihbaratımız Libya'da görev yapıyor.” diye neden açık etti?
Tüm bunlara rağmen, illaki soruşturacaksanız; Gidin, gizli kalması gerektiğine inandığınız o cenaze törenini, sızdıran mekanizmayı soruşturun. Gidin, gizli kalması gereken bir cenaze törenini,
bu kadar açık ve korunaksız hale getiren işleyişi soruşturun.
Bu açıklara göz yumduktan sonra, haberi yapan gazeteciyi soruşturup, cezaevine göndermek, işin kolay yanı. Üstelik de bunu, FETÖ’nün yöntemleriyle yapmak en kolayı.