Akşener'den Erdoğan'ı kızdıracak söz: ''Recep Bey ve arkadaşlarına adil davranacağız''
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ATO Congresium'da düzenlenen İYİ Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı'nda konuştu. Akşener, “14 Mayıs’tan sonra milletimizin, sandıkta uğurlayacağı, Recep Bey ve arkadaşlarına da, adil davranacağımıza, söz veriyoruz” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ATO Congresium'da düzenlenen İYİ Parti Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı'nda konuştu.
Akşener, partisinin seçim beyannamesinin açıkladığı toplantıda, "Milletçe haklı olmamıza rağmen tehdit edilen bizler oluyoruz. Hakarete uğrayan bizler oluyoruz iftira atılan bizler oluyoruz ama her seferinde mağdur olan enteresan bir biçimde, Recep Bey ve arkadaşları oluyor… Kurşun bize atılıyor, mağdur olan onlar oluyor. Güler misin ağlar mısın? Kereste gibi adamlar mağdurum diye geziyor" diye konuştu.
Konuşmasında adaletten de bahseden Akşener, “14 Mayıs’tan sonra milletimizin, sandıkta uğurlayacağı, Recep Bey ve arkadaşlarına da, adil davranacağımıza, söz veriyoruz” dedi.
Ankara’da uğradığı suikast sonucu öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş hakkında da konuşan İYİ Parti Genel Başkanı, “Başkentin göbeğindeki, alçak bir suikasti, görmezden geldiler. Katilleri, azmettiricileri, alçaklığa ortak olanları, bilmezden geldiler. Yargı süreçlerine, müdahale ettiler. Gencecik bir akademisyenin kanını, yerde bıraktılar. Yani Sinan Ateş’i de, yaşatamadılar” ifadelerini kullandı.
Akşener’in konuşmasından satır başları şöyle:
Ne yazık ki, bugün Türkiye’de; bize, geçmişimizi unutturmak isteyenler var. Bizi, 20 yıllık bir kısır döngünün içine, sıkıştırmak isteyenler var. Tarihimizi küçümseyerek, kendini büyütmek isteyenler var.
Siz; tarihinde kimseye boyun eğmemiş bu büyük milleti, korkutarak, bastırarak, susturarak, sefasını sürdüreceğini uman; bol maaşlı saray danışmanları, buradaki cesarete iyi bakın.
Ve sen. Baktığı dev aynasını, milletin gönül penceresi zanneden, Beştepe Muhtarı. Asıl sen, buraya çok iyi bak.
Devletimiz, böyle bir yönetimi, hak etmediği için buradayız. Milletimizi, her şeyden çok sevdiğimiz için buradayız.
Türkiye’nin bu yükü, daha fazla kaldıramayacağını, bildiğimiz için buradayız. İki kutbun arasına, sıkıştırılan insanlarımıza, üçüncü bir yolun, mümkün olduğunu, göstermek için buradayız.
Yağmalanan, ranta kurban verilen, talan edilen topraklarımızın; tapusunun, milletimize ait olduğunu göstermek için buradayız. Bir kişinin, iki dudağı arasına, mahkûm edilen ülkemize; demokrasiyi getirmek için buradayız.
Türkiye’nin İYİ ve cesur evlatları. Atılan, onca iftiraya rağmen, biz hâlâ buradayız. Kurulan, onca tuzağa rağmen, biz hâlâ buradayız.
Çevrilen, onca dümene rağmen, biz hâlâ buradayız. Yalanlara, engellere, barikatlara, hatta kurşunlara rağmen, Biz hala buradayız. Ve dimdik ayaktayız. Çünkü biz, bu yola çıkarken, milletimize bir söz verdik. Sesi çıkmayanların, sesi olacağımıza, Fakirin, fukaranın ezilmesine, engel olacağımıza, söz verdik.
Ahlakı, kadın bedeni üzerinden tanımlamaya kalkan, kirli zihniyete, son vereceğimize; her geçen gün artan, tacize, tecavüze, şiddete, cinayetlere karşı, kadınları yaşatacağımıza söz verdik.
Allah’ın izniyle, 14 Mayıs’ta milletimizi bu ucube düzenden kurtaracağız. 15 Mayıs sabahında sökecek, demokrasi şafağını, hep birlikte karşılayacağız.
Bugün ülkemizi yönetenler adaleti, zulümle sarsıyorlar. Bilgiyi, cehalete kurban ediyorlar. Huzuru, nifakla kaçırıyorlar. Özgürlükleri, baskıyla boğuyorlar. İnsanlarımızı değil, kendilerini düşünüyorlar. İnsanlarımızı değil, rantlarını koruyorlar. İnsanlarımızı değil, yandaşlarını yaşatıyorlar.
Evet, ne yazık ki bugün; Ak Parti iktidarın neden olduğu, 20 yıllık yıkımın sonucunda; insanlarımız, artık yaşayamıyor. Kadınlar gülüşleriyle, mutluluklarıyla, başarılarıyla; bu ülkede artık, yaşayamıyor. Gençlerimiz hayalleriyle, umutlarıyla, gelecek planlarıyla bu ülkede artık, yaşayamıyor.
Büyük bir afetin, asrın felaketine dönüşmesini izlediler. Adıyaman’da, Hatay’da, Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Osmaniye’de Şanlıurfa’da, Kilis’te, Malatya’da, insanlarımızı, yaşatamadılar.
Mesela Recep Bey çıktı “Kader planı” dedi… “Ölüm bu işin fıtratında var” dedi… Hatta daha dün, Hatay’da, daha da ileri gittiler. “Bu depremde rahmet var” diyecek kadar, ölçüyü kaçırdılar. Sonuç ne oldu? Ne sellerde, ne depremlerde, ne maden facialarında insanlarımızı, yaşatamadılar.
Mesela; “Ya davulcuya, ya zurnacıya…” dediler. “Kadın, evininin süsüdür” dediler. “O saatte orada, ne işi varmış?” diye suçladılar. Sonuç ne oldu? Ceren’leri, Özgecan’ı, Şule’yi, Pınar’ı, Emine’yi, Raziye’yi, Dilara’yı ve daha nice kadını, yaşatamadılar.
Sözüm ona, özel yurtların insafına bıraktıkları Enes Kara’yı, yaşatamadılar.
Mesela mülakat dediler, torpil düzeni sürdürdüler. Binlerce genç öğretmenimizi, öğrencilerinden alıkoydular. Mesleklerin, en asili olan, öğretmenliğin itibarını, iki paralık ettiler. Sonuç ne oldu? “En son neyinizi kaybettiniz?” sorusuna; “hayallerimi” diye cevap veren, Fedai öğretmenimizi, yaşatamadılar.
Mesela başkentin göbeğindeki, alçak bir suikasti, görmezden geldiler. Katilleri, azmettiricileri, alçaklığa ortak olanları, bilmezden geldiler. Yargı süreçlerine, müdahale ettiler. Gencecik bir akademisyenin kanını, yerde bıraktılar. Yani Sinan Ateş’i de, yaşatamadılar.
Toplumsal Sözleşmemizin, somut adımlarını, çözümlerimizi, projelerimizi anlattığımız, yaklaşık 3 bin maddelik, Seçim Beyannamemizi de hazırladık.
Üstelik bu beyannamenin, diğer beyannamelerden çok temel bir farkı var: Biz beyannamemizi, kişiye özel olarak hazırladık. Yani, İYİ Parti olarak, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Ve İYİ Parti iktidarında, hayata geçireceğimiz taahhütlerimizi, her bir vatandaşımızın bireysel şartları, ihtiyaçları ve sorunları çerçevesinde, özel olarak derledik. Milletimize, memleketimize, hayırlı uğurlu olsun.
Demokratik bir hukuk devletinde, adalet anlayışı insanlara, sadece yasalar önünde eşitlik sunmaz. Aynı zamanda, vatandaşların, hedeflerini gerçekleştirebilmeleri için karşılarına çıkan engelleri kaldırır, fırsatların kapısını açar. Ancak bugün, Ak Parti eliyle, ülkemizdeki adalet anlayışı sadece iktidar mensuplarının faydalandığı ve kendilerine göre yorumlayıp, uyguladığı evrensellikten uzak bir kavrama dönüştü.
Çünkü onlara göre adalet kendinden olanları, kayırmak demek. Çünkü onlara göre adalet milletin cebinden alıp, kendi cebine indirmek demek. Çünkü onlara göre, adalet 5-10-15 maaş almak demek.
Ama biz, İYİ Parti olarak, buradan söz veriyoruz: 14 Mayıs’tan sonra milletimizin, sandıkta uğurlayacağı, Recep Bey ve arkadaşlarına da, adil davranacağımıza, söz veriyoruz. Bu memleketin, milyonlarca mazlumu gibi onlar için de, adaleti sağlayacağımıza söz veriyoruz.
Hukukun üstünlüğünü, tesis edip yargı bağımsızlığını, güçlendirmek sadece yürek değil aynı zamanda, çelikten bir irade ister.
İşte bu yüzden biz, Recep Bey’i ve arkadaşlarını elbette anlıyoruz. Çünkü onlarda, ne öyle bir yüreğin, ne öyle bir iradenin olmadığını gayet iyi biliyoruz.
Bugün ülkemizde sevginin yerine nefret, saygının yerine, öfke ekiliyor. Millî birliğimiz ve beraberliğimiz, gün be gün, zayıflatılıyor. İnsanlarımız, gün be gün ayrıştırılıyor, kamplaştırılıyor. Tarihimizin, kültürümüzün ve kerim devlet anlayışımızın aksine saygının kalmadığı, empatinin olmadığı, makulün de kaybolduğu bir ülkede milletçe yaşam mücadelesi veriyoruz.
Ak Parti iktidarının keyfine göre bir gün, hain ilan ediliyoruz. Bir gün terörist ilan ediliyoruz. Bir gün şükürsüz ilan ediliyoruz. Bir gün nankör ilan ediliyoruz. Hatta gün geliyor Bu ülkenin, kadınları olarak “sürtük” bile, ilan edilebiliyoruz.
Peki sonra? Aslında sonrası yok…
Milletçe haklı olmamıza rağmen tehdit edilen bizler oluyoruz, hakarete uğrayan bizler oluyoruz, iftira atılan, bizler oluyoruz ama her seferinde, mağdur olan, enteresan bir biçimde Recep Bey ve arkadaşları oluyor… Sürekli bir incinmişlik, bir alınmışlık… Sürekli bir rencide olmuşluk… Gerçekten ibretlik.
Mesela onlarla aynı düşünmediğimiz için sürekli mağdur oluyorlar. Masallarını, oyunlarını, yalanlarını ortaya çıkardığımız için her seferinde, mağdur oluyorlar. Hatta kurşun bize atılıyor, mağdur olan yine onlar. Güler misin, ağlar mısın?
Aziz milletim; İşte biz 21 yıldır bu beceriksiz kadroların şımarık iktidarının bitmek bilmeyen mağduriyet senfonisini dinliyoruz.
#meral akşener