Akşener'den ağır suçlama: ''Vatanımız parsel parsel satıyorlar!''
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada, "Bugün vatanımız parsel parsel satılıyor" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında konuştu. Akşener, "Siyasette durduğumuz yerler farklı, vaatlerimiz farklı, gündem karşısında aldığımız tavırlar farklı hatta çoğu zaman söylemlerimiz de farklı ama tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak görüşlerimiz var" dedi.
Akşener'in açıklamaları şöyle:
''Bugün vatan topraklarımız türlü yağmanın ve peşkeşin içinde parsel parsel satılıyor. İktidar, iktidarda kalabileceği her bir gün adına kapalı kapılar ardında Anadolu'yu rehin ediyor.
BÜYÜK TÜRK MİLLETİ OLARAK KRONİKLEŞMİŞ DERİN BİR DEVLET KRİZİNİN İÇERİSİNDEYİZ
Kimi zaman da müflis tüccarın evini, barkını satması gibi nereden üç kuruş alacaklarsa ona satıyorlar. Büyük Türk Milleti olarak kronikleşmiş derin bir devlet krizinin içindeyiz. Öfkemizi de umutlarımızı da kırgınlıklarımızı da yeniden tesis etmek, hukuk ve adaleti tek parola yapmak için kullanmak mecburiyetindeyiz. Dün 1920'lerin tarihsel eşiğinde önümüzdeki imtihan buydu.
BU UCUBE SİSTEMİN TÜRKİYE'Yİ TAŞIYAMAYACAĞI KONUSUNDA FİKİR BİRLİĞİNE SAHİBİZ
Siyasette durduğumuz yerler farklı, vaatlerimiz farklı, gündem karşısında aldığımız tavırlar farklı hatta çoğu zaman söylemlerimiz de farklı ama tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak görüşlerimiz var. Bu ucube sistemin Türkiye'yi taşıyamayacağı konusunda fikir birliğine sahibiz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in esasları konusunda fikir birliğine sahibiz. Rantı, yolsuzlukları, hırsızlıkları engellemek için Siyasi Ahlak Yasası çıkarılması konusunda fikir birliğine sahibiz. Mesela Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda fikir birliğine sahibiz. Demokrasinin işletilmesi, Türkiye'nin bir hukuk devleti olması konularından fikir birliğine sahibiz. Bu vesileyle son toplantımıza katılan Genel Başkanlara teşekkür ediyorum Biz İYİ Parti olarak ant olsun ki egemenliğimize yeniden sahip çıkacağız. Millet ile devlet arasındaki bağı yeniden güçlendireceğiz.
23 Nisan'ın Çocuk Bayramı olarak kutlanması Atatürk'ün çocuklara verdiği değerden kaynaklanır. Çünkü Ulusal Egemenlik hedefi ancak milli şuurun nesilden nesile aktarılmasıyla mümkündür. Milletçe çocuklarımıza değer vermemizle mümkündür. Atatürk daha o yıllarda çocuklarımızın ne kadar önemli ve değerli olduğunu gördüğünden tarihte ilk kez yalnızca çocuklara özel bir günü Meclis'imizin kuruluş günüyle özdeşleştirmiş, bayram olarak kutlanılmasını istemiştir. Gazi'nin daha 1920'lerde ortaya koyduğu vizyonun bugün neresindeyiz?
KAPSAYICI DEVLET ANLAYIŞININ UZAĞINDAYIZ
TÜİK'in Beşinci Çocuk İş Gücü Araştırması sonuçlarına göre Türkiye'de çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuklarımızın sayısı 720 bin. Okulunu terk etmek zorunda kalan çocuklarımızın sayısı da maalesef azınsanmayacak kadar fazla. Ya çocuk gelinler? TÜİK'e göre son 10 yılda 381 bin 418 kız çocuğumuz evlendirildi. Mendil kapmaca oynamak yerine mendil satan, oyuncak bebeği yerine kendi bebeğiyle oynayan çocuklarımız var. Cinsel, fiziksel, duygusal istismardan koruyamadığımız çocuklarımızın sayısı son 10 yılda 700 kat artmış.
Bugün Cumhuriyetimizi kuran iradenin, çocuklarımıza dair koyduğu o vizyonun, işte bu kadar uzağındayız. 1921 yılında, Çocuk Esirgeme Kurumu’nu kurarak, savaşta babasını, ailesini kaybetmiş, yetim çocuklarımıza, kol kanat geren, o kapsayıcı devlet anlayışının, işte bu kadar uzağındayız. Bugün maalesef, Atatürk’ümüzün çocuklarımıza verdiği değerin, işte bu kadar uzağındayız! Tam da bu nedenle, bugün aramızda, Çocuk Esirgeme Kurumu’nu ortaya çıkaran o anlayışın, günümüzdeki temsilcilerinden biri var.
BAY KRİZ VE ARKADAŞLARI SAÇMALAMA KONUSUNDA BİRBİRLERİYLE YARIŞIR HALE GELDİ
Bay Kriz ve arkadaşlarının ülkemizi içine düşürdüğü ve her geçen gün daha da derinleşen ekonomik kriz milletimizi 100 liralık bakkal çekine mecbur ediyor. Liyakatsiz kadroların elinde milletimiz her gün çile çekiyor. Geometri kitabı yazmış hatta geometri terimlerini Türkçeleştirmiş bir başöğretmenin kurduğu ülkemiz, dört işlemi bile bilmeden ekonomi yöneten bir çapsızlığın vesayetinde perişan oluyor. Bay Kriz ve arkadaşları saçmalama konusunda birbirleriyle yarışır hale geldi. Mesela memleketin okumuş gençleri her fırsatta iteklenip akın akın yurt dışına gitmek zorunda bırakırken Ulaştırma Bakanı çıkıp 'Bugün yurt dışına mühendis ihraç eden bir konuma geldik' diye övünüyor. Ulaştırma Bakanı'nın patronu da ihracatı çoğaltmak için doktorlara 'defolun gidin' diyor. Meğer ihracat rakamlarını çoğaltmak istiyormuş adam.
MÜHENDİS İHRAÇ EDİP SIĞINMACI İTHAL EDİYORLAR
Mühendis ihraç edip sığınmacı ithal ediyorlar. Doktor ihraç edip maraba ithal ediyorlar. Kendi gençlerini yoksulluğa mahkum edenler kendi ülkelerini sığınmacı kampına çeviriyor.
Görevi memlekette elektriksiz, doğalgazsız ev bırakmamak olan bakan zerre utanmadan 2022 yılı Türkiye'sinde yaklaşık 1 milyon vatandaşımız elektrik gibi temel ihtiyaçtan yoksun olduğunu savunuyor. Siftahsız kepenk kapatan esnafımız ay sonunu getiremiyor. Asgari ücretliler, emekliler, açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışıyor ama ışıltılı gözleri, abuk subuk açıklamaları, bir türlü tutmayan planlarıyla Türk siyaset tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçen Nebati Bakanı 'Gerekirse gemileri karadan yürütür, hedefimize ulaşırız' diyor. Artık yürütmeyeceğiz, yürüttürmeyeceğiz diyemiyor. Bu söz ne yaptığına dair en küçük fikri bile olmayan liyakatsiz bir bakanın Fatih Sultan Mehmet Han üzerinden hamaset yaparak acınası bir şekilde durumu idare etmeye çalışmasıdır.
Gençler için gençlerle beraber oluyoruz. Birçok hayale, derde ortak oluyoruz. Gençlere akıl değil kulak verilmeli. İktidara geldiğimiz zaman sizleri hak ettiğiniz hayat standartlarına, özgürlüğe ve mutluluğa kavuşturacağız. Güçlü Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz. Çok az kaldı.
Devlet, vatandaşların insan onuruna yaşaması için çalışır. Ortak aklı her sektörde esas alacağız. Şehirlerimizin mimari dokusunu koruyacağız. Biz projeye değil ranta karşıyız. Hizmete değil hırsızlığa karşıyız.
Çağımızın ruhu üretmektir, İnsana yatırım yapmaktır. Sandık ufukta belirdi. İYİ Parti artık çok yakın. İnsan odaklı bir anlayış ve demokrasiyle Türkiye'yi taçlandırmaya geliyoruz. Zengin, mutlu ve huzurlu Türkiye'yi yaşatmaya geliyoruz. Millat iradesinin önünde hiçbir şey duramaz
27 Mayıs 2013'de İstanbul'da ağaçların sökülmesinden bu yana 9 yıl geçti. Bu 9 yıllık süreçte 'İki ayyaş' açıklamasıyla bardak doldu taştı. Gezi bir duruş, direniştir. Türk gençlerinin bu genci çaresizlere umut olmuştur. Ülkemizi tek adama mahkum edenlere karşı olmuştur. Gençlerimiz uğruna ölecekleri vatanları bir grup meczup elinde parçalanmasın diye bu direnişi gerçekleştirmiştir. Bu yönüyle gezi bir protesto değil, milli şuurun ayağa kalkmasıdır.