AK Partili milletvekili: ''İslam'ın şartı 5 değil, 7'dir''

AK Parti Kocaeli Milletvekili, İslam'ın şartlarını değiştirdi ve 5'ten 7'ye çıkardı.. İşte o 2 yeni "şart" !

AK Parti Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman, Kocaeli'nin Gebze İlçesi'nde yayınlanan bir dergiye verdiği röportajda , "İslam'ın şartı 5 değil, 7'dir. İnsanın haddini bilmesi çok önemlidir. O yüzden haddini bilmek ve haddini bilmeyene haddini bildirmek şarttır" dedi.

Ak Parti Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman, Gebze'de yayınlanan bir dergiye açıklamalarda bulundu. Cemil Yaman, Meclis'teki odasında Gebze'den gelen gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cemil Yaman röportajda, "Yakında ilçe kongreleri olacak. Siz de ilçe kongrelerine müdahale eden bir vekil mi olacaksınız?" sorusunu, "Ben hep şunu dedim; "İslam'ın şartı 5 değil, 7'dir. İnsanın haddini bilmesi çok önemlidir. O yüzden haddini bilmek ve haddini bilmeyene bildirmek şarttır. Bu hepimiz için geçerlidir. Hepimizin haddini bilmesi gerekir. Bu benim için de çok önemlidir. Görev alanı, yetki alanı nedir ? Ne fazla, ne az. Teşkilatçılığın da adabı budur, ismi oradan geliyor. Hep birlikte eksiklerimizi tamamlayacağız. "Ben tek başına kararını veririm, tek başına müdahale ederim" diyenler daima kaybederler. Ak Parti de asla böyle bir parti değildir" diyerek cevapladı. Cemil Yaman röportajda seçimlerle ve Gebze ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İSLAMIN ŞARTLARI NELERDİR ?

İslamın şartları, 5 tanedir. İslamın şartları aşağıda tek tek açıklanmıştır.  İslamın şartları sırasıyla: Şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehadet etmek dışındaki şartlar ameli yani davranışsal şartlardır.

1- Kelime-i Şehadet getirmek
Kelime-i Şehadet getirmek; islamın 5 şartından ilki şehadet getirmektir. Kelime-i Şehadet İslam'ın en özlü bir ifadesidir. Kelime-i Şehadet: "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" demektir. Anlamı: "Ben şehadet ederim ki, (Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki) Allah’tan başka ilah  yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür." Kelime-i Şehadet'in ilk kısmında Allah'tan başka ilah olmadığına, ikinci kısmında ise Hz. Muhammed'in (s.a.v) Allah'ın kulu ve rasulü olduğuna tanıklık edilir. Kelime-i Şehadet bu tanıklığın dille açıklanması anlamına gelmektedir.
Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.

2- Namaz kılmak
Namaz kılmak; ibadetlerin en üstünüdür. İslamın ikinci şartıdır. Namaz, İslam'ın beş şartından biri olan, günün belli vaktilerinde ve abdest alınarak yerine getirilen ibadettir. Namaz kılmak, akllı olan ve büluğ çağına giren her erkek ve kadın müslümana farzdır. Adem aleyhisselamdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı bir araya toplanarak, Hz. Muhammed aleyhisselama inananlara farz edildi. "Ey iman edenler, rüku edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz." (Hac Suresi, 77) Namaz, Allahü tealaya ve Resûlüne imandan sonra, bütün amel ve ibadetlerden daha üstün bir ibadetdir. Dinimizde ilk emredilen farz namazdır. "Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı." (Nisa, 103). Kıyametde de, imandan sonra ilk soru namazdan olacaktır. Namaz, İslam dininde imandan sonra en kıymetli ibadetdir. Allahü teala, kullarının yalnız kendisine ibadet etmeleri için namazı farz etdi. Kur’an-ı kerîmde yüzden fazla ayet-i kerimede (namaz kılınız!) buyurulmakdadır. Hadis-i şerifde, (Allahü teala, hergün beş vakit namaz kılmayı farz etti. Kıymet vererek ve şartlarına uyarak, hergün beş vakit namaz kılanı Cennete sokacağını, Allahü teala söz verdi) buyruldu. Namaz, dinin direğidir. Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki; Başsız insan olmadığı gibi, namazsız da din olmaz.

3- Oruç tutmak
Oruç tutmak; İslamın üçüncü şartıdır. Ramazan ayında, bir ay oruç tutmak farzdır. Tutmamak büyük günahtır.
Oruç; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir.
Her Müslümanın ramazan ayında fecrin başlamasından ki bu sabah namazından güneş batıncaya akşam namazına kadar yemeyi, içmeyi ve şehevi arzuları terk ederek oruç tutmaladır.
Oruç, yalnız aç ve susuz kalmak değildir. Bir hayvanı veya inanmayan bir kimseyi bir odaya hapsedip aç, susuz bırakmakla oruç tutturulmuş olmaz. Oruçtan maksat, sabır, şükür, nefis terbiyesidir.
Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.
Orucun müslümanlara farz olduğu Bakara sûresindeki:
"Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz." 183. ayetiyle bildirilmiştir. Ayrıca aynı sûrenin 185. âyetinde de "sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin." buyurularak oruç ibadetinin yerine getirilmesi emredilmiştir. Peygamber Efendimiz de, İslâm'ın beş temelinden birinin Ramazan ayında oruç tutmak olduğunu bildirmiştir.
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
"Cennette "Reyyan" denilen bir kapı vardır. Bu kapıdan kıyamet gününde Cennete yalnız oruçlular girerler; o kapıdan onlardan başka hiç bir kimse giremez."

4- Zekat vermek
Zekat vermek; İslamın dördüncü şartıdır. Nisap miktarı yani borçlarını düştükten sonra alacaklarıyla beraber elinde 96 gram değerinde, para veya ticaret malı olanın kırkta birini zekat vermesi farzdır. Zekat maddi durumu iyi olan herkesin, her sene fakir veya muhtaçlara verilmesi gereken sadakadır. Meyve ve tarla mahsulünün de onda birini fakire vermek farzdır. Bu onda bir zekata da uşur denir. "Zekat vermeyene Allahü teâlâ lanet eder." (Nesai)

Zekat kimlere verilir:

1- Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayılmayan, nisab miktarı malı olmayan kimselerdir.
2- Yoksullar: Hiçbir şeyi olmayanlar.
3- Borçlular: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar.
4- Yolcu: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.)
5- Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir.

Zekat Verirken Şu Sıra Gözetilmeli:
Önce kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyze, sonra diğer akraba ve komşular, bunlardan sonra mahallesinde ve oturduğu memleketteki fakirler. Aldığı zekât parasını günah yolunda harcayacak veya israf edecek olan kimselere değil, gerçek ihtiyaçları için harcayan fakirlere vermek daha iyidir.

5- Hacca gitmek
Hacca gitmek; İslamın beşinci şartıdır. Mekke-i mükerreme şehrine gidip gelinceye kadar, geride bıraktığı çoluk çocuğunu geçindirmeye yetişecek maldan fazla kalan para ile oraya gidip gelebilecek kimsenin, ömründe bir kere, Kâbe-i şerifi tavaf etmesi ve Arafat’ta durması farzdır. Müslümanların özel bir zamanda bir ibadeti yapmak kasdıyla Mekke'de bulunmasıdır.

Sonraki Haber